Ordu’da, iş ararken ayakkabı imalat atölyesinde çalışmaya başlayan Sibel Yurttutan, şimdilerde günlük 50 adet el yapımı ayakkabı üreten atölyenin patronlarından oldu.
Daha önce ayakkabı imalatçısının yanında çırak olarak çalışan 48 yaşındaki Sibel Yurttutan, kendi işini kurmaya karar verince yaklaşık 7 yıl önce ayakkabı imalat ustaları Hasan Keskin ve Aşkın Demirtaş’la birlikte ayakkabı üretim atölyesi kurdu. El yapımı ve kişiye özel üretim yapan atölyede ise günlük 50 çift erkek ayakkabısı hazır hale geliyor. Yurttutan, bu işin kadın mesleği olmadığın ancak kadınların kendilerini güvenmeleri sonucu her zorluğun üstesinden gelebileceğini söylüyor.
“Ayakkabının ne olduğunu bilmezken, üretir hale geldim”
Daha önceden ayakkabı üretimi hakkında bir fikir sahibi olmadığını ve şimdilerde ise deriyi şekillendirerek ayakkabıya dönüştürdüğü aktaran Sibel Yurttutan, “Herhangi bir iş diyerek iş aradım. Bana da bu iş denk geldi. Yaklaşık 4 sene çıraklık dönemim oldu, birkaç farklı yerde çalıştım. O zamanlarda ayakkabının ne olduğunu bilmiyordum. Ama baya bir uzun yoldan sonra bu ayakkabıları üretmeye kadar ilerledim” dedi.
"İlk başlarda erkek işi diye bayağı yadırgandım"
Yurttutan, ayakkabı üretiminin kadın işi olmadığını ve ilk başlarda yadırgandığını ifade ederek, konuşmasına şöyle devam etti:
“İlk başlarda erkek işi diye bayağı yadırgandım ama ben onları duymazdan geldim. ‘Ben yapabilirim, aklım kesiyor’ dedim. İlk ustanın eline baktığımda ‘ben yarın geliyorum, çalışabilirim’ dedim ve o şekilde başladım. Şimdi burada beraber 3 arkadaşız, her bölümde kendimiz çalışıyoruz, terzi usulü ilk iş benden başlıyor. Deriyi parça parça kesip dikim ve çekim bölümü şeklinde devam ediyoruz.”
“Meslek ölmesin diye 3 arkadaş başladık”
Tamamen el yapımı ve el işçiliği ayakkabılardan günlük 50 tane ürettiklerini ve ilk başlarda meslek ölmesin diye böyle bir fikir ortaya çıktığına değinen Yurttutan, “İşin içinde bayan olunca görenlerin biraz tuhafına gidiyor. Bayanlar evde oturmasın, kafalarındaki bir işi araştırsın. En azından ev ekonomilerine katkıları olur. Bayanların yapamayacağı bir ley yoktur” ifadelerini kullandı.
“İş arkadaşımızdı, patronumuz oldu”
Sibel Yurttutan ile daha önce farklı atölyelerde, yaklaşık 5 yıldır da birlikte çalıştıkların söyleyen Şenel Güngör ise, “Sibel abla ile daha önce aynı firmada işçi olarak çalışmıştık. Bu işte çok istekli ve özverili olduğu için, iş arkadaşımızdı ama şimdi bizim patronumuz oldu. Allah nasip etti ve kendisi patronluğa kadar yükseldi. Önce işi sevmek lazım, Sibel abla da bu bayanlardan bir tanesi. Bizler erkek olarak, kadınların böyle atılımlarda bulunmasından gurur duyuyoruz, kendisiyle çalışmaktan da zevk alıyoruz” şeklinde konuştu.