Erdoğan konuşmasında CHP'nin bugün açıkladığı Merkez Şehir projesini eleştirerek, "Asgari ücreti açık artırmaya çıkardılar. Şimdi de Merkez Şehir kuracaklarmış... Eşek ölür kalır semeri insan ölür kalır eseri işte Nissibi Köprüsü. Bu kadar… Biz eserlerle konuşuyoruz. Lafla peynir gemisi yürümüyor" dedi.
Adıyaman'da Hükümet Meydanı'nda düzenlene toplu açılış töreninde Erdoğan vatandaşları, "Sizleri en kalbi duygularımla, hasretle, muhabbetle selamlıyorum. Kardeşliğin, dostluğun Adıyaman'ın mahallelerindeki, köylerindeki kardeşlerime sevgilerimi iletiyorum" şeklinde selamladı.
Konuşmasına Adıyamanlı müfessir Mustafa Hayri Efendi'yi anarak başlayan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Burada Adıyamanlı büyük müfessir merhum Mustafa Hayri Efendi'nin hatırasını yad ediyorum. Mustafa Hayri Efendi sadece büyük bir müfessir değil, aynı zamanda gazadan gazaya koşmuş, esir düşmüş, gazi olmuş bir mücahittir. Çanakkale'de savaşan, Kut-ül Ammare'de savaşıp esir düşen, esarette Bulgaristan'daki kardeşleri ile kader arkadaşı olup, Şumlu'da, Sofya'da müderrislik yapan Mustafa Hayri Efendi'den Allah razı olsun. Onun hikayesi milletimizin hikayesidir."
"BU BAĞI KOPARMAYA ÇALIŞANLAR VAR"
"Milletimizin gönül dünyasında Adıyaman'la Şumlu'nun adı yan yana yazılıdır" diyen Erdoğan "Bugün Adıyaman'la Şumlu'nun adını yan yana yazdıran işte bu bağı koparmak için çalışanlar var. Ama başaramayacaklar, diğer 80 vilayetimizle birlikte ben Adıyaman'ın da buna izin vermeyeceğini inanıyorum. Bu mübarek toprakların feyzi gelecekte de ülkemizin ve milletimizin önünü aydınlatmaya inşallah yetecektir" diye konuştu. Adıyaman'dan önce Sincik'te olduğunu anımsatan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Sincik, bu kardeşinize yüzde 96 ile sahip çıktı ve Türkiye'de 1 numara oldu. 'İlk fırsatta inşallah Sincik'i ziyaret edeceğim', demiştim, nasip bugüneymiş. Ziyareti gerçekleştirdik. Oradaki kardeşlerimize hem şükranlarımızı ifade ettik hem de hasbihal ettik. Adeta aynen böyle büyük bir açılış yaptık. Orada da 140 trilyonluk hizmetlerin açılışını yaptık. 10 Ağustos seçimlerinde Adıyaman aslında tüm ilçeleriyle destan yazdı. Sincik yüzde 96 ile Adıyaman ve Türkiye'de, Gerger yüzde 85 ile Samsat yüzde 83 ile Kahta yüzde 81 ile teveccühlerini rekor kırarak ortaya koydu."
Cumhurbaşkanlığı Seçiminde Adıyaman genelindeki desteğin büyük olduğunu söyleyen Erdoğan,"İnşallah sizlerin bu güveninize itimadınıza layık olmaya çalışacağım" dedi.
TÜRKİYE'NİN EN BÜYÜK ÜÇÜNCÜ ASMA KÖPRÜSÜ
Sincik'ten sonra Nissibi Köprüsü'nün açılışını yaptıklarına işaret eden Erdoğan, Atatürk Barajı yapılınca Adıyaman, Şanlıurfa, Diyarbakır yolunun sıkıntı oluşturmaya başladığını, Adıyaman-Diyarbakır'ın 150 kilometrelik mesafesinin uzadığını ifade etti. Erdoğan, feribotla yapılan ulaşımın ise sınırlı ve sıkıntılı olduğunu söyledi.
Nissibi Köprüsü'nün, 610 metre uzunluğu, 400 metre açıklığı, 96 metre yüksekliği ile Türkiye'nin üçüncü büyük asma köprüsü olduğunu bildiren Erdoğan, bu köprünün, Yavuz Sultan Selim Köprüsü yapıldıktan sonra 4, İzmit Körfezi köprüsü yapıldıktan sonra 5 olacağını bildirdi.
