HABER

Gebelikte meme kanserine dikkat

Özel Adatıp Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Op.

Gebelikte meme kanserine dikkat

Özel Adatıp Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Nalan Ulufi kadınlarda en sık görülen kanser türlerinden biri olan meme kanserinin, gebelik ve lohusalık evresinde de görüldüğünü söyledi.
Gebelikte meme kanseri görülme sıklığının 1/3000 doğum olarak bildirildiğini belirten Op. Dr. Nalan Ulufi, günümüzde kadınların iş hayatına daha fazla girmesiyle birlikte, kariyer gibi çeşitli nedenlerle doğum yapma yaşının otuzların üzerine çıktığını ve bunun da göreceli olarak gebelikte gördüğümüz meme kanserleri sayısını arttırabileceğini vurguladı.

“Tanıdaki gecikmeler hastalığın evresinin ilerlemesine yol açar”
Op. Dr. Nalan Ulufi yaptığı açıklamada, “Gebelik ve lohusalık döneminde fizyolojik olarak değişimler olur. Süt bezleri ve kanalları büyür, genişler. Kitle olarak nitelendirilebilecek lezyonlar elimize gelebilir. Bu arada gelişen meme kanseri gözden kaçabilir. Oluşan ve fark edilen kitle iyi huylu olarak yorumlanabilir. Bundan dolayı tanıda üç ay ya da daha fazla gecikmeler olabileceği bildirilmiştir. Tanıdaki gecikmeler hastalığın evresinin ilerlemesine yol açar. Hastalık belirtileri, gebe olmayan kadınlarda görülenlerden farklı değildir. Kitle en sık görülen belirtidir. Meme cildinde çekilme, portakal kabuğu görünüm, koltuk altında kitle, meme başı akıntısı olabilir ve böyle bir durumda en kısa zamanda uzman bir doktora başvurulması gerekmektedir. Her hastalıkta olduğu gibi ailenin, anne adayının ve lohusanın sosyokültürel konumu, eğitim düzeyi, memesinin farkında olması erken tanıda rol oynayan faktörlerdir. Ultrason, bebek ve anne için tanıda kullanabilen güvenli bir yöntemdir; ancak bu dönemde mamografi önerilmez. Meme MR’ı bazı bebek anomalilerinin tanısında kullanılmasına rağmen, film çekilirken kullanılan ilaç (godolonium) plasentadan geçtiği ve cenin üzerindeki etkisi bilinmediği için gebeliğin ilk döneminde kullanılmamalıdır” dedi.
Op. Dr. Nalan Ulufi, gebelikte meme kanseri riskine karşı, tanı koymak amacıyla kalın iğne biyopsisinin, süt fistülü olma riskine rağmen önerildiği belirterek, tanı koyduktan sonra gebelik dönemine ve hastalık evresine göre kişiye özel tedavi planlandığını söyledi. Ayrıca hastalara gebeliğin ikinci ve üçüncü dönemlerinde cerrahi tedavi ve kemoterapi yapılabileceğini, radyoterapi gerekiyorsa doğumdan sonraki dönemde uygulanacağını anlatan Op. Dr. Nalan Ulufi, lohusalık döneminde süt verme işlemi sonlandırılarak gerekli tüm tedavilerin yapılabildiğini de belirtti.

En Çok Aranan Haberler