İSTANBUL (İHA) - İstanbul Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Orakçıoğlu, ekonomideki gerçeklerin bir tarım rakamların ardına saklanmaya çalışıldığını bu durumun ekonomi yönetimiyle üretim camiasının arasındaki iletişimin sağlıklı gerçekleşmesine engel olduğunu söyledi.
Türkiye ekonomisinin ve ihracatının lokomotif sektörü tekstil ve hazırgiyimin yaşadığı sorunlar ve çözüm yolları 5 birlik ve 10 dernek başkanının katılımıyla İstanbul Dış Ticaret Kompleksi'nde ele alındı. İTKİB koordinasyonunda düzenlenen Hazır Giyim ve Konfeksiyon Platformu adlı zirvede İHKİB Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Orakçıoğlu ile zirveye katılan diğer birlik ve derneklerin başkanları ortak basın toplantısı yaptı.
Zirveye İstanbul Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği, Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği, Denizli Tekstil ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği, Uludağ Konfeksiyon ve Hazırgiyim Giyim İhracatçıları Birliği, Akdeniz Konfeksiyon ve Hazırgiyim İhracatçıları Birliği, Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD), Triko Sanayicileri Derneği (TRİSAD), Osmanbey Tekstilci İşadamları Derneği (OTİAD), Laleli Sanayici ve İşadamları Derneği (LASİAD), Birleşik Markalar Derneği (BMD), Konfeksiyon Yan Sanayiciler Derneği (KYSD), Çorap Sanayicileri Derneği (ÇSD), Türkiye İç Giyim Sanayicileri Derneği (TİGSAD), İstanbul Nakışcılar Derneği ve Ege Giyim Sanayicileri Derneği (EGSD) başkan ve yöneticileri katıldı.
"EKONOMİNİN GERÇEKLERİ SAKLANIYOR" Zirvede platformun ortak görüşlerini aktaran İHKİB Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Orakçıoğlu, seçim meydanlarda verilen sözlerin tutulmasını ve vaatlerin yerine getirilmesini istedi. İhracatçıların da daha çok üreten, daha çok kazanan ve daha zengin bir ülkenin vatandaşları olmak istediğini ancak önlerinde büyük engellerin olduğunu belirten Orakçıoğlu, bir yandan haksız rekabetle dünyayı tehdit eden Çin ile uğraşırken diğer yandan kur ve başta asgari ücret olmak yüksek girdi maliyetleriyle mücadele etmeye çalıştıklarını kaydetti. Orakçıoğlu, "Hazır giyim üretici ve ihracatçıları olarak uluslararası pazarlarda varlığımızı sürdürmeyi başardık ama öyle zannediyorum ki kendimizi Türk kamuoyuna anlatmakta aynı başarıyı gösteremedik. Ekonominin gerçekleri bir takım rakamların ardına saklandı ve ekonomi yönetimiyle üretim camiasının arasında iletişimin sağlıklı gerçekleşmesine engel oldu" dedi.
"İHRACAT HIZI DÜŞÜYOR" Daha önce düzenledikleri bilgilendirme toplantılarında mevcut ekonomik gidişin ihracatın seyrine zarar vereceğine dikkat çektiklerini, bunun karşılığında ise eleştirildiklerine işaret eden Süleyman Orakçıoğlu, "Hatta euro/dolar paritesinin etkisiyle bambaşka bir hal alan ihracat rakamlarına bakan bazı kişiler bizi ciddiye dahi almadılar.
Bu ay için hazır giyim ihracatının artış hızı yüzde 15.8 olarak gerçekleşti. Artık herkesin bildiği ve hesap yaparken kullandığı parite farkını bu rakamdan çıkarırsak gerçek artışın yüzde 1.5-2 seviyesinde olduğunu görürüz. İhracatla ilgili rakamlara bakarken lütfen bu hesabı yapmayı unutmayalım. Çünkü 15 Şubat 2003 tarihinde 1.07 olan parite 15 Şubat 2004 tarihinde 1.28'e kadar çıktı. Toplam ihracatının yüzde 72'sini Euro bölgesine yapan hazır giyim sektörü bu şartlarda dolar kuru üzerinden ihracat hesabı yapamaz. Ne yazık ki işi kurla, pariteyle olan biz ihracatçılar bugün için işte böyle zor bir durumdayız" diye konuştu.
