HABER

"Güneydoğu'da bir biz bir de asker var"

"Aramıza nifak sokmaya kimse cüret edemez, bu yoldan dönmeyeceğiz"

"Güneydoğu'da bir biz bir de asker var"

-
İSTANBUL (İHA) - AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, demokratik açılım ve milli birlik projesi ile tüm sorunları aşacaklarını belirterek, "Bizim bin yıllar boyunca oluşmuş kardeşliğimizi bozmaya kimsenin gücü yetmeyecektir. Bizi birbirimize düşman etmeye inşallah kimsenin gücü yetmeyecek, aramıza nifak sokmaya kimse cüret edemez. Bu yoldan dönmeyeceğiz" dedi. Demokratik açılım ve milli birlik projesi ile tüm sorunları aşacaklarını belirten Erdoğan, "Bayramdan sonra Sayın Baykal'a

mektup yazacağım, ister kabul eder, ister etmez. Türkiye her zamankinden çok daha fazla bu sorunun çözülebileceğine inanıyor. Parlamentoda kapalı oturum, açık oturum bizim için fark etmez" diye konuştu.

Başbakan Erdoğan, partisinin Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'na katıldı. AK Parti İl Başkanlığı'nda düzenlenen toplantıda konuşan Erdoğan, Türkiye'de yoksulluğu doğuran tüm nedenlerin üzerinde kararlılıkla durduklarını söyledi. Erdoğan, geniş kitleleri yoksulluğa, çaresizliğe iten tüm nedenleri tek tek ortaya çıkardıklarını, tüm sorunların üzerine de kararlılıkla gittiklerini belirtirken, "Milleti yok sayanlardan olmadık, aksine öyle düşünenlerin karşısında durduk. Milletin iradesini gasp etmeye,

demokrasiyi zayıflatmaya çalışanlara karşı taviz vermedik. Çetelerle, mafyayla, suç örgütleriyle mücadele ettik. Hiçbir tehdide boyun eğmedik. Bizi yolumuzdan vazgeçirmeye yönelik hiçbir uyarıya kulak asmadık. Tertemiz bir Türkiye, mutlu huzurlu bir millet istiyoruz dedik ve bunun gereğini yerine getirdik. AK Parti, Türkiye'yi var eden tüm unsurların ahenk içinde, kardeşlik içinde bir ve beraber yaşamasını kendisine dert edinmiş bir partidir" dedi.

Vatandaşlara ve özellikle gençlere, şehitliklere gitmeleri tavsiyesinde bulunan Başbakan Erdoğan, şehitliklerdeki kitabelerin okunması gerektiğini belirtti. Erdoğan, "Bu Mehmetçikler nerden gelmiş, nerede şehit düşmüş. Gidip bir bakın.

'Demokratik açılımı nasıl halledeceksiniz' diyorlar. Mesele bu ruh. Oralardaki kitabeleri o yüzden okuyun diyorum. O şehitliklerle her şehirden Mehmetçiklerimiz var. Onlar bu vatan uğruna şahadete koşmuşlar. Anlayış bu. Bu toprakları hep birlikte kendimize yurt haline getirdik. Aynı topraklar bir ve beraber yaşadığımız gibi aynı bayrağın altında biz birbirimize kenetlendik. Bizim bin yıllar boyunca oluşmuş kardeşliğimizi, dostluğumuzu, akrabalığımızı bozmaya kimsenin gücü yetmeyecektir. Bizi birbirimize

düşman etmeye, birbirimizden ayırmaya kem gözle bakmaya veya bakar hale getirmeye inşallah kimsenin gücü yetmeyecek. Aramıza nifak sokmaya kimse cüret edemez" diye konuştu.

"TERÖR NOKTASINDAKİ HASSASİYETİMİZ ÇOK DAHA FARKLI"

Ortada arzu etmedikleri bir manzara olduğunu kabul ettiklerini belirten Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, demokratik açılım konusunda şunları söyledi:

"Biz çalışmalarımızı yapıyorduk. Gündeme güzel bir teklif geldi. Haklı bir teklif. Denildi ki, gelin bunun adı demokratik açılım ve bir milli birlik projesinin içinde bir demokratik açılım süreci olsun. Olaya böyle baktılar. Biz de buna olumlu yaklaştık. Sonra yaptığımız çalışmalarla, bunun içerisinde terör sorunu olmalı, Kürt kökenli vatandaşlarımızın sorunu olmalı. Değişik kökenli vatandaşlarımızın sorunları olmalı. Bir alevi çalıştayı yapılıyor. O da ülkemizde bir sorun alanı. Onun üzerinde de bir

çalışma yapılıp, o sorun alanını da çözüme kavuşturmamız lazım.

Ülkemizde bütün bunlar çözülmüş, her şey berkemal mi? Hayır. Bir sürü sorunlar var. Bu demokratik açılımla tüm bunları çözüme kavuşturma çalışmasını sürdürelim istiyoruz. Tüm bunları konuşurken de terör noktasındaki hassasiyetimiz çok daha farklı. Acil müdahale edilmesi gereken bir sorun."

