İnsan Hakları Haysiyet Forumu'nun düzenlediği konferansta konuşan Merzuki, "Arap Baharı'nın getirdiği hayaller boşa gitti" dedi.
Konuşmasında, Arap dünyasının birtakım devlet ve rejimlerin yıkılmasına şahit olduğunu kaydeden Merzuki, yıkılması imkansız diye inanılan rejimlerin, derin reformlar yapmaması ve reformlarda sonuna kadar gitmemesi durumunda hızlı bir şekilde yıkılmasının mümkün olduğunu söyledi.
Merzuki, şöyle konuştu:
"Arap dünyasında yaşananlar, yıkım güçlerinin birbiri üstüne geldiği, zannetiğimizden daha zor bir geçiş dönemi ve tarihi dönüştür. Arap dünyası, yeni tarihinde en büyük yıkımı yaşamaktadır. Orada Sykes-Picot sınırı, despot rejimler ve Arap birliği gibi gerçekten yıkılması gereken şeyler var ve bu üzülecek bir şey değil. Orada ülkelerin hepsinde reformlarda en sonuna kadar gidilmemesi durumunda iyi ya da kötü çok volkanlar patlayacak."
Tunus'la ilgili konuya da değinen Merzuki, "Tunus devrimi başarısız kalmadı ancak geri çekilme dönemi yaşıyor ve yeniden yayılma dönemine dönecektir" dedi.
Merzuki, Arap dünyasının bölgesel sistem ve hayallerin çöküşü yaşadığını ifade ederek, "Arap Mağrip Birliği'ne kalp masajı yapılıyor ve hiçbir kimse onun öldüğünü söylemeye cesaret edemiyor, Körfez Birliği de aynısını yaşıyor. Arap Birliği de emekliye ayrılmalı, çünkü o kalp masajı aşamasından da kötüye gitti. Rejimler ve bölgesel sistemlerin çöküşünün arkasında siyasi krizlerin birikimi var" değerlendirmesinde bulundu.
Suriye ve Irak'ın geçmiş döneme dönebileceğinden çok endişelendiğini dile getiren Merzuki, konuşmasına şöyle devam etti:
"Arap Baharı Suriye ve Yemen'de kabusa dönüştü. Mısır'da da şiddetli bir karşı-devrime dönüştü ve ülkeyi bir tür iç savaşa sürükleyecek. Şimdiki Mısır rejimi, despotizmi aşarak güçlü bir şekilde faşizme gidiyor. O şimdi despotizm öncesine dönüyor. Mısır halkını itaat evine getirebileceğine inanan Sisi adındaki bu zavallıya üzülüyorum."
Mısır'da ulusal uzlaşı ve Suriye'de de siyasi çözüm çağrısında bulunan Merzuki, "Ancak (yanlış) yollarında devam ederlerse tarih onlara acımayacak" dedi.
Merzuki, mezhepçilik ve aşiretçiliğe dönüşü "dinden dönmenin bir parçası" olarak niteleyerek, Suriye'deki despot rejimi desteklemesi rolü ve Irak ile Yemen'de meydana gelen olaylardan dolayı İran'a karşı sessiz kalınmaması, İran'ın bu siyasetinin kabul edilmemesi, onunla ilişkiler ile çıkarların karşılıklı olması ve hiçbir tarafın kibri üzerine kurulu olmaması gerektiğini ifade etti.
Arap dünyasının ahlak krizi yaşadığını söyleyen ve bunu "krizlerin kaynağı" olarak niteleyen Merzuki, "Başaramadık. Çünkü biz savaşımızın değerler savaşı, ekonomik ve siyasi ilerlemenin de bir grup değerler üzerine kurulduğunu anlamadık. Ahlak devrimi olmadan hiç bir devrim olmamıştır, olmayacaktır" dedi.
Mağrip Birliği'nin canlandırılması çağrısında da bulunan Merzuki, sözlerini şöyle tamamladı:
"Mağrip Birliği çok önemli bir zorunluluktur. Tunus'un Tunus sınırında bir geleceği yoktur. Fas'ın da kendi sınırlarında geleceği yoktur. Gelecek daha geniş bir alandadır. Geleceğin projesi Mağrip Birliği'nin geçekleşmesini bekliyorum. Bunun, 5 Mağrip ülkesindeki (Fas, Cezayir, Tunus, Libya, Moritanya) sivil toplum kuruluşları tarafından canlandırılması gerekiyor."