ANKARA (İHA) - Anavatan Partisi Genel Başkanı Erkan Mumcu, Fransa'ya gerekli cevabın verilmesi ve Fransa'nın yaptığının bedelini mutlaka ödemesi gerektiğini belirterek, "Fransa'nın karar almasından daha vahim, Türkiye'nin durumudur. Bu konudaki adeta ölü sessizliğine dikkat çekmek istiyorum" dedi.
Anavatan Partisi Grubu bugün TBMM'de toplandı. Genel Başkan Erkan Mumcu, grupta yaptığı konuşmasına aniden rahatsızlanarak hastaneye kaldırılan Başbakan Recep Tayip Erdoğan'a geçmiş olsun dilekleriyle başladı. Muhalefetin görevinin hükümetin yanlışlarını ortaya koymak olduğunu ifade eden Mumcu, "Eğer Fransa bundan 2 yıl önce soykırımı kabul eden kararı parlamentodan çıkardıktan sonra, biz devlet olarak ülke olarak toptan bir tavır göstermiş olsaydık, Fransa bu kararı alamazdı. Bugün Fransa karşısında top yekun bir tavır göstermemiş olmamız, göreceksiniz başkalarını aynı konuda yüreklendirecek. Türkiye, üzerinden popülist siyaset yapılan bir ülke konumuna gelmiştir" şeklinde konuştu.
İstanbul'un Türkler tarafından alınması sırasında Bizanslılar'ın "melekler dişi mi erkek mi" tartışması yaptığını hatırlatan ve Türkiye'nin bugünkü durumunun aynı olduğunu ifade eden Mumcu, Fransa'ya karşı 'diri' bir boykot yapılmadığını da eleştirdi.
Mumcu, "Aman kavgaya girmeyelim yumruk yeriz. Kavgada yumruk sayılmaz beyler. Kavga onur mücadelesidir. Kavga iyi bir şey değildir beyler, ama kavga bazen onur mücadelesidir. Kavgaya girmezseniz bazen onurunuzu da kaybedersiniz. Bu zararı göze almadıkça bundan sonraki zararları peşin peşin ödemekten başka yapacak bir şey yoktur. Fransa yaptığının bedelini mutlaka ödemelidir" açıklamasında bulundu.
Bütün bunların Sevr planı olduğunun da altını çizen Mumcu, "Batı'nın ülkemiz hakkındaki planlarının ne olduğunu biliyoruz. Gözümüzü kapatarak hiçbir yere varamayız. Bu popülizm kendini dışarı kabul ettirme, kendini birilerine şirin gösterme zaafı, ülke etrafında görülen bir tehlike çemberi olarak çıkıyor" diye konuştu.
"AĞAR İKTİDARA ORTAK OLMAK İSTİYOR2 Mumcu, konuşmasında DYP Lideri Mehmet Ağar'ın terörizmin bitirilmesi için "dağdan inip ovada siyaset" yapılmasıyla ilgili sözlerine de değindi. "Söylediği sözlerin ne olduğunu anlamış değiliz. Kendisi de zaten söylediği sözleri tekrar edebilecek cesarete sahip değil. Bir şeyler demeye getiriyor ama ne dediğini açıkça söyleyemiyor" diyen Mumcu, "Burada herhangi bir siyasi partiyi yermekten, eleştirmekten öteye ülkenin geleceği, ülkenin bütünlüğü etrafında oynanan oyunları teşhir etmektir amacım. Yoksa hiç kimseyle işim olmaz. Allah herkesin çarşısına pazar versin. Kimse milleti, vatanın bütünlüğünü pazarlamaya kalkmasın. Onu yapmaya kalkarlarsa ona müsaade etmeyiz" açıklamasında bulundu.
Bir dönem iç siyasi çekişmeler sırasında bazı isimlerin, "cesaretiniz varsa Hakkari'ye gelin, yok siz Cudi'ye gelin Cudi olmaz Kandil'e gelin" tartışmaları yaptığını belirten Mumcu, "Ne oldu sonunda Washington'da buluştular" ifadelerini kullandı. Mumcu konuşmasında, Mehmet Ağar'a cevap vermesinden dolayı Genelkurmay Başkanı'nı eleştirdiğini kaydederek, "Politikacıların sözlerini politikacılar eleştirsin. Genelkurmay Başkanları siyasal gündeme doğrudan muhatap olmazlar. Gazeteler her ne kadar 'Mumcu'dan Ağar'a destek' olarak verseler de ben demokrasiyi destekledim, Ağar'ı desteklemedim. Genelkurmay Başkanı'nın bu sözleri söylemesi doğru değil, ama söylediği sözler doğru. O sözlerin altına imzamı atıyorum. Erkan Mumcu olarak şimdi o sözleri ben söylüyorum. Keşke Genelkurmay Başkanı söylememiş olsaydı da tarih bizim söylediğimizi yazsaydı" dedi.