Başbakan Erdoğan, terör nedeniyle Türkiye'de yaklaşık 30 yıldır annelerin ağladığını, babaların gözyaşlarını içine akıttığını söyledi. Ülkenin kazanımları ve enerjisinin 30 yıldır heba olup gittiğini ifade eden Erdoğan, "Birileri bu sorunu görmediler ve görmek de, çözmek de istemediler. Görmezden geldiler. Gerekli tedbirleri almadılar. Fotoğrafı göremediler. Sorunun büyümesinin önüne geçmediler, tersine sorunu büyütecek büyük hatalar yaptılar. Biz, bu sorunu görüyoruz, biliyoruz ve sorun üzerinde de

çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Şu anda bu çalışmanın içerisindeyiz. İnşallah bu çalışmadan da en güzel neticeyi alarak çıkacağız" dedi.

Konuşmasında muhalefet partisini eleştiren Erdoğan, 'Türkiye bölünüyor' söylemlerine tepki gösterdi. Erdoğan, "Arkadaş, sen bu noktada acaba Türkiye'nin kaç tane vilayetinde varsın. Hangi bölgesinde varsın. Güneydoğu Anadolu dediğiniz zaman orada 2 tane siyasi parti var. AK Parti ve DTP. Bir de güvenlik güçleri. Diğer partiler yok. Niye konuşuyorsun o zaman. Senin çözüm diye bir derdin var mı? Benim teşkilatım o bölgelerde çalışıyor. Sen Ankara'da oturuyorsun. AK Parti'ye

hakaret ediyorsun, hatta ileriye giderek İhaneti vataniyeyle suçluyorsun. Biz inandığımız bu yoldan alsa geri dönmeyeceğiz, kararlı bir şekilde gideceğiz. Bu konuda samimiyiz, inançlıyız, kararlıyız" diye konuştu.

"AK PARTİ HERKESİN FERYADINA KULAK KABARTIYOR"

Omuzlarında büyük bir yük, kutsal bir emanet bulunduğunu belirten Başbakan Erdoğan, nerede hangi etnik unsur olursa olsun, orada hizmetlerinin süreceğini söyledi. Erdoğan, AK Parti'nin kör, sağır, dilsiz rolü yapamayacağını ifade eden Erdoğan, "Biz annelerin çığlığını yüreğimizde duyuyoruz. Terör örgütü ne yaparsa yapsın. Derdimiz 'burada insan yaşıyor mu, yaşıyor.' Hangi etnik unsurdan olursa olsun biz bu hizmeti sürdüreceğiz. Benim için orada Kürt kökenli vatandaş varmış, Zaza varmış hiç

ilgilendirmiyor. Orada benim vatandaşım var mı, biz oraya hizmeti götürmekle görevliyiz. Tunceli'de yol yapıyoruz, terör örgütü müteahhidin iş makinalarını yakıyor. 'Kürtlerin hakkını savunuyoruz' diyorlar. Neyin hakkını savunuyorsun, ne alakası var. Benim o bölgede yaşayan Kürt kökenli vatandaşım hizmet görmesin, dertleri bu. Biz demokratik açılımla inşallah bunları ortadan kaldırmanın adımlarını atıyoruz. Ülkenin her noktasından bize yetki veren her bir vatandaşım, aynı zamanda da bizden çözüm bekliyor.

Demokratik açılım ve milli birlik projesi ile tüm sorunları aşacağız" ifadelerini kullandı.

Başbakan Erdoğan, hiçbir zaman ayak üstü vaatlerde bulunan politikacı olmadıklarını söyledi. AK Parti'nin, herkesin feryadına kulak kabarttığının altını çizen Erdoğan, "Biz partiyi kurduğumuzda o zaman Kürt kökenli vatandaşların temsilcisi olduğunu söyleyen parti, 'gelsinler burada olağanüstü hali kaldırsınlar, başka bir şey istemiyoruz' demişti. Olağanüstü hali biz kaldırdık. Şimdi kimse bunu konuşuyor mu? Bizim derdimiz, ülkenin her noktası eş zamanlı kalkınsın. Güven içinde büyüsün dedik. Biz bu

samimi duygularla yola çıktık. Bu yoldan dönmeyeceğiz" dedi.

