İşte Arınç'ın açıklamalarından satır başları:
Bakanlar Kurulu toplantımız biraz önce sonuçlandı. Bazı konuları paylaşmak istiyorum. Ben hepinizin bayramlarını tebrik ediyorum.
Bugünkü toplantımızda da ilk görüşmemiz bayramda sayın bakanlarımız, gerek kendi seçim bölgelerinde Türkiye’nin çeşitli şehirlerde çalışmaları söz konusu edildi. Bakan arkadaşlarımızın pek çoğu seçim bölgelerinde bayramlarını geçirmişler. Gönderilen mesajları hükümetimiz adına konuşulanları ifade ettiler. Bazı arkadaşlarımız da yurtdışında katıldıkları toplantılarla ilgili bilgileri paylaştılar. Genel itibariyle huzur içerisinde bir kurban bayramı geçirdik.
Trafik çok güçlü oldu. kaybettiğimiz bir çok can da var, yaralı da var. Üzüldüğümüz tek konu her türlü ikaza rağmen üzücü kazaların olmasıdır.
Bazı bakanlarımızın sunumları oldu. birincisi enerji ve tabii kaynakları bakanımız tarafından sunumdur. Türkiye’nin elektrik arzını gösteren çalışma bakanlar kurulumuza sunuldu. 2023 itibariyle elektrik üretim miktarı ve olması gereken miktarın iki kat büyümesi gerektiği değerlendirildi. Ülkemiz avrupa’nın en büyük beşinci elektrik piyasasına sahip. Sayın Bakanımız doğalgaz piyasası kanununa ilişkin genel bilgi sundu. Uygun görüldü.
İkinci sunumu kalkınma bakanımız yaptılar. Sayın Yılmaz’ın bir tanesi kanun taslağı şudur. Yüksek öğretim kurumları araştırma merkezlerinin kurulmasıdır. Bir de 12 Eylül 2010 referandumuyla, ekonomik ve sosyal konseyin yapısını düzenleyen kanun taslağı imzaya açıldı.
ASKERLİK KISALDI
Askerlik süresinin kısaltılmasıyla ilgili konu, Milli Savunma Bakanlığımızın Genelkurmay Başkanlığımızın talepleri, ihtiyaçlar dikkate alındı. Bugün esasen medyada da yer buldu. 12 aya indirilmesiyle ilgili tarihin 1 Mart 2014 tarihinde başlamasının uygun olacağı görüş medyaya intikal etti. Bu bir gerçektir, askerliğe yönelik ihtiyaçlarla ilgili doğrudan sorumlu bulunan Genelkurmay’ın taleplerini alıyoruz. Ama siyasi kararın verilmesi ve sorumluluk üstlenecek olan hükümetin, kararının belirlenmesi kanunsa kanun, bakanlar kurulu kararıyla belirleniyor.
Mevcutları gördü, celpte alınması gerekli askerlik miktarına baktı. Genelkurmay’da faal askerlik hizmetlerini şu anda yapmayan, kapatılacak bir imkan da ortaya çıktığı görüldü. Bu imzaladığımız kararname budur.
ERKEN TERHİS 1 OCAK 2014'TE
1111 sayılı askerlik muvazzaf askerlik süresinin 1 Ocak 2014 tarihinden itibaren, erbaş ve erler için 15 aydan 12 aya indirilmesi kararlaştırılmıştır.
Hem şu anda askerlik yükümlülüğü içinde olan gençlerimize, hem askerlik görevini yapacak yurttaşlarımıza hayırlı olmasını diliyorum. 1 Ocak 2014’te 12 ayını dolduranlar terhis edileceklerdir. Kayıtlara da baktığımızda ilk askerliğin süresinin kısaltılmasını 2003 olarak görüyoruz. Bakanlar Kurulu kararıyla uzun süreli askerlik 18 aydan 15 aya indirilmişti. 10 yıl böyle devam etti. Şimdi biz 12 aya indiriyoruz.
