Edirne (AA)- Kapıkule Gümrük Kapısı'nda polis memurlarına yönelik düzenlenen operasyon kapsamında, "örgüt kurmak ve irtikap iddiasıyla" 19'u tutuklu, 27 polis memurunun yargılandığı davada, mahkeme salonunda kurulan sinevizyonda, gizli kamerayla tespit edilen görüntüler sanıklara izletildi.
Polisler, görüntülerde pasaportların içinden alınanların, 'belge ve pasaportla ilgili kağıt', meslektaşlarından aldıklarının ise 'yemek parası' olduğunu iddia ettiler.
Edirne 1. Ağır Ceza Mahkemesi salonunda görülen davada, ilk olarak Kapıkule Emniyet Şube Müdürlüğü'nde görevli başkomiser C.S. savunmasını yaptı. Hakkındaki suçlamaları kabul etmediğini örgüt ve irtikap suçunu işlemediğini öne süren C.S, çekilen görüntülerde ve yapılan telefon görüşmelerinde maddi ve manevi çıkarının bulunmadığını iddia etti.
Kapıkule'de görev yaptığı süre içinde görevine riayet ettiğini, gümrükteki genelgelere uyarak, çalıştığını ileri süren C.S, şunları söyledi:
"Ben polislikten komiserliğe geçtim. Benim üzerime bir oyun oynanmıştır. 13 gün içinde istirahat etmeden çalıştım. Son 2 yıldır Kapıkule'den ayrılmak istiyordum. Tedavi gördüğüm Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde benim hakkımda Kapıkule Şube Müdürü S.B. tutanak tuttu. S.B. sürekli üzerimde baskı uyguladı. 2 yıldır
depresyon ilaçları kullanıyorum." Operasyon kapsamında elde edilen gizli görüntüler, mahkeme salonunda kurulan sinevizyon gösterisiyle sanıklara izletildi.
Olayla ilgili kendisinin yer aldığı 3 klip görüntü izletilen C.S, meslektaşlarından para aldığının yer aldığı görüntüsü için, 'daha önceden verdiği yemek siparişinin parası' olduğunu ve herhangi bir para paylaşımı olmadığını iddia etti.
Gümrükte yemek olmadığı için peronlardan da kendilerine meslektaşlarının 'yemek parası' gönderdiğini ileri süren C.S, "Pasaportun içinde alınan paralar da pasaportla ilgili belge olabilir. Telefon görüşmelerimde de yabancı uyruklulara, işadamlarına ve ticaret yapanlara kanunlar çerçevesinde yardımcı oluyoruz. Bu görüşmelerde de bir menfaat temin etmedim. Fuhuş amaçlı gelenleri de geri çeviriyoruz" dedi.
Polis memuru Ö.S. de hakkındaki suçlamaları kabul etmediğini öne sürdü.
Ö.S'nin avukatı Sedat Küçükyılmaz da görüntülerin izlenmesine itiraz ettiklerini belirterek, açılan davanın "irtikap" suçundan olduğunu, görüntülerin ise "irtikap" suçunu içermediğini savunarak, görüntülerin izletilmemesini talep etti.
Bunun üzerine mahkeme başkanı ses ve görüntülerin olayla ilgili ve yasaya uygun olduğunu belirterek, avukatın bu talebini reddetti. Ö.S'nin de görev yaptığı yerlerde çekilmiş 11 klip izletildi. Görüntülerde verilen paranın 'paylaşma' olmadığını savunan Ö.S, garda görev yaptığı için meslektaşlarına 'yemek almak amacıyla' para
aldığını, yemek bulamadığı için parayı iade ettiğini ileri sürdü.
"ÇAKTIRMADAN AL" SÖZÜ BİR "ESPRİ"
Pasaporttan alarak cebine koyduğu paranın sadece 'pasaportla ilgili belge' olduğunu öne süren Ö.S, görüntüler sırasında bir meslektaşına (çaktırmadan al) şeklindeki konuşmasının ise aralarında yaptıkları bir "espri"den ibaret olduğunu iddia etti.
Otobüs firmalarına verdikleri sırada çekilen görüntülerin de yurtdışından, kaşar peyniri ve kivi ısmarlamalarına ilişkin olduğunu belirten Ö.S, "Onlardan aldığımız para ise sipariş için verdiğimiz paranın üstüdür. Meslektaşlarımız arasında yapılan para alışverişleri de kendi aramızdaki borçların iadesini içeriyor" dedi.
Ö.S'nin avukatı Neslihan Türkay da görüntülerde ve zabıtlara geçen "para" ifadelerinin müvekkilinde baskı oluşturduğunu öne sürerek, bu nedenle zabıtlara pasaportların içinden alınanların "para" olarak geçmemesi gerektiğini söyledi.
Duruşma, diğer sanıkların savunmalarıyla devam ediyor.