ASGARİ ÜCRETTEKİ TEZAT Herkesi üretim girdi maliyetleri ile ilgili bir kez daha düşünmeye davet ettiklerini belirten Süleyman Orakçıoğlu, ülkede tüm kesimlerin çıkarları bilimsellik ve akılcılık çerçevesinde korunması gerektiğini söyledi. Özellikle asgari ücret konusunu değerlendiren Orakçıoğlu, hükümetin asgari ücret ile ilgili düzenlemesinin yüzde 14.8'lik kısmının Hazine tarafından karşılanacağını bildirmesine karşılık 28 Ocak'ta yürürlüğe giren 5073 sayılı yasa ile Hazine'nin sadece düz asgari ücretten ücret ödeyenlere bir telafi imkanı getirdiğini gördüklerini ve bu durumun hükümetin taahhüdü ile örtüşmediğini kaydetti. Orakçıoğlu, "SSK taban alt sınırının 549 milyon 630 bin liraya yükseltildiği mevcut uygulamaya göre fazla mesaisi olmayan asgari ücretli bir çalışanın ücretinden, Hazine'ce karşılanan kısım 46 milyon 219 bin 950 lira. Fazla mesai yapan bir ücretlinin ücretinde ise Hazine'ce karşılanacak bir kısım görünmüyor. Yani fazla mesai yapsa da yapmasa da hazine tarafından SSK tabanı ile asgari ücret arasındaki farka denk gelen 46 milyon 219 bin 950 liralık kısım her halükarda Hazine tarafından karşılanmalıdır. Verilen sözlerin yerine getirilmiş olması için bu uyarımızın dikkate alınması gerekiyor. Enerji zamları, asgari ücret zammının üzerine tuz biber ekmişken bir de bu kargaşanın oluşturduğu yükü üstlenmek milyonlarca insanı istihdam eden sektörümüzü biraz daha dibe itiyor. Üstelik biz döviz kurundaki düşüşe bağlı olarak enerji girdilerinde iyileşme beklerken ortaya çıkan zam spekülasyonları sorunu daha da içinden çıku büyük engellerin olduğunuılmaz bir noktaya taşıyor" dedi.
"MUĞLAK UYGULAMALARDAN VAZGEÇİLSİN" Türk ekonomisinin içine kapanık, kendi kurallarıyla yaşayan bir ekonomi olmadığını belirten Süleyman Orakçıoğlu, "Diyelim ki fazla mesai konusunda oluşturulan istisna Hazine'ye bir miktar tasarruf sağlayacaktır. Enerjiye yapılan zam, ÖTV adı altında yaratılan ağır yük geçici bir kaynak meydana getirilecektir. Ya kapanan, üretimini durduran, işçi çıkarmak zorunda kalan işletmelerden ortaya çıkacak vergi kaybı ne olacaktır? Şimdi burada şöyle bir yol ayrımındayız. Bu kimseyi kurtarmayacak muğlak uygulamalarla durumu daha da belirsizliğe mi götüreceğiz? Yoksa uzun vadeli düşünüp fabrikalarımızı, atölyelerimizi ayakta tutmaya devam mı edeceğiz?" diye sordu.
Tekstilde düşürülecek KDV oranları hakkında da konuşan Orakçıoğlu, "Şimdi tüm üretim süreçlerinde KDV'nin yüzde 8'e indirilmesi tartışılıyor. Biz de bu talebin sahiplerindeniz. Açık ve net bir şekilde söylüyoruz ki Tekstil ve Hazır Giyim sektörü olarak biz KDV'nin toptan ve perakende ayırımı yapılmadan ve devir KDV çıkmayacak şekilde tüm girdilerde ve tüm kademelerde yüzde 8'e düşürülmesini talep ediyoruz ve bunun vergi gelirlerini de artıracağına inanıyoruz. Hiçbir imalatçı toptancı ve perakendecinin de böyle bir indirime karşı çıkacağını zannetmiyoruz" dedi.
ÇİN VE KUR MESELESİ Basın toplantısında geçen ay Türk - ABD işadamlarıyla birlikte düzenledikleri Eurotex deklarasyonu ile ilgili de açıklama yapan Süleyman Orakçıoğlu, Amerikan Üreticileri Ticari Eylem Koalisyonu (AMTAC) ve Amerikan Tekstil Üreticileri Enstitüsü (ATMI) ile alt yapısı 10 aya yaklaşan İstanbul Deklarasyonu'nu imzalayarak dünyada Çin'in liderliğinde yükselen haksız rekabete karşı ilk ve en etkili tepkiyi koyduklarını hatırlattı.
Kur konusunda ihracatın kayıplarıyla ilgili yaptığı ikazların ekonomi bürokrasisinin dikkatini çekmediğine değinen Orakçıoğlu, yatırım için ülkesini seçmiş insanların fabrikalarını kapatıp başka yere gitmeyeceklerini belirtti. Son günlerde ekonomi yönetiminden söz konusu risklerin dağıtılması için kendilerine vadeli işlemler piyasasının tavsiye edildiğini belirten Süleyman Orakçıoğlu, "Evet bu bir yoldur. Ancak Türkiye'nin risklerini yalnızca biz taşımıyoruz. Bankalar da aynı riskleri taşıyorlar. Kaldı ki binlerce firmanın bulunduğu bir sektörün kendini bu kadar dar bir alanda savunması mümkün değildir. Ayrıca vadeli işlemler borsasının kağıt üzerindeki varlığı ve uygulamada işlerliğinin olmayışı böyle bir seçeneği çok da anlamlı kılmıyor" ifadelerini kullandı.