ANKARA (A.A) - AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Türkiye'ye yakışan, Türkiye'nin ağırlığına, itibarına yakışan anayasal değişiklikleri artık hiç vakit kaybetmeden hayata geçirmek zorundayız. Biz bu sorumluluğu taşıyoruz. Bu taşın altına elimizi koymadık, bedenimizi koyduk'' dedi.
Erdoğan, AK Parti Genel Merkezinde düzenlenen, Yerel Yönetimler Sempozyumu'nda yaptığı konuşmada, hedeflerinin Cumhuriyetin 100. yıl dönümünde dünyanın ilk 10 ekonomisini arasında yer almak olduğunu belirterek, ''Kimin? Türkiye'nin'' dedi.
''Ama anayasa değişiklikleri yapmadan, çağın gerektirdiği düzenlemeleri gerçekleştirmeden bunu başaramayız'' diyen Erdoğan, şöyle konuştu:
''Kişi başına milli geliri 10 bin dolara kadar çıkardık. Yeterli değil. Hedefimiz, inşallah 15 bin dolara çıkmak. Hayal mi bu? Değil ama anayasal mevzuatı değiştirmeden bunu başaramayız.
Türkiye Cumhuriyeti'nin itibarını artırdık, gücünü artırdık, ağırlığını artırdık. 21. yüzyılın bir Türkiye yüzyılı olması asla hayal değil ama bunun için Anayasa ve yasaları ileri standartlara ulaştırmak durumundayız. Kuvvetler ayrılığı ilkesi ülkenin birbirinden ayrılığı değildir. Milletimizin menfaatlerini öne çıkaracak, mütemmim cüzler bu ülkede olarak icrai faaliyet etmelidir. Türkiye'ye yakışan, Türkiye'nin ağırlığına, itibarına yakışan anayasal değişiklikleri artık hiç vakit kaybetmeden hayata geçirmek zorundayız. Biz bu sorumluluğu taşıyoruz. Bu taşın altına elimizi koymadık, bedenimizi koyduk.''
Erdoğan şahsi beklentileri ve çıkarları nedeniyle Türkiye'nin bu acil ihtiyacına sırtını dönenleri de millete havale ettiklerini ifade etti.
''YOKSULUN KAPISINI ÇALMAYANLAR, ÇALAMAYANLAR''
''On yılların vurdum duymazlığı, beceriksizliği, on yılların kötü ekonomi idaresi benim vatandaşıma acımasız fatura edildi'' diye konuşan Erdoğan, özetle şöyle konuştu:
''Yoksulluk bu ülkede ne yazık ki kronik bir sorun haline geldi. Bugün yoksulluk edebiyatı yaparak AK Parti'ye yüklenenler aslında kendi iktidarlarının eserlerini anlatıyorlar. Bir yandan yoksulluğu dillerine dolayıp diğer yandan AK Parti iktidarının ve AK Partili belediyelerin sosyal politikalarını eleştirenler, yoksulluğu ne olduğunu bilmedikleri gibi bir yoksulun da kapısını çalmayanlar, çalamayanlardır. Olsa olsa bir yoksul akrabalarını ziyaret etmek suretiyle, 'yoksul ziyareti yapıyoruz' diyenlerdir.
Kim ne derse desin, kim hangi eleştiriyi getirirse getirsin, benim yereldeki yönetici arkadaşım vali, kaymakam, belediye başkanı, meclis üyesi olsun, yoksulun, ihtiyaç sahibinin her zaman yanında olacak, olmalıdır.
Özellikle siz belediye başkanı ve meclis üyesi arkadaşlarımın bu noktada hassasiyetinizi artırarak devam ettirmenizi rica ediyorum. Alın eşinizi yanınıza kapı kapı dolaşın. Çalın kapıları. Bunu valilerimize, kaymakamlarımıza da söylüyorum. Teşkilatımız aynı şekilde, bunu yapalım. Devlet-millet kaynaşması bu. Bunu başaralım. Bu nasıl olacak? Çalınmayan kapıları çalmakla olacak. Biz çalacağız ve bu ihtiyacı önceden tespit etmiş olacağız. Kapıya gittiğimizde elimizde bununla beraber gideceğiz. İşte bunu başardığımız gün gerçek AK Partili olduğumuzu ispat etmiş oluruz.
''ÜLKENİN ROTASINI MİLLET ÇİZER''
Salonda bulunanların, ''Demokrasi yerelde başlar'' sloganını özümsemesini, slogana sahip çıkmasını isteyen Erdoğan, şöyle devam etti:
''Bu ülkenin, bu toprağın sahibi nasıl milletse, bu rejimin, Cumhuriyet'in de yegane sahibi millettir. Kimse bunu sahiplenmesin. Bu ülkenin rotasını elitler değil, millet çizer. Bu ülkeyi sırça köşklerinde, milletten kopuk efendiler değil, bizzat millet idare eder. Altını çiziyorum, bu ülkeye ve millete, çeteler, mafya, hukuk dışı örgütlenmeler değil, bizzat ve bizzat millet yön verir, millet istikamet verir.
73 milyon vatandaşımın her biri bu ülkenin sahibi olduğuna göre, bu vatandaşlarımın her biri de bu ülkenin idaresinde söz sahibidir, karar sahibidir. Hala bu ülkede göbeğini kaşıyanlar-kaşımayanlar tartışmasını yapanlar, daha çok tribünden AK Parti iktidarını izlerler. Çünkü biz bu ülkede 73 milyonunun her birini eşrefi mahlukat olarak görüyoruz, her birini aziz, saygın, devletin önünde kabul ediyoruz.''
"SİVAS'IN ÖTESİNE GİTMEYE BAŞLADILAR"
Başbakan Erdoğan, milleti seçimden seçime hatırlayanlardan, millete seçimden seçime gidenlerden olmadıklarını, milletin tercihini, görüşünü, fikirlerini, beklentilerini küçümseyenlere karşı her zaman sapasağlam, dimdik durduklarını, bundan sonra da durmaya devam edeceklerini söyledi.
Erdoğan, ''Ben bugün mutluyum, çünkü artık Sivas'ın ötesine gitmeye başladılar. Bu demokrasimiz için güzel bir gelişme, ülkemiz için büyük bir kazanç, milletimiz için büyük kazanç. Dedik, dedik, dedik ve oldu'' dedi.
Erdoğan'ın konuşmasında öne çıkan diğer bazı başlıklar şöyle:
-''Türkiye birbirini anlama çabası gösteriyor. birbirinin sorunlarını görmek için daha fazla gayret gösteriyor ama birileri de çomak sokmaya gayret ediyor. onların görevi bu''
-''Bizim görevimiz de işte bu sokulan çomakları çekip çıkarıp, arı kovanından arzuladığımız balı elde edebilmektir''
-''Milli birlik ve kardeşlik projesi dediğimizde bazıları diyor ki 'ben bunun içini anlayamadım'. Onların da sizlerin de affına sığınarak diyorum ki, anlama özürlüysen ben ne yapayım''
-''Kürt kökenli vatandaşımın sesi çok çıkıyor diye diğerlerinin hepsini bastırsın mı? diğerlerini dinlemeyelim mi?''
-''Yüzde bir değil, bir kişi olsa biz o sorunu çözmekle mükellefiz. İktidar bu demektir''