İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Öz Orman-İş Sendikası 4. Olağan Genel Kurulu toplantısında, Türkiye’de her yıl 1 milyar 400 milyon ton verimli toprağın erozyonla yok olduğunu söyledi. HAK-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan ise, "Mevsimlik işçilerimizin 12 aylık süreyle çalışmaları için yapılan mücadeleye destek veriyoruz. Kıdem tazminatı konusunda da her türlü müzakereye hazırız. Herkes için olumlu olacak bir kararın çıkmasını istiyoruz" dedi.
Öz Orman-İş Sendikası 4. Olağan Genel Kurul toplantısı The Green Park Hotel’de İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun katılımıyla gerçekleştirildi. Sendikanın tanıtım videosunun ardından göreve gelen yeni üyeler takdim edildi. İçişleri Bakanı Soylu yaptığı konuşmada, “Öz Orman-İş Sendikası 4. Olağan Genel Kurulunun tüm çalışma hayatımıza hayırlı olmasını temenni ediyorum. Öyle bir medeniyet birikiminden geliyoruz ki bugün hangi meseleyle karşı karşıya kalsak bizim ecdadımız ve medeniyetimiz buna ilişkin yönde bir uyarı, anlayış ve ahlak ortaya koymuştur. Cevap anahtarı elimizdedir ancak bazen bu cevap anahtarı bazen cebe koyuluyor. Bugün dünyanın değişen ve kötüleşen iklim şartlarını konuşuyoruz. Küresel iklim felaketi senaryolarını konuşuyoruz. Yerleşim yerleri şu anda dünyadaki arazilerin yüzde 1 ya da 2’sini kaplıyor. Gelecek dönemlerde yüzde 4 ve 5’ini kaplayacak. Yani tarım alanları biraz daha daralmış olacak. Eğer tarım yapılan arazilere eğilim günümüzdeki gibi artmaya devam ederse 2050’de yaklaşık 350 milyon ile 850 hektar milyon fazladan ekilebilir alana ihtiyaç duyulacak. Bu iki rakamdan küçük olanı Hindistan’ın, büyük olanı ise Brezilya’nın yaklaşık olarak yüzölçümü kadardır. İnsanlık çare olarak ormanları kesip tarım alanı açmaya başlayacak. Belki de zincirleme bir kötülük ve zincirleme reaksiyon başlayacak. Türkiye her yıl tarım alanlarından 500 milyon ton, tüm ülke yüzeyinden 1 milyar 400 milyon ton verimli toprağını erozyonla kaybetmektedir. Cumhuriyet’in ilk yıllarından bugüne kadar 3 milyardan fazla ağaç 72 bin orman yangınında kaybedilmiştir. Hala ülkemizde yılda ortalama 2 bin orman yangını çıkmaktadır. Oysa bizim tarihimizde ormanın özellikle çok önemli bir yeri vardır. Bu toplantıyı sadece 30 bin üyeli bir sendikanın genel kurulu ve resmi bir toplantı olarak görmemeliyiz. Burada yaptığımız iş sonucu işçilerin yüzünün gülmesi, refahlarının artması için attığımız her adımın çocuklarımızın geleceği için büyük bir katkısı vardır” ifadelerini kullandı.
“Türkiye’nin bütün alanları 1 Mayıs alanıdır”
Mevsimlik işçilerin 12 aylık süreyle çalışmaları için yapılan mücadeleyi desteklediklerini söyleyen HAK-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan ise, 1 Mayıs İşçi Bayramı’nın yaklaştığını belirterek, bu seneki kutlamaların Şanlıurfa’da olacağını söyledi. Arslan, “696 sayılı kararnameyle 1 milyona yakın işçinin kadro alması ve mevsimlik işçilerin çalışmalarının 12 aya yansıması çok önemlidir. Bunu gerçekleştiren bakanlarımız ve hükümetimize ayrıca teşekkür etmek gerekir. Mevsimlik işçilerimizin 12 aylık süreyle çalışmaları için yapılan mücadeleye destek veriyoruz. Kıdem tazminatı konusunda da her türlü müzakereye hazırız. Herkes için olumlu olacak bir kararın çıkmasını istiyoruz. 1 Mayıs İşçi Bayramı’nda da Şanlıurfa’da olacağız. 1 Mayıs illa Taksim’de kutlanacak diye bir şey yok. Türkiye’nin bütün alanları 1 Mayıs alanıdır. 1 Mayıs, HAK-İş’in büyük çabaları ve çalışmalarıyla TOMA’lardan, kavgalardan, kaostan, tehlikeden, kargaşadan kurtarıldı. 1 Mayıs artık şarkılarla, türkülerle, Kur’an-ı Kerimlerle kutlanıyor” dedi.
“Emeklilik ve diğer sebeplerle boşalan kadrolar yeni işçiyle doldurulmalı”
İş kolunda çalışan sendikalı işçilerin yüzde 69’unun Öz Orman-İş Sendikasına ait işçiler olduğunu söyleyen Öz Orman-İş Sendikası Genel Başkanı Settar Aslan, mevsimlik işçilerin yılda 4 ay çalıştıkları için sağlık sigortalarından dahi yararlanamadığını ifade etti. 2007 yılında 13 bini aşkın orman emekçisinin kadroya alınmasına katkıda bulunduklarının altını çizen Aslan, “Dönemin Başbakanı Binali Yıldırım, Uluslararası Demokrasi Kongresi’nde hem taşeron işçilerimizin hem de geçici işçilerimizin beklentisine karşılık verdi. Neticede 1 milyona yakın taşeron işçimiz kamuya geçti. Yılda 5 ay 29 gün çalıştırılan geçici orman işçilerimizin çalışma süresi de 9 ay 29 güne uzatıldı. Bu 4 aylık süre uzatımı üyelerimiz için önemli bir kazanımdır. Fakat olması gereken Orman Genel Müdürlüğüne norm kadro verilmesidir. Emeklilik ve diğer sebeplerle boşalan kadrolar yeni işçiyle doldurulmalı. Böylelikle Orman Genel Müdürlüğündeki işgücü açığı kapanacaktır” şeklinde konuştu.
“Dünyamız, gelişmiş ülkeler ile gelişmemiş ülkeler arasındaki gelir adaletsizliğini taşıyamaz hale geldi”
Mülteci sorunları ve adaletsiz gelir dağılımıyla ilgili de açıklamalarda bulunan Aslan, sözlerine şöyle devam etti:
“Dünyanın nimetleri, ülkeler arasında adil ve dengeli paylaşılmıyor. Gelişmiş ülkelerin dünya kaynaklarından aldığı pay giderek artarken, yoksul ülkelerin payı azalıyor. Artık dünyamız, gelişmiş ülkeler ile gelişmemiş ülkeler arasındaki gelir adaletsizliğini taşıyamaz hale geldi. Diğer taraftan zengin ülkeler, yoksullar üzerinde, sürekli bir terör ve savaş baskısı oluşturuyor. Küresel güçlerin tezgahladığı savaş ve terör belası, maalesef yoksul ülkeleri vuruyor. Oysa bilmeliler ki dünyanın dörtte üçü aç, sefil ve perişan ise, geri kalan zengin azınlığın da rahat ve huzuru olamaz. Görüyoruz ki zulümlerin faturası birer tabut olarak Akdeniz üzerinden Avrupa’ya yöneliyor. Bu tabutlarda sadece mülteci cesetleri yok. Bu tabutlarda Birleşmiş Milletler var, ABD var, AB ve Avrupa değerleri var. Bu tabutlarda tükenen evrensel vicdan ve insanlık var.”