HABER

Erdoğan'dan Baykal'a 'haram ekonomisi' cevabı

ANKARA (İHA) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, hükümetin ekonomi politikasını 'haram ekonomisi' diye eleştiren CHP lideri Deniz Baykal'a, "Artık haram ve helali kimden dinliyoruz. Bunlar güzel gelişmeler. Bunları biz söylesek çok şeyler olur. Ama onlar söyleyince, biz de diyoruz ki 'İşler iyi gidiyor'" cevabını verdi.

Erdoğan, Parti Meclisi toplantısı sırasında Genel Merkez'de bulunmadığı belirtilen ancak bina garajında araba içerisinde muhaliflere yakalanan CHP lideri Baykal'a, "Genel Başkan icabında arabanın içinde yakalanıyor, icabında farklı yerlerde. Tabii bu onların iç meselesi, bizi ilgilendirmez ama bunlar çok komik şeyler oluyor. Bazen de renkli oluyor" sözleriyle de yüklendi. AK Parti'nin genişletilmiş il başkanları toplantısı AK Parti Genel Merkezi'nde gerçekleştirildi. Başbakan Erdoğan başkanlığında
gerçekleştirilen toplantıya il başkanları, büyükşehir ve il belediye başkanları, kadın ve gençlik kolları başkanları katıldı. Toplantının açılışında konuşan Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin adalet ve kalkınma yolunda sorumluluklarının her geçen gün arttığına işaret etti. Konuşmasının başında partililere seslenen Erdoğan, partililere şu uyarılarda bulundu: "Önümüzdeki en büyük tehlike rehavettir. Yapılan hizmetleri yeterli görmektir, hedef ve amaçlarımızdan dikkatimizi dağıtmaktır. Aksine kazanılan
başarıları, aldığımız mesafeleri bir başlangıç ve sıçrama noktası olarak görmeliyiz. Ülkemizi çok daha ileri yerlere taşımanın heyecanını duymalıyız. Sakın bu rehavet ve atalet tuzağına düşmeyelim. Bizden önce de çok idealist siyasetçiler geldi geçti. Hemen hepsinin düştüğü tuzak atalet ve rehavet tuzağı oldu. Her gün yeni bir başlangıçtır. Biz yola çıkarken milletimize yüreğimizi açtık, millet de kendi yüreğini bize açtı. Bu heyecanın küllenmesine asla izin vermemeliyiz. Bize göre mükafatların en büyüğü milletimizin hayır duasıdır. Buna uygun şekilde olgunlukla hareket etmeliyiz. Vakar içinde hareket etmeliyiz. Kendi menfaatini düşünmekten bu milleti düşünmeye vakti olmayanlardan olmamalıyız. Hedeflerini ve ideallerini yitirenler benliklerini de yitirirler. Biz insanımıza hizmet davasında azmimizi, aşkımızı her geçen gün arttıracak, hedefe daha kuvvetle kilitleneceğiz. Türkiye'de son 5 yılda atılan adımların nabzımızın nasıl milletle attığının göstergesidir. Başarılarımız aslında milletimizin başarısıdır. Biz ne yaptıysak milletimiz için yaptık".

'MUHATAPLARIMIZIN SAATİ 1960'LARDA TAKILMIŞ KALMIŞ' Başbakan Erdoğan, geçen 5 yıl için kendisini en çok memnun eden hususun AK Parti'nin bir bütün olarak demokrasi sınavından alnının akıyla çıkması olduğunu söyledi. Türkiye'de siyaset kurumunun henüz eski marazi alışkanlıklarından kurtulmadığını ifade eden Erdoğan, muhalefet liderlerini, "Bazı muhataplarımızın saati 1960'lara takılmış kalmış, 1970'lerde durmuş. Ezberlerini bozamayanlar aynı nakaratlarla yarım asırdır siyasette durabiliyor" sözleriyle eleştirdi. TBMM iradesini savunmak ve demokrasiye kayıtsız şartsız sadakat göstermek konusunda AK Parti'nin bazen tek başına kaldığını belirten Erdoğan, bunların Türk siyasetinin dünden bugüne taşıdığı, gölgesi bugünlere vuran kötü alışkanlıklar olduğunu söyledi. Değişimin bayraktarlığını AK Parti'nin yaptığını ve yapacağını dile getiren Erdoğan, "Türk siyasetinden kötü alışkanlıkları temizlemek, demokrasiden başka yana dümen kıranlarla mücadele etmek de bizim görevimizdir. Türk milleti bu gölgeli demokrasi tablolarını, arızalı siyaset manzaralarını hiç hak etmiyor. Türk siyasetine bu kusurlu demokrasi zihniyeti taşıyanlar, kifayetsizliğini örtmeye çalışan siyasetçi gruplarıdır" dedi. Demokrasiye bağlı kalacaklarını ve demokrasiye farklı tarifler arama gayretine girmeyeceklerinin altını çizen Başbakan Erdoğan, "Millet iradesine de asla ihanet etmeyeceğiz" mesajını verdi.

