Financial Times gazetesi, Bank Audi’ye lisans verildiğine dikkat çekerken Türk bankacılık sektörünün başlıca bir sorununun “öngörü eksikliği” olduğu görüşünü yansıttı.
Ekonomi gazetesi Financial Times, “Türkiye, Bank Audi’ye ender rastlanan bir lisans verdi” başlıklı haberinde, “Türkiye, Lübnan’ın Bank Audi’ye 300 milyon dolar kadar sermaye ile bir yan kuruluşunu kurmasına yeşil ışık yakarak 10 yılı aşkın bir süreden ilk defa bir banka lisansını verdi” diye yazdı.
Bank Audi’nin kararını, Türk-Arap bağlarındaki canlılığın sonucu olarak nitelerken Türk yetkililerinin de adımı Türk bankacılık sektörüne olan güvenin bir işareti olarak değerlendirdiklerini kaydeden gazete, şu iddiaları sıraladı:
“Ancak bu karar, Türkiye’nin bankacılık sektörünün karlılığının, kredideki büyük artışlar ve bunun, başta enflasyon ve ülkenin bol cari işlemler açığı olmak üzere, daha geniş ekonomiye etkisinden kaygılanan yetkililerce baskı altına alındığı bir zamana rastlanıyor. Sonuç olarak da analistler, muhtemel olan sektörün daha genişlemesi değil, sağlamlaşmasının olduğunu söylüyorlar.”
Lisansın, 2001 yılındaki finansal krizden bu yana verilen ilk lisans olduğuna dikkat çeken gazete, “Bankacılar ve analistler, sektörün karlılığının, hala marjinalleri azaltabilen zorunlu karşılıklar ile faiz oranlarına ilişkin olarak Ankara’da alınan kararların etkisi altında kalmaya devam ettiğini söylüyorlar” diye yazdı.
İngiliz gazetesi, son bir yılın büyük bir kısmını, Hükümet, Merkez Bankasının ve BDDK’nın bankaları, yılda yüzde 35 artan kredideki büyümeyi azaltmaya, tavsiye, zorunlu karşılıklar ve diğer bazı önlemlerle ikna etmeye çalışarak geçirdiklerini belirttiği haberinde bankacıların sektörün net karının yılın ilk yarasında yüzde 15 düşmesinden yakındıklarını da kaydetti.
“Merkez Bankası şimdi zorunlu karşılıklara ilişkin tutumunu yumuşattı ancak geçen hafta, analizlerin bankaların tahvil portföylerine zarar vereceğini söyledikleri bir adımla faiz oranları koridorunu artırdı” diyen FT, şöyle devam etti:
“İstanbul’daki Citigroup’tan İlker Domaç, ‘birçok bankanın, Merkez Bankası’nın daha önce verdiği ve Banka’nın fonlama oranını düşük tutacağını ve yeterli likidite sağlayacağını düşünmeye sevk eden işaretlerin ardından devlet tahvillerini satın aldılar’ dedi. Bankaların karlılığını, marjinal fonlama maliyetlerindeki artışın da vuracağını sözlerine ekledi.”
Gazete, birçok gözlemcinin bankalar için başlıca bir sorunu “yeni rejime ilişkin öngörü eksikliği”nin oluşturduğunu söylediklerini belirtirken daha önce güçlü biçimde düşük faiz politikasıyla özdeşleştirilen Merkez Bankası’nın şimdi ise, bankalara sağladığı fonları azaltıp faiz oranlarını yüzde 12.5’e çıkartırken politika faizini değiştirmeyerek yüzde 5.75 düzeyinde bıraktığını kaydetti.
ANKA