Emre Temel
BBC Türkçe, Lens
EURO 2016 için Fransa'ya geldiğim günden bu yana ilk kez sabah 7 civarı uyandım. İçimde tuhaf bir heyecan.
Önceki blogda Prag'da 2-0 kazandığımız Çek Cumhuriyeti maçına atıf yapmış, bir hayalin peşinde olduğumdan bahsetmişim. Hayırlısı...
Lens ve çevresinde öğlene kadar sağanak yağmur yağıyor yine.
Bazı Türk seyircilerle birlikte ettiğim sabah kahvaltısında Arras'ta kaldığım otelin çevresinde polis kordonu olduğunu görüyorum. Takım otobüsünü görünce anlıyorum ki, Çek takımı da geceyi yanımdaki otelde geçirmiş.
Lens'te yine büyük güvenlik önlemleri dikkat çekiyor. Futbolseverler daha tren istasyonundan çıkmadan aranıyor.
Kırmızı beyaz, Çek Cumhuriyeti'nin de bayrağındaki renklerden ikisi. Bu nedenle Lens adeta kırmızı beyaza boyanmış halde.
Coşkulu Türk taraftarlar ise maçtan 5 saat önce Fan Zone önünde tezahüratlara başlamış durumda. Bu maç öncesi hava ve tutku biraz daha farklı. Taraftarlar biraz daha inançlı.
Lens'te Fan Zone küçük olduğundan, sokakların kaldırımlarında maçları izleyenler de var. Bazı Türk seyirciler ise en iyi üçüncülük yarışında bizi ilgilendiren maçta Kuzey İrlanda'yı daha farklı yenmediği için Almanya'ya öfkeli.
Stadyuma girdiğimde ise güzel bir sürpriz bekliyor beni. Tam Türkiye yedek kulübesinin arkasındayım.
Bu kez formsuz Caner yerine İsmail sol bekte. Kanatlarda Emre ve Volkan, Arda serbest olarak santrafor arkası oynuyor. "İyi takım ama bu kez pozisyona girdik mi atmalıyız" diyorum içimden.
Ve tam da öyle oluyor. Borussia Dortmund'da kendisini daha da geliştirip bir dünya yıldızı olacağına artık kesinlikle inandığım adaşım nefis bir asist yapıyor, Burak da kendisinden bekleneni...
İkinci yarıda ise kaderin cilvesine bakın, Hırvatistan'a yenildiğimiz maçta yediğimiz gol öncesi saçını düzelttiği için eleştirilen Ozan, bize en iyi üçüncülük yarışında çok gerekli olan ikinci golü atıyor.
Sevinçten öylesine kendimden geçmişim ki, açık olduğunu bile fark etmediğim bel çantamdan düşenleri toplamak bayağı zaman alıyor.
Ve futbolcularımızın silkindiği, Fatih Hoca'nın Çek meslektaşı Pavel Vrba'ya gene taktiksel üstünlük sağladığı, kalecimiz Volkan Babacan'ın devleştiği, şansımızın da yaver gittiği maçı istediğimiz skorla kazanıyoruz.
Maçtan sonra Lens sokakları görmeye değer. Ben son treni yakalamak için günün son dakikalarında şehirden ayrıldım ama muhtemelen sokak partileri birkaç saat daha sürmüştür.
En iyi üçüncüler yarışında Arnavutluk'u geçtik ama tur atlamamız için E ya da F grubundaki maçların istediğimiz gibi sonuçlanması lazım.
Akşam Paris'te birlikte maç izleyeceğim Macarlar, İtalyanlar ve Belçikalılar arayacağım.