'KUTLU DOĞUM SANCISI YAŞIYORUZ'
Seçimin hemen arkasından hem iç hem dış meselelerde yoğun bir döneme girdiklerine işaret eden Başbakan Erdoğan, yaşanan süreçtekilerin Türkiye'nin değişim sürecinin olağan sancıları olduğunu söyledi. Tüm yaşananları 'değişimin sağlam temellerde ilerlediğinin göstergesi' olarak nitelendiren Başbakan Erdoğan, "Biz buna kutlu doğum diyoruz. Çünkü kutlu doğumlar sancılı olur. Önümüze engeller bundan sonra da çıkacaktır. Bunları birlik ve beraberlik içinde aşacağız. Krizlerden başını kaldırmayan, suistimallerle yönetilen bir Türkiye yok artık. 81 vilayetimizde yaşayan tüm halkımız artık omuz omuza birlikte yürüyor. Artık kapalı kapılar ardındakileri kaygıyla izleyen bir millet yok artık. Bir grup işadamıyla sohbet ettim. 'Artık yarın ne olacak, diye düşünmüyorum' diyorlar. Niye? Çünkü artık güvenilir, sancıları atlatmış bir Türkiye var. Milletimizin güven duygusu arttıkça zemin kaybedenler telaşa kapılıyor. O telaş var ya oradan geliyor. Ne olacak da artık siyasette ömrümüz tükenirken belki bir kere yakalarız kaygısıdır. Ama millet ne olduğunu iyi biliyor" şeklinde konuştu.

BAYKAL'A 'HARAM' GÖNDERMESİ Başbakan Erdoğan, konuşmasında hükümetin ekonomi politikalarını 'haram ekonomisi' diye eleştiren CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'a da yüklendi. Erdoğan, "Artık haram ve helali kimden dinliyoruz. Bunlar güzel gelişmeler. Bunları biz söylesek çok şeyler olur. Ama onlar söyleyince, biz de diyoruz ki 'İşler iyi gidiyor'" dedi. Türkiye'nin büyük sıkıntılarını çözme iradesine kavuştuğunu, dünyaya sözünü dinlettiğini ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu: "Başı dik ve dünyayla açık net konuşan, caydırıcılığı olan, vazgeçilmezliğini güçlendiren bir Türkiye var. Avrupa ve dünyada Türkiye rağmencilik yok, Türkiye çözüm yollarında masanın bir tarafında mutlaka yerini alacaktır ve almaya başladı. Bu milletimizin ve ülkemizin duruşuyla alakalıdır. Bunu milletimizle el ele vererek bugünlere taşımanın huzuru içindeyiz. Türkiye'ye bu saygınlığı kazandıran siyasi irademizdir."

'SERMAYEYE HAK ETMEDİĞİ HAKKI VERMEYECEĞİZ' Başbakan Erdoğan, göreve geldiklerinde Irak meselesinin olduğunu ancak buna rağmen ekonomide geri gidişin yaşanmadığını aksine ileri gidiş olduğunu söyledi. Bütün ekonomik parametrelerin ortada olduğuna dikkat çeken Erdoğan, şunları söyledi: "Baktığınız zaman Türkiye başladığımız noktada değil çok ileri noktalarda. 'Türkiye batar, yok olur, şu olur, bu olur' diyenler Türkiye'nin batmadığını gördü. Bundan önce öksürdüğünüzde ekonomi tüberküloz oluyordu. Şu anda Türkiye bir fırsatlar ülkesi oldu. Türkiye artık küresel sermayenin ileri gelenlerinin üzerinde hassasiyetle durduğu yatırım merkezi oldu. Birilerinin sürekli üzerinde durduğu sıcak para var ya o ayrı kalem. Bunlarla birlikte Türkiye'de yeni bir istihdam alanları doğdu. Bu yatırımlar arttıkça bizim ihracatımız da arttı. Artık leblebi, çekirdek ihraç eden ülke değiliz, artık sanayi ve teknoloji ürünlerini dünyaya ihraç ediyor. Bazı alanlarda ilk sıralarda yer alıyor. Türkiye'nin kitabında ar-ge diye bir olay yoktu. Bizim iktidarımızda kamuda da özel sektörde de ar-ge çalışmaları hızla artıyor. Biz bu ülkede bizden önce olduğu gibi asla sermaye düşmanlığı yapmadık, yapmayacağız ama sermayeye de asla hak etmediği bir hakkı, milletin hakkını da teslim etmeyeceğiz. Burada adil bir yönetim, dürüst bir yönetim, ufuk veren bir yönetim, düzgün bir mekanizmayı savunan bir yönetim olduğunu söylüyoruz."

