HDP Diyarbakır İl Başkanlığı önünde evlat nöbeti tutan aileler, İçişleri Bakanlığı tarafından uygulanan 2 günlük sokağa çıkma kısıtlaması nedeniyle eylemlerine bu süre zarfında HDP önünde değil, kaldıkları otelde sürdürüyor. Kısıtlamanın 1’inci gününde çadıra gidemeyen aileler, kaldıkları otelde eylemine devam etti.
Çocuklarının terör örgütü PKK mensupları tarafından dağa kaçırıldığı iddiasıyla HDP Diyarbakır İl Başkanlığı önünde oturma eylemi yapan aileler, evlat nöbetine İçişleri Bakanlığı tarafından duyurulan ve tüm yurtta uygulanan sokağa çıkma kısıtlaması nedeniyle 2 gün ara verip HDP önündeki çadır yerine otellerinde sürdürdü. Kısıtlamanın 4’ncü haftasının 1’inci gününde de HDP önündeki çadıra gidemeyen aileler, eylemlerini kaldıkları otelin toplantı salonunda sürdürmeye devam etti.
"Eylemi anlatacak kitap yazdım, okunmasını tavsiye ediyorum"
Gaziantep’te ikamet eden Şevket Altıntaş, vatani görevi için usta birliğine giderken 2 Ekim 2015’te Tunceli’nin Pülümür ilçesinde terör örgütü PKK mensuplarınca kaçırılan oğlu Müslüm (24) için eyleminde kararlılık vurgusu yaparak çocuğuna olan özlemi kitap yaptığını anlattı. Eylemlerinin 481’inci gününde olduğunu hatırlatan baba Altıntaş, "Bizler evlat nöbeti tutan aileler olarak 2 yıla yakındır HDP Diyarbakır il binası önünde eylem yapıyoruz. Bilindiği üzere pandemiden dolayı hafta sonrası sokağa çıkma kısıtlaması bulunuyor ve bizler aileler olarak konakladığımız otelde evladımızın yolunu gözlüyoruz. Bizlere gerçekten mağdur musunuz, ya da gerçek mi söylüyorsunuz diyenler oluyor. Bu kadar insan burada boşuna mı bekliyor? Bizler belgelerle konuşuyoruz. Asla ve asla yalan atmıyoruz. Pandemi de bir taraftan bizlerin sesini duyurmamıza kısıtladı. Pandemi olmasaydı insanlar çadıra geldiğinde bizleri o zaman iyi anlıyorlardı. Ama şimdi pandemi var sesimizi her ne kadar duyuramasak da kendimizi anlatıyoruz" dedi.
Çocukların zorla yada kandırılarak dağa kaçırılmasında büyük bir üzüntü yaşandığını belirten baba Altıntaş, "Dağa kaçırılan ya da kaçan kişiler oraya gidince gerçekle rastladığında ne olduğunu anlıyor ama iş işten geçiyor. Aileler çağrım beddua değil dua etmeleridir. Burada bulunan bütün aileler olarak buna bir dur demek için buradayız. Ben de buna istinaden bir kitap yazdım. Kitabın ismini de ‘Diyarbakır annelerinden dünyaya’ olarak yazdım. İnşallah 20 gün sonra kitabın dağıtımı yapılacak. Bizleri ve burada çocukları dağa kaçırılan aileleri merak edenler benim için değil kendileri için bu kitabı okusunlar. O zaman evlatlarımızın nasıl ateşe atıldığını görecekler" diye konuştu.