Sivas’ın Yıldızeli ilçesinde kesilen bir ağacın gövdesinin içerisinden çıkan, dinozora ait olduğu iddia edilen kemik kalıntılarının bir yavru kedine ait olduğu tespit edildi.
Sivas’ın Yıldızeli ilçesinde geçtiğimiz yıl kesilen asırlık bir ağacın gövdesinde bulunan, tanımlanamayan bir canlıya ait iskelet kalıntısı şaşkınlığa neden olmuştu. Ağacın iç gövdesinden çıkan kalıntıların dinozor fosili olduğu iddia edilmişti. Cumhuriyet Üniversitesi tarafından yapılan incelemede, kalıntının fosil olmadığı ve bir kediye ait olduğu ortaya çıktı. Ağaç kovuğunda sıkışan bir yavru kedinin ağacın gelişmesiyle ağacın gövdesi ile bütünleştiği tahmin ediliyor.
Fosil değil, kedi yavrusu
Konuyla ilgili açıklama yapan Cumhuriyet Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Antropoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fadime Suata Alparslan, kalıntının fosil olmadığını söyleyerek, “ Yıldızeli ilçesi Kavakdere köyünde 500 yıllık bir ağaç kovuğunda fosil bulunduğu söylentileri ulusal basında da büyük bir yankı uyandırdı. Bilim camiasında da biz bilim adamlarını heyecanlandırdı. Bu durum üzerine bir çok yerden telefon gelip bu fosilin ne olduğunu üzerine sorular soruldu. Fosili bulan fosil olarak nitelendiren o dönem canlıyı bulan vatandaş bize getirdiğinde gerekli anatomik incelemeleri yaptığımızda bunun bir fosil olmadığını kendisine ilettik. Bulunan canlının fosil değil karnivora takımı olarak canlılar aleminde sınıflandırılan bir kedi yavrusu. Kediye ait bir örnek olduğunu tespit ettik. Muhtemelen bu ağaç içerisine anne kedi yavruladı, daha sonra yiyecek sıkıntısı çeken yavru kedi orada öldü ve orada kurudu” dedi.
Bilim insanlarını da heyecanlandırmıştı
"Dinozor fosili bulundu" şeklindeki söylentilerin bilim insanlarını da heyecanlandığını kaydeden Alparslan, “Yaptığımız incelemelerde kedinin yumuşak dokusunun hatta tüylerinin dahi üzerinde bulunduğunu gördük. İnsanlar arasında dinozor bulundu şeklinde telefonlar geldi. İnsanlarda çok fazla heyecan uyandırdı. Bir canlının fosilleşebilmesi için çok özel şartların olması gerekir; fosilleşme olayı öyle kolay gerçekleşebilecek bir olay değil. 500 yıllık gibi bir şey değil milyonlarca yılın geçmesi gerekir. Biz de heyecanlandık basından takip etmeye çalıştık ama örnek elimize gelince son noktayı koydu. Hayvanın doku analizine baktığımızda en fazla 20 -30 gün orada kalma süresi mevcut. Çünkü tüyleri vardı ve henüz daha yeni vücut derisi kurumaya başlamıştı. Bu canlıyı dişleri ve anatomik yapısı ile tanımladık” şeklinde konuştu.