"Adıyaman'a böyle bir köprü yakışırdı" ifadesini kullanan Erdoğan, Nissibi Köprüsü'nün Adıyaman'ın gelişimi ve dönüşümü için önemli bir eser olacağının söyledi.
Erdoğan, 90 trilyonluk yatırım olan köprünün, ülkeye ve bölgeye hayırlı olmasını dileyerek, Nissibi köprüsü'nün yanı sıra 480 trilyonu kamu, 280 trilyonu özel sektör olmak üzere toplam 760 trilyon liralık eser ve hizmetin toplu açılışını yaptıklarını anlattı.
Eğitimde 103 trilyonluk yatırım bedelli 60 ayrı eserin Adıyaman'a kazandırıldığını söyleyen Erdoğan, Fatih Teknik ve Meslek Anadolu Lisesi, Kahta Kız İmam Hatip Lisesi, Besni Endüstri Meslek Lisesi ile Anadolu İmam Hatip Lisesi, Gölbaşı İmam Hatip Lisesi, Kahta Ebu Sadık Anadolu İmam Hatip Lisesi, Ataköy Çok Programlı Lisesi, 200 kişilik pansiyonlu Yunus Emre Endüstri Meslek Lisesinin de yer aldığı kaydetti.
Erdoğan, Kredi ve Yurtlar Kurumunun 512 kişi kapasiteli yeni bir yurdu, Gençlik ve Spor Bakanlığının ise Gerger Spor Salonunu, 5 futbol sahasını, su sporları merkezi ve atış poligonunu tamamladığını belirtti.
Sağlık Bakanlığının yatırımlarıyla ilgili olarak Erdoğan, "89 trilyonluk 400 yataklı Adıyaman Eğitim ve Araştırma Hastanesini hamdolsun tamamladık ve bugün hizmete açıyoruz. Ne diye çıktık yola? Ne dedik biz? Kanuni'nin torunuyuz" diye konuştu.
Erdoğan Kanuni Sultan Süleyman'ın, "Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi olmaya, devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi" dizesini okudu.
"ANLATMAK HAKKIMDIR"
AK Parti iktidarında pek çok eser yaptıklarını belirten Erdoğan, o dönemlerde Başbakan olarak görev yaptığını söyledi. Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bu hizmetleri anlatmak herhalde benim de hakkımdır. Öyle mi? Bazıları diyor ki Yüksek Kuruluna müracaat ediyorlar, 'Cumhurbaşkanı, meydanlara çıkmasın.' Niye çıkmayacağım? Bunları anlatmak benim hakkım değil mi? Cumhurbaşkanına susma yasağını siz ne zamandan beri koymaya başladınız? Müracaat etti ana muhalefet, ret. MHP'si müracaat etti, ret. Hele hele HDP'si arka arkaya müracaat etti, iki kere ret, ret. Bütün bunlara rağmen biz, milletimizle beraberiz. Bizi bu makama egemen güçler değil, millet getirdi, millet. Diyor ki, 'Cumhurbaşkanı tarafsız olacak.' Ben, şu anda her partiye eşit mesafedeyim ama gönlümde tabii benim de bir aslan yatıyor. Ama bir şey daha söyledim. Ben tarafım. Nasıl tarafım? Milletin tarafındayım, milletin. Eğer milletimin aleyhine bir şey olursa bunu milletime anlatmak zorundayım. Buna mecburum. Niye? Aldatıyorlar milletimi. Dağdaki terör örgütü, bakıyorsun, tehditler savuruyor."
"DEMOKRASİ TEHDİTLE OLMAZ"
Van'da ilan panolarına kan akan musluk görseli koyulduğunu hatırlatan Erdoğan, "Meydanlarda bunları anlatınca baktılar ki yanlış yaptık, hemen tekrar onları değiştirdiler. Van'a gittiğimde baktım ki değişmiş. Demek ki herhalde akılları başına geldi" dedi. Van'daki musluklardan su akmadığını, belediyenin yapması gerektiği halde DSİ vasıtasıyla Van'ın su sorunun hallettiklerini anlatan Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:
"Van depreminde de aynı şey oldu, kayboldular ortalıktan, yoktular ortalıkta. Bunların benim Kürt kardeşlerim adına yaptıkları ya da yapacakları hiçbir şey yok. Bunlar, sadece tehdit, başka bir şey yok. Ben, diyorum ki 7 Haziran, sandıkta bunlara gereken cevabın verileceği gün olmalıdır. Neden? Çünkü biz, demokrasiye inanmışız. Demokrasi, tehditle olmaz. Demokrasi, milli iradeye saygıyla olur. İşte milli irade, milli irade burada."
