Fındıktan, Çayda Çıraya Süper Lig Takımlarının Sembolleri

Spor Toto Süper Lig takımlarının sembol ile simgelerinin birbirinden farklı anlam ve öyküleri bulunuyor.

AA muhabirinin kulüplerden ve çeşitli kaynaklardan derlediği bilgilere göre, takımlarla özdeşleşen, taraftarının maçlarda yaptıkları tezahüratlarda ağızlarından düşürmedikleri sembol ve simgeler, hayvanlar, tarihi mekanlar, tarımsal ürünler, sanayi, kişi ve doğrudan sporu temsil eden öğelerden oluşuyor.

Takımların sembolleri, bazen bir yaşanmışlığın ardından takımla özdeşleşiyor, bazen bölgesindeki sanayi ya da tarım üretimini yansıtıyor, kimi durumlarda ise doğrudan temsil ettiği kenti tanıtıyor.

Logoları, flamaları, internet siteleri, formalarda bulunan ya da tezahüratlarda geçen sembol ve simgeleri, Spor Toto Süper Lig'de yer alan bazı takımların baş harflerinden meydana gelirken, bir bölümünün ki ise aslan, kanarya, kartal, timsah, fındık, minare, kale, 7 tepe, çayda çıra oyunu, Erciyes Dağı gibi simgelerden oluşuyor.

Orduspor'un ambleminde Karadeniz'in tarımsal geçim kaynağı fındık bulunuyor. Ordu'nun fındığıyla tanınması da logonun oluşmasında önemli rol oynuyor.

Kayserispor'un ambleminde İç Anadolu'nun en yüksek dağı olan, kış ve kayak turizminde ilk sıralarda gelen Erciyes Dağı yer alıyor. .

Kasımpaşa ise martı ve çapayla temsil ediliyor. Logoda kullanılan sembol, hem çaba hem de martıyı andırıyor. Kasımpaşa'da tersanelerin fazla olması dolayısıyla kullanılan çapa, tersten bakıldığında martı gibi görünüyor.

Gençlerbirliği'nin simgesinde ise Türk bayrağı ile başkent vurgusu yapılıyor. Kırmızı ay, Türk bayrağını, ortadaki yıldız başkenti ve etrafındaki çizgiler ise çevresine saçılan ışığı anlatıyor.

Kardemir Karabükspor'un ambleminde ise demiri eriten işçiler simgeleniyor. Semboldeki iki elle işçiler, aradaki düz çizgilerle ise işlenen demir tasvir ediliyor.

-İstanbul'un 7 tepesi, Elazığ'ın çayda çırası-

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Spor Kulübü'nün ambleminde ise İstanbul logosu yer alıyor. İstanbul'un 7 tepesi, minareleri ve kaleleri spor kulübünün de sembolü olarak kullanılıyor.

Akhisarspor'da iki kanat ortasındaki top, güçlü kanatlarla ilerleyen spor branşları anlamına geliyor. Top üzerindeki 11 çizgi, kulüpteki spor branşlarını temsil ediyor.

Elazığ'ın çayda çıra oyunu, çayda tabağında üç mum resmiyle Sanica Boru Elazığspor'un sembolü olarak kullanılıyor. Çayda çıra oyunu, "Mumlu dans" namıyla dünyaca tanınıyor. Elazığ Belediyesi'nin logosunda da benzer bir şekil bulunuyor.

Gaziantepspor'un sembolü "Şahin" ise Fransızlara karşı kentin savunmasında etkili olan Şahin Bey'i temsil ediyor.

Antalyaspor'un simgesi olarak da tarihi Yivli Minare tercih ediliyor. Antalya Ulu Camii'nin minaresi olan Yivli Minare, yıllardır takımın ambleminde yer alıyor.

Sivasspor'un logosundaki 3 yıldızın öyküsü 1965 yılına dayanıyor. Yolspor, Kızılırmak ve Sivas Gençlik Kulüpleri, 1965 yılı temmuz ayında bir araya gelip, rengi kırmızı-beyaz, arması da üç kulübü temsilen üç yıldız olarak belirleniyor.

Logosu baş harflerinden oluşan Trabzonspor da, Karadeniz'in hırçın, dalgalı ve fırtınalı olması nedeniyle simge olarak "Karadeniz fırtınası" sözünü kullanıyor.

Bursaspor'un simgesi timsah da yönetici Lemi Keskin'in izlediği belgeselden hayat buluyor. Belgeselde timsahın boğayı parçaladığını gören Keskin'in önerisiyle Bursaspor, yıllardır timsahı sembol olarak kullanıyor.

-Üç büyük takımın sembollerinin hikayesi-

Galatasaray ile özdeşleşen aslan, futbolcuları Nihat Bedik'ten geliyor. 1916 yılında başlayan Galatasaray macerası süresince atlama, binicilik, yelken, yüzme ve futbol alanlarında hizmet eden Bedik, Galatasaray futbol takımının 8 yıl kaptanlığını yaptı. 1936 yılında aktif spordan çekilen Bedik, spora "Aslan" ismini verdiği teknesi ile yarışlara katılmaya devam etti. Futbol oynadığı dönemlerde "Aslan Nihat" olarak çağrılan Bedik, hayatını adadığı Galatasaray'a kendi lakabını simge olarak bıraktı.

Fenerbahçe'yi yansıtan sarı kanarya da "Uçan kaleci" olarak tanınan ünlü kalecileri Cihat Arman'dan geliyor. 1939 yılında Fenerbahçe'ye transfer olan ve 1952 yılına kadar oynayan Cihat Arman, Türkiye'nin en iyi kalecisi olduğu için "Uçan kaleci" unvanını alıyor. Arman, sarı formasıyla çıktığı bir maçta köşeye giden topu çıkarınca taraftarlardan birisinin, "hey yavrum kanaryama bak, yine uçtu" diye bağırması sonucunda "kanarya" zihinlerde yer ediyor ve sonraları takımın simgesi oluyor.

Beşiktaş'ın simgesi olan kara kartallar, 6-0 kazanılan maçta bir balıkçının "Haydi Kara Kartallar" diye bağırması üzerine sembol oluyor. Süleymaniye ile 19 Ocak 1941 Pazar günü Şeref Stadı'ndaki maçta Beşiktaş, maçtan 6-0 galip ayrılırken, balıkçının o anda ağzından çıkan "Kara Kartallar" sözünün, maçı izleyen gazeteciler ve taraftarları etkilediği biliniyor.