Acıbadem Adana Hastanesi Göz Hastalıkları ve Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Ayşe Mutlu, muayene sırasında özellikle dikkat edilen göz dibi muayenesi ile vücudun damar ve sinir yapısı hakkında önemli verilere ulaşılabildiğini belirterek, önemsenmeyen kronik baş ağrısı nedeniyle göz doktoruna başvuranların birçoğunda bu ağrıların farklı hastalıklardan kaynaklandığının tespit edilebildiğine dikkat çekti. Özellikle çocukların göz rahatsızlıklarının zamanında kontrol ettirilmediğinde kalıcı sorunlara yol açabildiğine dikkat çeken Op. Dr. Mutlu, "Yetişkinler senede bir kez, çocuklar da hiçbir yakınmaları olmasa dahi en geç 2 yaşında iken göz muayenesi olmalı” dedi.
GÖZ MUAYENESİ İLE TESPİT EDİLEBİLEN HASTALIKLAR
Göz muayenesi ile şeker hastalığı, tiroit bezi hastalıkları, kansızlık, yüksek tansiyon, damar sertliği, karaciğer hastalıkları, kan hastalıkları, romatizmal hastalıklar ile bazı kafa içi basınç artışına neden olan tümör gibi beyin ve sinir hastalıklarının tespit edilebildiğini belirten Op. Dr. Ayşe Mutlu, "Bu gibi hastalıkların tanısının göz muayenesi ile konulabilmesinin yanında takip ve tedavisi sırasında düzenli yapılan göz kontrolleri de önem taşıyor” diye konuştu.
Op. Dr. Mutlu, şeker hastalığının kan glikoz seviyesi yüksekliği ile seyreden kalıtımsal bir hastalık olduğuna dikkat çekerek, "Kişinin ailesinde şeker hastalığı öyküsü varsa ve zaman zaman görme bulanıklığı, göz kuruluğu yakınması, genç yaşta katarakt gelişimi, bazen ortaya çıkan ani görme kaybı veya göz kaslarında felç durumları varsa şeker hastalığından şüpheleniriz” dedi.
Dr. Mutlu, gözlerde kuruluk, görme kaybı, dışa doğru itilme gibi belirtilerde ise tiroit bezi hastalıklarının söz konusu olabileceğini kaydetti.
Dr. Mutlu, anemilerde gözün çeşitli bölgelerinde kanama veya solukluk, damarlarda yapısal bozukluklar ortaya çıkabileceğini ve bunların kansızlığın ipucu olabileceğini söylerken göz dibi muayenesinde damarlarda daralma, retinada iltihap sonucu sıvı birikmesi ve kanamalar görülmesinin hipertansiyonu işaret edebileceğini söyledi. Dr. Mutlu, kan basıncının kontrol altına alınması ile göz ve daha birçok hayati organın hasar görmekten kurtulduğunu ifade etti.
Damar sertliğinin, yaşlanma ile beraber damarlarda lipid birikimi ve klasifikasyon sonucu damarlarda tıkanıklığa kadar gidebilen bir hastalık olduğunu anlatan Dr. Ayşe Mutlu, şöyle devam etti:
"Fundus muayenesinde (retina, makula ve optik diskin yapılarının gözlenmesi amacıyla yapılan işlem) damarlarda ışık refle artışı, daralma ve düzensizlikler tespit edilebilir. Yaşlı kişilerde hiperlipidemi ve yüksek tansiyonun kontrol altına alınması ile çok ciddi sonuçların önüne geçilebilmesi mümkündür.”
Dr. Mutlu ayrıca göz dokularında madde birikimi görülmesinin bazı karaciğer hastalıklarının sinyali olabileceğini de belirtti.
GÖZ MUAYENESİ HAYAT KURTARICI OLABİLİR
Yine gözün çeşitli katmanlarında kanamalar ve damar tıkanıkları olabileceğini, yapılacak muayene ile bunun tespit edilmesi halinde kişinin kan hastalıklarından mustarip olup olmadığının da ortaya çıkacağını anlatan Dr. Mutlu, gözlerdeki kızarıklık, yanma ve batma yakınmaları ile seyreden göz kuruluğu, sklerit (İltihaplanma), üveitlerve konjonktivitin de romatizmal hastalıkları işaret edebileceğini söyledi.
Kafa içi basınç artışına bağlı olarak erken dönemde, göz dibi muayenesi ile optik sinir başında ödem tespit edilmesinin olası beyin tümörleri ve sinir hastalıklarının ortaya çıkmasını sağlayabileceğini anlatan Dr. Ayşe Mutlu, "Bu şekilde bir erken tanı ve onu izleyecek tedavi süreci çok önemli ve hayat kurtarıcıdır” dedi.