Adıyaman'da daha az önce 3 tane ambulans olduğunu, bugün hizmete alınanlarla kentteki ambulans sayısının 51'e yükseldiğini aktaran Erdoğan, HDP'den aday olan Adıyaman'dan bir ağanın kendisi için "sultan, diktatör" dediğine dikkati çekti. Millete efendi olmaya değil hizmetkar olmaya geldiklerini dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti: "Biz, eğer diktatör olsaydık şu anda çatısı altında bulundukları bu ülkede bu tür işlere giremezdi. Biz, her zaman şunu söyledik, tevazumuzun gereği de budur: Yarın öleceğiz, öyle mi? Ölüm bizim için mukadder mi? 2,5 metreküp bir mezara bizlere koyacaklar. Ne diyecekler? Cumhurbaşkanı niyetine mi diyecekler? Başbakan niyetine mi diyecekler? Trilyoner niyetine mi diyecekler? Ya? Er kişi niyetine diyecekler, iş bitti. Ancak bu millete hizmet etmişsen, bu milletin hizmetkarı olduysan, o zaman, bu kubbede hoş bir sada bırakmış olursun ki orada sevgililer sevgilisi, önderimiz, ne diyor? İnsanların en hayırlısı insanlara en faydalı olanıdır. Bizim derdimiz bi, aşkımız bu."
"PENSİLVANYA DEĞİL ALLAH NE DERSE DOĞRUDUR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Adıyamanlıların Allah'tan başka uluhiyet tanımadığını bildirdi. Erdoğan, "Ama Pensilvanya gibi bir yer çıktı. Onlar ne diyorlar? O dediyse doğrudur. Böyle bir şey olabilir mi? Allah derse doğrudur. Sevgili Habibi, bu şekilde bize bir iz çizdi. Biz, o izde gidiyoruz" ifadesini kullandı.
AK Parti iktidarından önce başörtülü kızların üniversitelere sokulmadığını vurgulayan Erdoğan, o dönemde imam hatiplerin orta kısımlarının kapatıldığını söyledi.
Erdoğan, şöyle devam etti:
"Kim kapattı? Malum. Şimdi CHP diyor ki 'Hayır kapanmayacak.' Nerede diyor bunu? Kayseri'de. Yahu, dürüst ol. Seçim beyannamenin içine koymuşsun, 1+8+4 diye. 1 artı 8, ne demektir? İlkokul, orta kapatıyor ve 4'ü koyuyor. 600 binden 60 bine öğrenci sayısını düşürdüler, bu formülle. Orta kısım, hepsi birden açılınca nereye çıktı öğrenci sayısı? 60 binden 1 milyona. 1 milyona çıkınca bunlar rahatsız oldu. Değerli kardeşlerim, istediğiniz üniversiteye gidiyor musunuz artık? Mani var mı? Şimdi sizden istediğim bir şey var, başarı. Bunu da siz halledeceksiniz."
"BEN KÜRT KARDEŞİM DEDİM"
Attıkları adımlarla birlikte Türkiye'nin bir değişim, dönüşüm yaşadığını anlatan Erdoğan, şu ifadeleri kullandı: "Biz gelmeden önce bu ülkede ret politikaları, inkar politikaları, asimilasyon var mıydı? Ben, partimi kurarken buraları dolaştığımda kanaat önderleri bana şunu söylüyordu: 'Sadece şu olağanüstü hali kaldırın, biz sizden başka bir şey istemiyoruz.' Abdullah Bey, o zaman ilk başbakan, 30 Kasım, olağanüstü hal kaldırıldı. 1 ayı bulmadan bunu hallettik. Anneler, evlatları ile Kürtçe konuşamıyordu ama şimdi konuşuyor. Televizyon yayın yapamıyordu, şimdi yapıyor. Kitap yayınlayamıyordu, şimdi yayınlıyor, propagandasını bu şekilde yapabiliyor. Biz, ret, inkar, asimilasyon politikalarını ayaklarımızın altına aldık. Bu ülkede Kürt vatandaşıma kardeşim diyemiyorlardı, ben Kürt vatandaşıma 'Kürt kardeşim' dedim. Niye? Çünkü yaradılanı yaradandan ötürü seviyoruz da onun için ve ancak inananlar kardeştir ilkesinden hareket ederim. Bugün de derim yarın da derim."