Mumcu, konuşmasında DYP Lideri Ağar'ı sert bir dille eleştirerek, şöyle konuştu:
"Dağda silah atmak yerine düz ovada siyaset yapma sözlerinin arkasındaki niyet nedir? Ne diyorsun? Türkiye'de terör örgütüne üye olmayanlar açısından kısıtlayıcı bir şey var mı? Hatta terör örgütüyle ilişkisi kanıtlanamayan, ancak terör örgütünün güdümünde olduğu bilinenler Türkiye'de siyaset yapabiliyorlar. Demek ki kastettiği şeyler bu değil. Bunu kastediyorsa bu saçma. Dağdan insinler siyaset yapsınlar diyorsan bu nasıl olacak? Bu af olur. 'Hükümet inisiyatif alsın ben risk alırım', derken ben merak ediyorum sen neyin riskini alıyorsun. Risk Türkiye'nin boynuna, iktidar sizin koynunuza. Aradığınız şey bu. Hükümete ortak olabilmek. Neyin riskini alıyorsun. Ağar'ın bunu söylemeye niye hakkı var. Bu ülkenin bağımsızlığı üzerinden terörle pazarlık yürütmek için neye hakkı var. Müktesebatında bir şey mi var. Ben bir iyi niyet çağrısında bulunayım. Sayın Ağar'ı doğru yola davet edeyim. Sayın Ağar gittiğiniz yol doğru yol değil, siz en iyisi doğru yola geri dönün. Zaten partinizin yolu da bu yol değil. Gelin siz de Başbakan gibi özür dileyin. Sayın Başbakan şehit ailelerinden özür diledi, erdemli bir davranış gösterdi. Gelin siz de özür dileyin".
"GÜL, AĞAR VE ZANA'YA NOBEL" Amerika'nın PKK'yı Irak'ın kuzeyinde başına bela etmek istemediğini iddia eden Mumcu, "Amerika başına bela istemiyor. Çünkü orada Amerika yerleşiyor. Silahlı güç olmaktan çıksın. Türkiye bir takım tavizler versin. Onlar siyasete girsinler ve bu iş devam etsin istiyor" dedi.
Terörün faz değiştirmeye başladığını ve hükümetin zaaf içinde olduğunu bir yıl öncesinde söylediğini kaydeden Mumcu, Türkiye'nin bir role doğru sürüklendiğine dikkat çekti. Mumcu bir iddiada da bulunarak, "Türkiye'de 2002 seçimleri Irak'ta yürütülecek Amerikan operasyonu için elverişli bir hükümet doğrultusunda gerçekleştirildi. Türkiye'de 2002 seçimlerini getiren budur. Bundan sonraki seçimin karakteristiği Irak'ın kuzeyinde kurulacak bir hükümete hami olacak bir hükümet için yapılacaktır. Sayın Ağar'ın talip olduğu rol AK Parti ile Kuzey Irak'ta Kürt Devleti'ne hamilik rolü" şeklinde konuştu.
Washington'a yalvarılarak ülkenin birliğinin korunamayacağını, ekonominin sapasağlam ayakta durması için sıcak para bağımlılığından kurtarılması gerektiğini, bunun için de sıcak parayı cazip hale getiren kur ve faiz politikasından vazgeçilmesi gerektiğini ifade eden Mumcu, "Bu ülkeyi borç öldürür. Bunu bilin" dedi.
Mumcu sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sayın Gül, Sayın Başbakan ve Sayın Ağar'ı kastediyorum. Milletten iktidar bekliyorsanız yanılıyorsunuz. Milletin iradesi sağlamdır. Siz öyle istiyorsunuz Amerika da öyle istiyor diye halk size iktidarı vermez. 5-10 yıl sonra size bir haber verirler. Eğer aradığınız, sizin de bir Nobel'iniz olsunsa, Sayın Gül ve Ağar'a söylüyorum, bu politikalara yol verelim, barışsever tutumumuz dolayısıyla bize de bir Nobel ödülü verirler. Leyla Zana, Mehmet Ağar, Abdullah Gül'ün üçüne birlikte bir Nobel ödülü verilmesi gerçekten mümkündür. Bu sözlerle vatansever olduklarını falan söylemeye kalkmasınlar. Vatanı korumak için ne yapıyorlarsa yapsınlar. Lafla peynir gemisi yürümüyor. Millet alternatifsiz değil. Türkiye'yi alternatifsiz gibi görme ve göstermeye çalışanlar bilsinler ki Anavatan var".