HABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

"Evde hep bir daktilo sesi vardı"

Şair, yazar Cahit Zarifoğlu, vefatının 32. yılında yad ediliyor - Betül Zarifoğlu Koç: - "Birçok babanın yıllarca çocuğuyla yaşayamadığı diyaloğu, oyunları, yakınlığı, paylaşımları biz çok kısa bir zaman içerisinde yaşamışız. Babası tarafından çok vakit ayrılan, çok ilgilenilen çocuklar olduk" "Babamla yaşadığımız zamanlarla ilgili az şey hatırlıyorum ama az şeyin ne kadar kıymetli olduğunu anlamak da zamanla nasip oldu" - "Evde hangi ses olursa olsun, ona eşlik eden bir daktilo sesi vardı. Eski dönem haliyle, o takır takır sürekli çıkan daktilo sesini, evimizin yaşayan hayat dolu bir yer olduğunu çok net hatırlıyorum"

İSTANBUL (AA) - MUSA ALCAN - SAADET FİRDEVS APARI - Türk edebiyatının önemli isimlerinden şair, yazar Cahit Zarifoğlu, vefatının 32. yılında anılıyor.

Alışılmadık söz diziminin yanı sıra imge ve bütünlüğe verdiği önemle, Türk şiirinde kendine has üslubunu oluşturan Zarifoğlu, 47 yıllık ömrüne sığdırdığı onlarca eseri ardında bırakarak 7 Haziran 1987'de hayata veda etti.

Cahit Zarifoğlu'nun kızı Betül Zarifoğlu Koç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, babasıyla geçirdikleri çok kısa zamanı dolu dolu yaşadıklarını, bu yüzden de çok şanslı hissettiğini aktararak, "Birçok babanın yıllarca çocuğuyla yaşayamadığı diyaloğu, oyunları, yakınlığı, paylaşımları biz çok kısa bir zaman içerisinde yaşamışız. Babası tarafından çok vakit ayrılan, çok ilgilenilen çocuklar olduk." dedi.

Yazar Betül Zarifoğlu Koç, sürekli yazı yazan, farklı mesaileri olan bir babanın çocuklarına bu denli vakit ayırmasının çok kıymetli olduğunun altını çizerek, "Babamla yaşadığımız zamanlarla ilgili az şey hatırlıyorum ama az şeyin ne kadar kıymetli olduğunu anlamak da zamanla nasip oldu." diye konuştu.

Bir evlat olarak babasının eserlerini okumanın kendisine hissettirdiklerine de değinen Betül Zarifoğlu Koç, şunları kaydetti:

"Babanızı erken yaşta kaybettiğiniz zaman onunla paylaşımınız bitmiştir. Sadece anılarınız olur kafanızda. Ama yazar bir babaya sahip olduğunuz zaman onun kitaplarını, yazılarını, düşüncelerini her okuduğunuzda, onunla bir bağlantı kurmuş oluyorsunuz. Tekrar bir sohbet imkanı yakalamış gibi oluyorsunuz. İnsanın yaşamının her döneminde bazı soruları oluyor. O sorulara babanın kitaplarından cevap bulmak da çok orijinal bir tecrübe oluyor haliyle."

- "Evimiz hayat dolu bir yerdi"

Koç, çocukluğunu düşündüğünde aklına hep bir odanın içinde beraber geçirdikleri anların geldiğini söyleyerek, çocukların da olduğu odada, sofraların kurulup kalktığını, babasının hep orada, bir masada oturup yazdığını anlattı.

İlk şiirini babasına götürüp gösterdiğini dile getiren Koç, "Evde hangi ses olursa olsun, ona eşlik eden bir daktilo sesi vardı. Eski dönem haliyle, o takır takır sürekli çıkan daktilo sesini, evimizin yaşayan hayat dolu bir yer olduğunu çok net hatırlıyorum." dedi.

Betül Zarifoğlu Koç, babasının yazarak kendisini daha iyi ifade eden biri olduğunu vurgulayarak, "Annemin söylediği bir şey var. Babam çok konuşan, çok fazla sözle kendini ifade eden biri değil. Annem, 'Yazdıklarından onun bazı olaylara ne kadar üzüldüğünü, ne kadar sevindiğini, onları ne kadar önemsediğini, daha çok yazılarından fark ederdim.' der." ifadelerini kullandı.

- Çocuklarına iyi bir dini eğitim verdi

Cahit Zarifoğlu'nun çocuklarına iyi bir dini eğitim verdiğinin de altını çizen Koç, şu bilgileri verdi:

"Bizim mevlit yapmak diye bir tabirimiz vardı. Bunu, bizim evin dışında hiç duymadım. Perşembe geceleri mevlit yapılırdı. Böyle bir tabir yok aslında ama bizim evin içerisinde vardı. Babam bize peygamber kıssaları, menkıbeler anlatır, Kur'an okurdu. İlahiler söylerdik birlikte. O imam olurdu, cemaatle namaz kılardık. Bu vakitleri bu anlamda çok yoğun yaşamışız. Bizim dini eğitimimizle çok güzel ilgilenmiş. Ben onların kıymetini şimdi anlayabiliyorum. O zaman sanki herkesin evinde öyle yaşanıyor gibi zannediyorduk ama bu bizim evimize özel bir şeymiş."

Koç, kendilerine özel bir "aile defteri"nin olduğuna da işaret ederek, "Aile defterimize herkes bir şeyler yazabilmiş. Herkesin elinin altında. Bunun da çok orijinal bir şey olduğunu zamanla fark ettik. Bizim evimizin rutini içerisinde bir şeydi. Bu anlamda çok güzel ve özel bağlar kurmuşuz elhamdülillah. Ne kadar kısa olsa da." değerlendirmesinde bulundu.

Babasının kaleme aldığı kitaplarını kendileri için imzaladığını dile getiren Betül Zarifoğlu Koç, ancak o dönem yaşça küçük oldukları için babası tarafından imzalanmış kitapların ne kadar kıymetli olduklarını zamanla fark ettiklerini vurguladı. - "Bizim oyuncağımız kağıt, kalem ve daktiloydu"

Yazar Koç, imzalı kitapların yalnızca bir kısmını muhafaza edebildiklerinin altını çizerek, babasının kendisine imzaladığı bir kitapta, 'Bir gün senin de çocuklar için yazacağını hayal ediyorum.' sözlerini hem bir temenni hem de bir vasiyet gibi düşündüğünü söyledi.

Kendisinin yayımlanan ilk kitabının da bir çocuk kitabı olduğuna dikkati çeken Koç, "Sanki babamın vasiyeti gerçekleşmiş gibi hissederim. Aslında mizah yazarak başladım ama ilk kitabımın çıkışı çocuk masalıyla oldu. Bu anlamda bizi beslediğini düşünürüm." dedi.

Çocuklara yönelik "Muga Zıpzıp" ve "Muga Zıpzıp Ormanda" kitaplarının yazarı Betül Zarifoğlu Koç, küçükken sürekli yazı yazan babasına özendiğini kaydederek, şöyle devam etti:

"Ankara'da olduğumuz dönemde, Akabe Yayınları vardı. Oraya gittiğimi hatırlıyorum. Babam ve arkadaşları toplantı yapardı. Onlar bazı konuları görüşürken benim oradaki oyuncağım daktiloydu. Daktiloya kağıt koyar, bir şeyler yazardım. Yani kağıt, kalem ve daktiloydu bizim oyuncağımız. Çok güzeldi. O zamanları değerlendirmek çok güzeldi."

Yerel Seçim 2024


En Çok Aranan Haberler