RİZE (İHA) - Gazi davası sanıklarından Adem Albayrak, yaptığı hiçbir şeyden pişmanlık duymadığını belirterek, "Aynı şartlar olsa yine aynısını yaparım" dedi.
Adem Albayrak, yaklaşık 10 yıldır sürdürdüğü sessizliğini bozarak, İhlas Haber Ajansı'na özel açıklamalarda bulundu.
Rize'de görev yaparken altı ay önce bir kişiyi silahla yaraladığı gerekçesiyle halen Rize Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanmakta olan Albayrak, altı ay önce yaşanan olayı, "Yaklaşık altı ay önce bir grup insan suç işlemek amacıyla Rize'ye gelmişti. Burada bir suça karıştılar. Bir başkomiser arkadaşın telsizini ve silahını gasp ettiler. Bunlar bir soygun çetesiydi. Biz de gittik. Kanunların bize verdiği yetkiler doğrultusunda görevimizi yaptık. Teslim ol çağrılarımıza uymadılar. Biz de elimizden geleni yaparak şahsı yaralayıp teslim aldık. Şimdi yargılanıyoruz. Silah kullanmak son çaredir ama 'teslim ol' çağrılarına karşılık verilmeyince mecbur kullanıyorsunuz. Biz devletin bize verdiği silahı birileri gibi düğünlerde alkol alarak havaya ateş açmak içinde kullanmadık" dedi.
Polisin yerine göre silahını kullanması gerektiğini belirten Albayrak, "Son zamanlarda basında da görüyoruz. Polisin elinden silahını gasp ediyorlar, polisi dövüyorlar, polisi şehit ediyorlar. Polis ise hiçbir şey yapamıyor. Görevini yapamıyor, ondan sonra kendisi şehit oluyor. Sonuçta polisin anası ağlıyor. Silahı gerektiği yerde kullanacaksın. Ben hiçbir zaman gereksiz yere silah kullanmadım. Kanunun bana verdiği yetki ile silahımı kullandım. Şimdi yargılanıyorum. Böyle oldu hep böyle olacakta. Polis olsam. Yine aynı ortam olsa yine aynısını yapardım" diye konuştu.
"Biz sadece görevimizi yaptık"
Albayrak, Türkiye'de bazı derin güçlerin basını kullanarak terörle mücedele eden birimleri pasifsize etmek istediğini ifade ederek şunları söyledi:
"Gazi olayları oldu. Bize 'derin devlet' dediler. Bizleri pasifsize ettiler. Diğer yollarla bizimle uğraşamadılar. Terör örgütleri silah kullanarak bizi yok edemediler. Ne yaptılar? 'Gazide katliam yaptılar, derin devletin adamları, derin devletin tetikçileri' dediler. Oysa ki biz sadece görevimizi yaptık. Bugün aynı şey olsa, aynısını yaparım. Çünkü o gün devlete karşı bir ayaklanma vardı. Farklı şeyler olabilirdi. Biz orada katliam yapmadık. Halka ateş de açmadık. Hiçbir zaman silah kullandığımızı da söylemedik. Mahkemelerde uğraştırdılar. Cezaevlerine koydular. Bizi bitirmek istediler. Daha sonra ne dediler? 'Yok Susurluk' dediler. Özel harekatçı arkadaşları cezaevlerine soktular. Alakası olmamasına rağmen 'çete' dediler. Özel Harekat'ı pasifsize etmeye kalktılar. Şemdinli de ne oldu ? 'Şemdinli' dediler, Jandarma İstihbarat'ın üzerine gittiler. Jandarma İstihbaratı pasifsize etmeye kalktılar. 'Küre Operasyonu' dediler bordo berelilerin üzerine gitmeye kalktılar. Eğer birileri derin devleti tanımak istiyorsa, devlet düşmanlarına baksınlar. Kim derin devlet, kim yufka devlet görsünler. Eğer derin devlet varsa; kesinlikle devleti yıkmak isteyen bir derin devlet olduğuna inanıyorum. İlgilileri buna baksın. Ne olmuş Susurluk'ta orada burada. Terörle mücadele eden insanlara bir bakın. Hepsi hapishanelere girmişler. Hepsi işinden olmuşlar. Evlerine ekmek götürecek para bulamaz hale gelmişler. Milyarlardan bahsettiler. Rahmetli bir arkadaşımız öldüğünde cebinden para çıkmadı. Annesinin emekli maaşı ile geçiniyordu".