Başbakanımız demokratikleşme paketi açıkladı. Bunun içinde idari kararlarla hayata geçirilebilecek pek çok konu da vardı. İdari düzenlemelerin büyük bir kısmı yapıldı. Diğerleri konusunda da sadece seçim sistemindeki değişikliği ayrı tutarsak bütün yasal düzenlemeler hazır. İmzaya açıldı, TBMM’ye gönderilecek. Büyük bir süratle bunları harekete geçirmek istiyoruz. Bir tanesi ayrık demiştim. Onu hem siyasi partilerin hem de kamuoyunun konuyu tartışmaları üzerine belli bir süre takip edeceğiz. Seçenek sunuyoruz, hem siyasi partilere. Hem de bunun kamuoyunda nasıl karşılanacağına yada bir konsensüs oluşup olmayacağını görmek istiyoruz. Bayram izlenimleri konuşulurken bir taraftan da Lübnan’da 70 güne yaklaşan bir süre, Türk pilotlarının diplomasinin gücüyle Türkiye devletinin gücüyle vatan topraklarına kavuşması, gerçek bayramı yaşamaları oldu. pilotlarımızı başbakanımız da bizzat karşılamıştı.
SORU VE CEVAP
1 Ocak 2014 tarihinde terhis olacak askeri sayısı nedir?
Net bir rakam vermek mümkün değil. izin kullananlar vesairelerle tarih değişiyor. Ama bunun 70 bin veya üstü olacağını söyleyebilirim.
Cenevre konferansı var. Suriye’nin kaderini belirleyecek. Türkiye’nin tutumu ne olur?
Böyle bir toplantı konuşuluyor. Henüz netleşmiş bir somut öneri toplantı tarihi yok. Türkiye eğer işe yarayacaksa somut bir neticeye ulaşabilecekse, böyle bir toplantının yapılmasından yanadır. Sadece bunun sözü üzerinde somut neticelere varmak mümkün değil. İkinci Cenevre toplantısının ne zaman yapılacağı Mayıs ayında söylenmişti.
Sabah Genelkurmay’dan açıklama geldi. Mart 2014 tarihinden itibaren uygun olacağı açıklanmıştı. Genelkurmay ile bir görüşme trafiği mi yaşandı?
Hayır hiç bir şey yaşanmadı. Şu saate kadar süren toplantımız içinde bu konu belki 1 saati geçmemiş bir konudur. Türkiye’de sivil asker ilişkileri normalleşti. Eskiden asker genelkurmay yada milli savunma, bakan olarak sorumluluk taşıyanlar, onlar ne derse doğru kabul ederlerdi. Bizim farkımız şu. Biz genelkurmayımızı çok önemli bir görevdedir. Onları biliriz, sorarız. Ama sonunda siyasi bir karar verilecekse bunun ondan bağımsız olarak biz veririz. O ihtiyaçların giderilmesinde bizim bir tercihimiz olduysa geçerli olan budur. Milli Savunma Bakanımız Genelkurmay’ın planını aktarır. Burada sadece onları boşa çıkarmak haşa böyle bir düşüncemiz yok. Bizim de olaya siyasi bakımdan, Türkiye’nin yaşaması gereken gelişmeleri görmek zorundayız.
Biz daha önceki bedelli askerlik konusunda da Genelkurmay’ın taleplerini revize etmiştik. Sorumluluğu bize ait.
Bugün Genelkurmay Başkan’ından da bir açıklama geldi. Balyoz kararlarından sonra neden konuşmadığına ilişkin açıklamalarda bulundu. Sizin görüşleriniz nedir bu açıklamayla ilgili?
Genelkurmay başkanının söylediklerini benim değerlendirmem ne kadar doğru olur.
Sayın MİT Müsteşarı ile ilgili olarak son dönemde belli bazı medya kuruluşlarından haberler geliyor. Bakanlar Kurulu’nun gündemine gelmemiştir ama sizin düşünceniz nedir? Hedef gösterildiğini düşünüyor musunuz?
Bu konu konuşuldu, görüşüldü. Biz göreve atandığı andan itibaren bu değerli bürokratımızı yakinen tanıyoruz. MİT Müsteşarı olduktan sonra hem teşkilatın güvenini kazandı hem de faydalı yayınlar yaptı. Bugüne kadar ki yaptığı hizmetlerde siyasi desteğini bulmuştur. Hem de Türkiye’nin çıkarlarını fevkalade güzel yerine getirmiş bir arkadaşımızdır.
Ama yayınlanan bazı gazeteler, bazı makalelerin kimin hesabına yazıldığını az çok biliyoruz. MİT Müsteşarımızın çalışmaları açısından hükümetimiz kendisini takdir etmektedir. Eğer bir yanlışı kusuru söz konusu olursa gereği mutlaka yapılır.
Kişiler önemlidir. Yazdıkları gazeteler de bellidir. Ama o kişiler onların yazdıklarıyla uğraşacak vaktimiz yok. Güvenimizin tam olduğunu söyleyebilirim.
