ŞANLIURFA/VAN (A.A) Bölgede yoğunlukla yetiştirilen buğday, arpa ve mercimek gibi ürünlerin ekim-kasım aylarındaki ekiminin ardından bu yıl neredeyse hiç yağışın düşmediği belirtildi. Bu nedenle imkanı olan çiftçiler ekili tarlalarını şimdiden sulamaya başlarken, kuru tarım yapan çiftçiler ise kuraklık endişesi taşımaya başladı.
Hayvancılıkla geçinen yetiştiricilerin de sonbahar aylarında yaşanan kuraklık nedeniyle mera sıkıntısı çektiği belirtiliyor.
Şanlıurfa Ziraat Odası Başkanı Halil Dolap, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bu yıl ekim ayının başında bazı bölgelerde düşen kısmi yağışın dışında, kasım ayı ve şimdiye kadar hiç yağmur yağmadığını belirtti.
Bu durumun çiftçide kuraklık endişesine neden olduğunu dile getiren Dolap, uzun süredir ekim işini tamamlayan bölge çiftçisinin ''dört gözle yağış beklediğini'' ifade etti.
Siverek, Hilvan, Bozova ilçeleri ile merkez ilçenin bazı köylerinde sonbaharın ilk günlerinde düşen yağıştan önce ekim yapan çiftçilerin, yeşerdikten sonra yağmursuzluktan dolayı ekinlerinin kurumaya başladığını anlatan Dolap, bu nedenle söz konusu bölgelerdeki birçok kişinin ikinci kez tarlayı sürüp, yeniden ekim yapmaya çalıştığını söyledi.
-HAFTA SONU YAĞIŞ BEKLENİYOR-
Şanlıurfa Meteoroloji Bölge Müdürlüğü yetkilileri de, sorumluluk sahalarındaki Gaziantep, Şanlıurfa ve Kilis'te ekim ve kasım aylarında metrekareye düşen yağış miktarının uzun yıllar ortalamasının çok altında kaldığını belirtti.
Söz konusu illerde ekim ayında düşen kısmi yağışın dışında kasım ve aralık ayının ilk haftasında neredeyse hiç yağmur yağmadığını aktaran meteoroloji yetkilileri, bölge genelinde cumartesi gününden itibaren yağış beklendiğini kaydetti.
-''KAR YAĞMAMASI CİDDİ PROBLEMLERE YOL AÇACAK''-
Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Fuat Doğu, kış mevsimine girilmesine rağmen henüz kar yağmamasının, bölgedeki tarım faaliyetlerinde ciddi problemlere yol açacağını belirtti.
YYÜ Fen Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Doğu, AA muhabirine yaptığı açıklamada,küresel ısınmaya bağlı iklim değişikliğinin tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de çeşitli olumsuzlukların ortaya çıkmasında etkili olduğunu vurgulayarak, halen Doğu Anadolu Bölgesi'nde kar yağışı görülmediğini söyledi.
Yağışın olmamasının, yüksek kesimlerde kar örtüsünün azalmasına, aşağı kesimlerde ise taban suyunda azalmaya yol açtığını anlatan Prof. Dr. Doğu, şunları kaydetti:
''Bu mevsimde yağan kar, Doğu Anadolu Bölgesi'ndeki dağlarda birikerek ilkbaharda erimekte ve coşkun dereler oluşturmaktadır. Kış mevsimine girilmesine rağmen bu tarihe kadar henüz kar yağmaması, bölgedeki tarım faaliyetlerinde ciddi problemlere yol açacak. Çünkü kış koşullarında tarım yapan çiftçilerin bu dönemde ektiği ürünler, ilkbahara kadar kar örtüsüyle korunmaktadır. Karın yağmaması, taban suyunda azalmalara neden olduğu gibi verimi de büyük ölçüde azaltacaktır.''
Kuraklığın, yüksek kesimlerdeki buzulları da olumsuz etkilediğine dikkati çeken Prof. Dr. Doğu, ülkedeki buzulların küresel ısınmanın etkisiyle giderek elverişsiz hale geldiğini ifade etti.
-''İÇME SUYU AÇISINDAN DA RİSK GÖRÜNÜYOR''-
Doğu, kuraklığın yalnızca tarımsal faaliyetler değil içme suyu kaynakları açısından da risk oluşturduğunu bildirerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Eğer kuraklık bu şekilde devam ederse içme suyu açısından da ciddi bir risk görünüyor. İnsanların suyla ilişkisi sadece tarımla sınırlı değil. Özellikle kırsal alanda su depolamakta güçlük çeken, kuyu ya da kaynaklarla su ihtiyacını karşılayan insanlar için çok ciddi su ihtiyacı oluşabilir. Bunun için sızlanmak yerine, 'ne yapabiliriz?' diye çalışma yürütmemiz lazım. Su tasarrufu tüm dünyada önem kazanan bir konu. Biz yeni kaynaklar arayacağımıza mevcut suyu iyi kullanırsak yeni kaynaklara ihtiyaç da kalmaz. Çünkü en fazla israfımız suda oluyor. Suyu tasarruflu kullanırsak ve eğitim programları ya da çeşitli yaptırımlarla suya dikkati çekersek bu konuda başarılı olabiliriz.''
Prof.Dr. Doğu, doğadan alınanların yerine konulmadığı durumlarda felaketlerin ortaya çıktığına değinerek, ''Bu nedenle doğanın dengesini bozmadan kaynakları kullanacağız ve kullanırken de israf etmemeye özen göstereceğiz'' dedi.