Erdoğan, sürecin kısa, orta ve uzun vadeli takvimi olduğunu ifade ederek, yapılacakların hepsinin bir havuzda toplandığını söyledi. Orta vade de daha çok kanunlarla yapabileceklerinin yer aldığını belirten Başbakan Erdoğan, "Önümüzdeki yıl içerisinde bunlara yönelik çalışmalarımızı başlatacağız. Uzun vadede onlar kanun ve anayasa gerektiren sorunlar olacak. Onlar üzerinde de ayrıca yine çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Meselenin kalıcı şekilde çözülmesi için çabalarımızı sürdüreceğiz. Bin yıldır süren

kardeşliğimizi ebedileştirmek için her adımı atacağız. Geri adım atmak yok. biz samimiyiz. Süreçte uzun vadede kanun ve anayasa değişikliği gerektiren düzenlemeler yer alacak. Bu işi silahla çözemedik. Silahlı kuvvetlerimiz de bunu kabul ediyor. Bizlere düşen görevler var, onu yapmaya çalışıyoruz. Bu işin bir çok boyutu var. Bu iş sadece içeride değil, bu işin dışarıdaki bağlantıları da var. Bütün bunlarla ilgili olarak da çalışmalar sGeğmedik. Bizi yolumuzdan vazgeürüyor. Bunları hep birlikte yapacağız.

Meselenin tartışılıp bir neticeye bağlanmasını istiyoruz."

"SÜRECİ HEP BİRLİKTE GÜÇLENDİRECEĞİZ"

Erdoğan, tahriklere kapılmamaları yönünde il başkanlarını uyardı. Sürece sanatçılar, medya ve akademisyenlerden güzel ve olumlu tepkiler aldıklarını ifade eden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Sürecin komşu ülkeler ve çevredeki diğer ülkeleri ilgilendiren boyutları da var. Türkiye her zamankinden çok daha fazla bu sorunun çözülebileceğine inanıyor. Üniter yapı noktasında kimse bir tartışmaya fırsat vermesin. Çünkü bizim önce üniter yapı noktasında çok güçlü olmamız lazım ki rahatça açılımlarımızı da

yapabilir noktaya gelelim. Yere sağlam bastıktan sonra bir çok adımı atmak daha da kolaylaşabilir. Pergelin sabit ucu çok önemli" dedi.

Gerekli olması halinde Erbil'de bir başkonsolosluk açacaklarını ifade eden Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin artık geleceğe ilişkin güzel umutlar taşıdığını söyledi. Erdoğan, AK Parti ve AK Parti iktidarının bu fırsatın heba olmasına asla izin vermeyeceğinin altını çizerek, "Süreci hep birlikte güçlendireceğiz, destekleyeceğiz, kimseye de boyun eğmeyeceğiz. Süreci baltalamak isteyenlere prim vermeyeceğiz. Çözümsüzlükten nemalanan, kandan nemalanan, şehitlerimizi istismar ederek siyaset yapanlara meydanı

bırakmayarak, demokrasi ve hukuk içinde bu süreci tamama erdireceğiz. Çelik gibi sinirlere sahip olmak zorundayız. Bayramdan sonra sayın Baykal'a mektup yazacağım, ister kabul eder, ister etmez. Kabul ederse konuşacağız, kabul etmezse zaten kendisinin ne düşündüğü yazılı olarak elimizde var. Arkasındayız diyor. Arkasındayız diyorsa zaten problem yok. Çözümsüzlükten beslenen taraflar, bizi polemiğe çekmek için ellerinden geleni yapıyorlar. Bu aynı zamanda bir kardeşlik projesi, kardeşliğimizin bu açılıma

katacağı bir güç var. Kim bizi neyle suçlarsa suçlasın, kim hangi hakareti yaparsa yapsın biz ülkemizi, milletimizi düşünecek ve yolumuza öyle devam edeceğiz" diye konuştu.

Oturum tartışmalarına da değinen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, kapalı veya açık oturumun kendileri için fark etmediğini söyledi. Her şeyin açık konuşulması için kapalı oturum istediklerini ifade eden Erdoğan, "Biz açığa da varız. Bu noktada sıkıntımız yok. İlginç olan, muhalefet partisi liderlerinden Sayın Bahçeli 'kapalı oturuma biz katılacağız ancak oturumda konuşulanları daha sonra anlatacağız' dedi. Bu bir anayasa suçu. Her şeyin bir hassasiyeti var. Böyle bir hassasiyeti kavrayamıyorsan, 'buyurun

bu işi açık da yaparız' deriz" ifadelerini kullandı.

Başbakan Erdoğan, küresel finans krizinin, tüm dünyada yavaşlama eğilimine girdiğini ifade ederek, "Buna dair sevindirici işaretler alıyoruz. Krizin etkileri ülkemizde de yavaşladı. Henüz netleşmiş bir durum yok. Biz temkinli duruşumuzu muhafaza ediyoruz. ABD'de kriz çıktığı andan itibaren daha boyutları belli olmadan etkiler ortaya çıkmadan bizdeki felaket tellalları karamsar senaryolar çizmeye başladı. Bir sene önce nasıl feryat ettiklerini hatırlayın" açıklamasında bulundu.

IMF'ye hiçbir zaman ülkenin siyaseti üzerinde müdahale yaptırmadıklarını belirten Erdoğan, "Tavsiyelerini konuşalım ama iktidarımızın siyasi iradesine müdahale istemeyim'f0medik. Bizi yolumuzdan vazgez dedik, bunu yaptırmadık" dedi.

En Çok Aranan Haberler