Enerji konusunu konuştuk dediniz. Herhangi bir doğalgaz zammı ön görülüyor mu?
Ne zaman enerji bakanımıza sorsanız zam yok diyor. Şu anda herhangi bir zam düşünülmüyor. Biz bu konularda başarılı bir hükümetiz. Tabi dünya piyasaları nedir ne olacaktır bilmek mümkün değil. biz vatandaşımıza masraf yüklememek adına çok büyük fedakarlıklarda bulunuyoruz.
Demokratikleşme paketinden dar bölge sistemi ve yüzde beşlik sistemden bahsettiniz. Ardından siyasi partiler kanununda değişiklik olabilir mi? Delegelik durumuyla ilgili?
Delege durumu bilmem ne durumu siyasi partiler kanununda yok. Bir ilçe teşkilatı belde teşkilatı nasıl kurulur. Onun dışındaki iç düzenlemeler her partinin kendisine aittir. Nerelerde kontenjan kullanırlar, bunu YSK planlama noktasındadır. Bizim inandığımız bir gerçek var. Demokratik siyasi hayatın vazgeçilmezi siyasi partilerdir. Bugüne kadar ki kısıtlamaları kaldırıyoruz. Kontenjan, delege seçimi, Sarıgül’ü alacak mı almayacak mı bunlarla ilgili yasal düzenleme yapacak halimiz yok. Onlar partilerin kendi kararıdır.
Bir partinin grup başkan vekili, her zaman çok konuşan biri yedi saatte nereden buldu bu sonucu demişti. Zaman tünelinde kalmış arkadaşlarımız var. Biz ajanslar vasıtasıyla kimin ne düşündüğünü çok şükür bakanlar kurulu toplantısından sonra bile bilecek durumdadır.
Bugün tarihi açıklamakla Oktay beye kötülük yaptık. Onu sevindirmediğimiz için de sevinçliyiz. Ne kadar boş konuşuluyor. Yalanlarla dolanlarla suçlamalarla insanlara hakaret edebiliyor. Kıyakçı olan ayakçı olurmuş, argo siyasilerin kullanacağı bir dil değil. siyaset iddia işidir. Bir partinin başında yıllarca bulunmak maharet değil, başarıdan başarıya götürmektir. Bizim başbakanımız Ak Parti’nin genel başkanı, her seçimde ikinci olursam siyaseti bırakırım diyor.
Ben buradan çıkarsam dışarda ne yaparım endişesi içindeler. En başarılı olduğu zamanda bana allaha ısmarladık diyebilen bir partinin genel başkanı, hükümet sözcüsü varken, diğerlerine yüzde 20’lik hedefler veriyoruz bana mısın demiyorlar. Çıkarttıkları sözcüler de şov yapıyorlar. Milleti kendilerine güldürüyorlar. Önümüzde mahalli seçim var. Peki nedir iddianız? Ne yapacaksınız? Başarı veya başarısızlık oranı nedir? Bunları konuşmayacak mı? En güçlü olduğu zaman, kendilerine göre yıprandı denilen hükümettir. Yüzde 20’yi aş, her şeye rağmen millet sana bunu vermiyorsa oturma orada. Söylediğimiz budur.
ODTÜ ile ilgili tartışmalar devam ediyor. Gece yarısı yapılan çalışmalar eleştirildi. Siz nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ne demek ODTÜ? Şırnak’ta bizi dinliyorlar. Kürtçe’ye benzemiyor Farsça’ya benzemiyor. Belediye başkanı ne diyorsa onu diyor. Demek ki faaliyet Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne ait bir faaliyettir. Melih Gökçek, ODTÜ’nün rektörü bir şey söyleyeceklerdir. Ama son sözü hukuk söyleyecektir. Ağaçlar ve ODTÜ ormanı zarar görmeyecekse, beşi giderken on beşi gelecekse millet Ankara Büyükşehir Belediyesi’ni haklı görecektir. Orada hukuk ne diyorsa, ,ihtiyaç neyse, ODTÜ rektörüyle belediyeler arasındaki ilişkiler neyi getirdiyse bugün onlar yapılacaktır.
İşin aslında oradan geçmesi gereken bir yol var. O yolun ne şekilde zarar vermeden geçebileceği konusunda da sunulan kabul edilmiş bir proje var. Ama yeniden Gezi benzeri olayları çıkarmaya yönelik hareketler var. En kısa sürede doğru şekilde çözümlenecektir.
Copyright © MYNET A.Ş. Telif Hakları MYNET A.Ş.'ye Aittir.