"BU İKTİDAR YİĞİTTİR" Aydınlık ufuklara ilerleyen Türkiye'nin bazılarında oluşturduğu keyifsizlik ve panik var" diyen Erdoğan, Türkiye'nin demokratik ve ekonomik istikrarını asla sekteye uğratmayacağını vurguladı. Erdoğan, "Allahın izniyle çözümsüz ve çaresiz hiçbir meselemiz yoktur. Biz şu birliğimizi korudukça, beraberlik içinde oldukça, toplumsal birliğimizi hep birlikte koruduğumuz, kardeşlik heyecanımızı ve enerjimizi birleştirdiğimiz takdirde aşamayacağımız sorun yok" dedi. Konuşmasında Türkiye'nin dış borcunun ekonomi için büyük risk olduğunu söyleyen Türk-İş Genel Başkanı Salih Kılıç'a sert tepki gösterdi. Kılıç'ın 'Benim oğlum bina okur, döner döner yine okur' misali hala borç miktarını konuştuğunu ifade eden Erdoğan, tepkisini şu sözlerle dile getirdi: "Hala o işten anlamıyor. Çünkü kılavuz farklı. Miktara baktığınız zaman dünyanın en borçlu ülkesi ABD'dir. İktidara geldiğimizde borcun milli gelire oranı yüzde 74.8 iken şimdi yüzde 40'ın altına iniyor. 74.8 nire, yüzde 40 nire. Bu işi kim getirdi bu noktaya. Gece gündüz demeden çalışıyoruz. Dikkat edin atalarımız borç yiğidin kamçısıdır diyor, işte bu iktidar yiğittir. Yiğit olmazsan ezilir gidersin ,o zaman komaya girersin. Hamdolsun bizim öyle sıkıntımız yok. Hesap böyle yapılır ama bunlar bilmemekte direniyor. IMF ile ilişkilerde de 'ferman buyurdunuz' diyen bir iktidar yok. Akıl, bilim, tecrübe neyi emrediyorsa onu konuşuyoruz. Şu şöyle olursa böyle olur kardeşim. Ha buna ihtiyacımız var mı? Almayabiliriz ama ucuz veriyor." Başbakan Erdoğan, ihmale uğramış olan ülkenin Doğu kesimine yönelik yatırım yaptıklarını da hatırlatarak, sadece Doğu ve Güneydoğu'ya 4.5 yılda 8.1 katrilyon lira yardım yaptıklarını açıkladı.

ARABADA YAKALANAN BAYKAL'A YÜKLENDİ Erdoğan, Türkiye'de 'kardeşlik' gibi bazı kavramların aşındırıldığını belirterek, partililere şu nasihatlarda bulundu: "Kardeşlik dediğimiz adalet, merhamet, sevgi ve şefkattir birbirini anlama çabasını paylaşmaktır. Siz lüks ve sefahat içindeyken kardeşlik duygusu tehlikededir. Bu ülkede hiçbir kardeşimizin mahzun olmaması, hiçbir ocağın sönmemesinin sorumluluğu bizlerin omuzlarındadır. Davamız millete hizmet davasıdır, efendilik değildir. İddiamızın altında kalmayacağız. Emaneti bugüne kadar nasıl
hassasiyetle taşıdıysak bundan sonra da taşıyacağız." Erdoğan, AK Parti'de devam eden kadın ve gençlik kolları kongrelerine de değinerek, partilileri 'CHP' örneğiyle uyardı. Erdoğan, CHP Parti Meclisi (PM) toplantısında Genel Merkez'de bulunmadığı belirtilen ancak bina garajında araba içerisinde muhaliflere yakalanan CHP lideri Baykal'a şu sözlerle yüklendi: "Diğer partilerde yaşananlar inşallah bizde yaşanmayacak. Oralarda farklı şeyler var. Görüyorsunuz, Genel Başkan icabında arabanın içinde yakalanıyor, icabında farklı yerlerde. Tabi bu onların iç meselesi, bizi ilgilendirmez ama bunlar çok komik şeyler oluyor. Bazen de renkli oluyor. Demokrasi mücadelesinde her şey istişareye dayalı olmalı. Bunu bu şekilde yürüteceğiz. İstişareyi müzakereyi hiçbir işinizde işinizde ihmal etmeyin. Bütün çalışmaları istişare üzerine götürdüğünüz takdirde netice güzel olacaktır".

En Çok Aranan Haberler