Emre Temel
BBC Türkçe, Nice
EURO 2016'da Nice'deki Türkiye-İspanya maçına artık saatler kaldı. Hırvatistan maçında beni sonuçtan çok oynanan kötü futbol üzmüştü. Umarım öncelikle hepimize gurur veren bir futbol oynar, turnuvaya gerçek anlamda başlarız.
Nice'de bugün güneş de yok, günün büyük bölümünde sağanak yağmur da. Dünden sonra buna da şükür. Ve buraya kadar gelmişken de, Ulusal Spor Müzesi'ne gitmeden olmaz.
Nice Allianz Riviera Stadyumu'nun yanında bu güzel müzede, 45 binden fazla obje, 400 bin kadar da evrak var! Dünyanın en büyük spor koleksiyonlarından birine sahip, interaktif bir müze burası. Futbol dışındaki bölümlerini geçtim, sadece Avrupa Futbol Şampiyonası kısmı dahi bir futbolseveri fazlasıyla heyecanlandıracak nitelikte.
İlki 1960'da yapılan turnuvanın fikir babası Henri Delaunay ve onu hayata geçiren oğlu Pierre Delaunay'ın tarihi yazışmaları...Bugüne kadarki 14 turnuvaya ayrılan özel bölümler...Giyilen formalar, kullanılan toplar, tarihi gazete küpürleri...Hepsi bu müzede.
Çocukluğumuzun vazgeçilmezlerinden Panini çıkartma albümleri de var müzede. Tam halleriyle...Fransa'da yapılan 1984 Avrupa Şampiyonası'nınkinin sayfalarını çevirdiğimde biraz heyecanlanıyorum. Hatırladığım ilk büyük turnuvaydı, albümü de hala aklımda. Les Blues şampiyon olmuş, Platini yıldızlaşmıştı. Babamı o turnuva öncesi renkli televizyon almaya bir türlü ikna edememiştim!
Buraya kadar gelmişken, bana futbolu sevdiren Van Bastenli, Gullitli, Rijkaardlı, Koemanlı Hollanda'nın şampiyon olduğu 1988 Avrupa Futbol Şampiyonası'na ayrılan bölümün önünde resim çektirmeden olmazdı.
Tüm turnuvaların en iyi 11'leri de hatırlatılıyor müzede. Türkiye'nin yarı final oynadığı 2008'deki turnuvanın 11'inde Hamit Altıntop da var.
Müzede bir süre kendimi kaybettikten sonra, görevlilerin "Yarın maç var, bugün müzeyi öğlen kapatıyoruz!" uyarısı sonrası turnuva tarihindeki yolculuğum son buluyor. 2016 Panini çıkartma albümüm hediye.
Dışarı çıkmadan müze çalışanlarından kız arkadaşını almaya gelen Onur'la Nice, turnuva ve Ay-Yıldızlılar üzerine sohbet ediyoruz. "Hırvatistan maçında beklenenin altında oynadık. Umarım İspanya maçında elemelerdeki ritmimizi bulup puan ya da puanlar alırız" diyor. Katılmamak elde değil.
Gelelim günün maçlarına...Yağmur bastırınca meraklı beklediğim İngiltere-Galler maçını adeta içine kaçtığım bir otelin kafesinde izliyorum. İngiltere, menajer Roy Hodgson'ın ikinci yarıda biraz da çaresizlikten cesaretli davranması ve tüm kozlarını sahaya sürmesinin ardından Galler'i son dakikada bulduğu golle 2-1 yendi. Gerçi attığı gol ofsayttı ama Vardy bu takımda oynar Mr. Hudgson!
Dikkatlerimin Fatih Terim ile Arda Turan'ın basın toplantılarına odaklandığı sırada, Kuzey İrlanda Ukrayna'yı 2-0 yeniyor. Avrupa Futbol Şampiyonası finallerindeki ilk gollerini atıp, ilk galibiyetini alan bu takımı takdir etmemek elde değil.
Niyetim Almanya-Polonya maçını Fan Zone'da izlemek ama ne hikmetse futbolseverlerin eğlenip dev ekrandan maç izledikleri alan bugün kapalı. Maç 0-0 bitse de, Almanların defansı eskisi gibi değil sanki. Yine de daha çok maç var, Almanlar herşeyi yapabilir.
Akşam saatlerinde yine yağmur bastırınca (Lille'de bugün bir ara Kuzey İrlanda-Ukrayna maçını durduran doluyu görünce buna da şükür!) Nice sahillerinde sadece tek tük Türklere rastlıyorum. Herkes heyecanla İspanya maçını bekliyor, Cuma akşamına hazırlanıyor.
Maç ne olur bilmem ama Milliler Fatih Hoca'nın vurguladığı gibi "Ellerinden geleni yaptılar" dedirtsinler, bana yeter. Gerisine bakarız.