Erdoğan, HDP'nin "Biz, bu Diyaneti kaldıracağız, din derslerini yasaklayacağız" dediğini aktardı.
Erdoğan, Güneydoğu illerinde Diyanet İşleri Başkanlığının çıkardığı Kürtçe Kuran mealini gösterdiğini, bundan rahatsız olunduğunu söyledi. 10 bin adet bastırılan Kürtçe Kuran mealinin Güneydoğu ve Doğu illerine gönderildiğini ifade eden Erdoğan, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Şimdi, buna sorsan, 'Kuran, Rabce midir, Arapça mıdır, Kürtçe midir?' İnanın çıkar, der ki 'Kürtçedir.' Anlamaz, bize kalkıp ders vermeye kalkıyor. Biz, hamd olsun Kuran'la büyüdük, Kuran'la yaşıyoruz ve yaşamaya devam edeceğiz. Şu anda bu 10 bin Kuran meali Kürtçe, gönderildi. Şu anda Ermenice meali olan da basılıyor. Onlar da gönderilecek. Bundan dolayı yalan yanlış açıklamalar yaptı. Ne dedi? Kalktılar, Taksim Meydanı'nı Kabe olarak ilan ettiler. Benzer şeyi bir zamanlar CHP'li bazı kafa denkleri söylüyordu, 'Kabe Arap'ın olsun, bize Çankaya yeter' diyordu. Biz, ne diyoruz? Bizim Kabemiz, Mekke'dedir. Gerçekçi olalım, dürüst olalım ve bu yanlışlara düşmeyelim."
"MAZLUMLARA EL UZATIYORUZ"
Erdoğan, Adıyaman'a 12 yılda yapılan hizmetlerin toplam 8 katrilyon lira olduğunu belirterek, "Biz, hizmet için geldik, çalıştık, tembellik yapmadık, eser ürettik" dedi. Üstünlerin hukukuna hiçbir zaman prim vermediklerini belirten Erdoğan, şöyle konuştu:
"Biz hukukun üstünlüğüne inandık ve yolumuza böyle devam ettik. Bundan sonraki süreç aynen bu şekilde devam edecek. İnanç özgürlüğü üzerindeki tüm baskıları kaldırdık. İnsanların başörtüsü taktı, namaz kıldı, sakal bıraktı diye baskı altına, takip altına alındığı dönemi dönemi ebediyen kapattık. Anaları ağlamasın, gençler ölmesin, gözyaşları dinsin diye çözüm sürecini başlattık. Bu süreci sadece Kürt kardeşlerimiz için değil, onlarla birlikte Türküyle, Çerkeziyle, Boşnakıyla, Arapıyla, Zazasıyla, Lazıyla, Romanıyla tüm vatandaşlarımız için başlattık. Çünkü yaratılanı Yaradan'dan ötürü sevdik."
Erdoğan, Malezya ve Endonezya ile görüşerek denizde ölümde karşı karşıya olan Rohingya Müslümanlarını gemilerle toplamalarını sağladıklarını belirterek, "Bizim gönül dünyamızın sınırları çok geniş. Dünyanın neresinde bir mazlum, mağdur varsa ona da el uzatıyoruz" dedi.
3. Havalimanı, Avrasya Tüneli projelerine değinen Erdoğan, "Şimdi baktım yeni bir şeyler daha söylüyorlar. Merkez şehir kuracaklarmış. Diyorum ya 'eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri'. İşte Nissibi Köprüsü. Bu kadar. İşte Adıyaman Eğitim ve Araştırma Hastanesi. Biz eserlerle konuşuyoruz. Lafla peynir gemisi yürümüyor" ifadesini kullandı.
"Paralel devlet, kendinize gelin kendinize. Eğer siz kendinize gelmezseniz biz sizleri kendinize gelmeye, getirmeye mecburuz. Çünkü siz, bu milleti böldünüz, parçaladınız, iftiralarla, bölücü terör örgütünün güdümündeki partiyle. Şu anda bakıyorsunuz bal kaymak olmuşlar. Niye? Menfaatleri neyi gerektiriyorsa o. Onlar için amaca ulaşmak için her yol meşrudur. İnşallah onlar da bu ülkede istediklerini alamayacaklar."
(AA)