"Terörle mücadele eden adamları bitirdiler. Şimdi sokaklarda bölücüler sloganlar atıyor" diyen Albayrak, "Ellerini kollarını sallayarak geziyorlar. Yarın bir gün eylemlerini meydanlara taşıyacaklar. Bu kez insanlar 'Türk'üm demeye korkacak. Terörle mücadele eden insanlara bunu yaparsanız, yarın ihtiyaç olduğunda terörle mücadele edecek insan bulamazsınız. Devletini seven insanları pasifsize ederseniz, yarın devletini koruyacak adam bulamazsınız" şeklinde konuştu.
"Ben hiç adam vurmadım"
Adem Albayrak, aynı şartlarda aynı şeyleri yapacağını vurgulayarak, "Bugün polisliğe devam etsem. Aynı şartlar olsa yine aynı şeyleri yaparım. Benim için ' u kadar, bu kadar adam vurdu' diyorlar. Ben hiç adam vurmadım. Ben adam olana mermi atmam. Adam olmayana mermi atarım. Atmışsam da adam olmayanlara atmışımdır. Adamlar vurulmaz adam olmayanlar vurulur. Sen kundakdaki bebeği öldürüyorsun. Devletin askerine, polisine, kurşun sıkıyorsun. Sonra adam sıfatına girmeye çalışıyorsun" dedi.
Düz ovada siyaset yapılmayacağını sözlerine ekleyen Albayrak, geçmişte Emniyet Müdürü olan Doğru Yol Partisi (DYP) Genel Başkanı Mehmet Ağar'ın görüşlerine katılmadığını açıklayarak, "Sayın Mehmet Ağar yıllarca müdürlüğümüzü yaptı. Devletin çok güzel kademelerinde görev yaptı. Bilinçli bir insandır. Farklı da anlaşılmış olabilir. Ama benim bildiğim düz ovada keklik avlanır, siyaset yapılmaz. Benim eski bir müdürüm olarak sayın Ağar'ın bu sözüne katılmıyorum. Dağdan inenler bu ülkeyi sevmezler" diye konuştu.
İmral? Adası'ndaki cezaevinde cezasını çeken yasadışı örgüt lideri Abdullah Öcalan ile ilgili olarak ise Albayrak, "Yakalandığı zaman hemen 'ülkeme nasıl hizmet edebilirim' dedi. Şimdi her gün oradan tehditler yağdırıyor. Affetsen yarın yine devleti bölmeye kalkacak. Bu çakal asılmalıydı, tek alternatifi vardı asılmalıydı. Keşke imkanım olsa da ben assam. Bu 35 bin insanın kanına girdi. Şimdi diş doktoru ayrı, aşçısı ayrı. En kral şekilde yatacaksın" dedi.
Gazi olaylarında suçlu olduğuna inanmadığını da belirten Adem Albayrak, açıklamalarını şöyle sürdürdü:
"Kesinlikle ve kesinlikle suçlu değildim. Ama bazı güçler bizi pasifisize etmek için cezalandırmak için ellerinden gelen her şeyi yaptılar. Sonucuna da ulaştılar. Başka şeylerde yapmak istediler. Ama onların gücü varsa bizimde var. Cezaevinde kalemimizi kırmak istediler. Ama başaramadılar. Bizim kalemimiz kırılmaz. Yirmi yıl dolu dolu bir polislik yaptım. Ailem ile ilgilenemedim. Çocuklarıma iyi bir babalık yapamadım. Bundan dolayı çocuklarımdan özür dilerim. Ama ülkeme en iyi şekilde hizmet ettim. 20 yaşında çocuğunu şehit vermiş analar var. 'Gözlerimi istiyorum' diyen gazilerimiz var. Onlar yakınmazken, biz mesleğimizden olmuşuz, hiç önemli değil. Biz ne olursa olsun devletimize küsemeyiz. Bazı siyasi liderler sayın Başbakan'a 'gelin Kandil'e çıkalım' dediler. Bende diyorum ki Kandil'e çıkmalarına gerek yok. Kandil'e çıkıp mücadele eden devlet görevlilerine sahip çıksınlar. Zaten çıkamazlar, her babayiğidin harcı mıdır Kandil'e çıkmak".