Köprüden düşmesi sonucu bacağı kırılan 5. sınıf öğrencisi Ferdi Şenol (12), Adana Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde tedavi altına alındı. Baba Nizamettin Şenol, gazetecilere yaptığı açıklamada, oğlunun kendilerinin bilgisi dışında bazı zamanlar harçlık kazanmak için atık kağıt topladığını anlattı. Dün gece eve gelmeyen oğlunun hastaneye kaldırıldığını polislerden öğrendiklerini ifade eden Şenol, "Akşam eve gelmeyince korktuk. Gece polisler arayarak Ferdi'nin hastanede olduğunu söyledi. Oğlum, Kasım Gülek Köprüsü civarında tanımadığı kişilerin kendisini iterek düşürdüğünü anlattı. Kimseyle derdimiz, husumetimiz yok. Ferdi, okul harçlığını çıkarmak için bazen kağıt toplamaya gidiyordu" diye konuştu. Vali Hüseyin Avni Coş da hastanede ziyaret ettiği Ferdi Şenol'un sağlık durumu hakkında yetkililerden bilgi aldı.
-"Şiddet, vahşet olduğu zaman bunun adı rdemokrasi, demokratik hak olmaz"-
Coş, hastane girişinde gazetecilere yaptığı açıklamada, dünkü gösteriler sırasında bir çocuğun köprüden aşağı atıldığına dair bilgi alınması üzerine hastanede yapılan araştırmalarda Ferdi Şenol'un Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde tedavi altına alındığının anlaşıldığını bildirdi. Bu olaydan büyük üzüntü duyduklarını, bir komiserin de köprüden düşmek suretiyle ciddi şekilde yaralandığını belirten Coş, şunları söyledi:
"Dünkü gösteriler sırasında 12 yaşındaki bir çocuğun maalesef Kasım Gülek köhprüsünden aşağı atıldığına dair bilgi aldık. İlk ifadesinde, bilgilerden ve diğer bulgulardan bu çocuğun göstericiler taafından köprüden aşağı atıldığı maalesef öğrenildi. Hem çocuğumuza, hem komiserimize Allah'tan acil şifa diliyoruz. Herkesin dikkatli olması lazım. Demokratik hakların şiddete başvurulmadan kulanılması gerekiyor. Şiddet, vahşet olduğu zaman bunun adı demokrasi, demokratik hak olmaz, bu nedenle fevkalede dikkatli olmalıyız. Çünkü bazı iyi niyetli olmayan kişiler de bu işe karışıyor. Nitekim dün polisin uyarılarını uymayan, taşkılık yapan, sağa sola saldıran bir grup da gözaltına alındı. Gözaltına alınan bu grubun bir çok adi suçtan kaydının bulunduğunu öğredik. Dikkat edilsin, bu gösterilere katılan herkes iyi niyetli değil, bazıları da bulanık suda balık avlamaya, kardeşliği, birlik ve beraberliği zedelemeye çalışıyor. Düşüncelerimizi şiddete başvurmadan demokratik usül ve esaslar dairesinde güvenlik kuvvetlerinin de uyarılarını dikkate alarak diğer vatandaşları rahatsız etmeden, zarar vermeden bu işi yaparsak herkes bundan mutlu olur."
Gazetecilerin, bazı doktorların çocuğun göstericiler tarafından itildiği konusunda yanlış yönlendirme yapıldığını söylediklerini belirtmesi üzerine Coş, bunun adli bir olay olduğunu, olayın nasıl meydana geldiğini kolluk kuvvetleri ve cumhuriyet savcısının soruşturduğunu ifade etti. Doktorların tedaviyle ilgili rapor vermekle yükümlü olduğunu dile getiren Coş, şöyle devam etti:
"Hiç kimse görev ve yetki tecavüzünde bulunmasın. Herkes görev sınırları içerisinde kalsın, kimse o doktor bakarım ona da. Doktorların böyle bir görevi yok. Olayın nasıl meydana geldiği konusunda bilgi vermek doktorlara ait bir görev değildir. Yani bu gazetecilerin görevini benim üstlenmem gibi birşey. Herkesin görevi ayrı, iş bölümü var. Herkes birbirinin görevine saygı duymalı ve görev tecavüzünde bulunmamalıdır. Amacımız kamuoyunu dezenformasyona tabi tutmak, yanlış yönlendirmek değil, kamuoyunu doğru bilgilendirmek, acı da olsu doğru bilgilendirmek. Biz Adana'da bunu yapmaya çalşıyoruz, şefaf olsun istiyoruz. Sayın doktor oradaki binlerce kişiye kefil mi? diyebilir mi? Ben binlerce polise kefil olamam, emniyet müdürü de kefil olamaz, her meslekte suç işleyen, her grupta yanlış yapan olabilir. O nedenle insanların böyle genelleyici yaklaşımlardan suçu örtbas edici yaklaşımlardan uzak durması lazım. Yanlışı kim yaparsa yapsın yanlıştır. O nedenle hiç kimse yanlışa sahip çıkmaya kalkmasın."