İSTANBUL (İHA) - Yoğun çelişki ve ikilemlerin yaşandığı ergenlik döneminde gençler, çok kırılgan olabiliyor. En ufak eleştiriyi bile benliklerine yapılmış bir saldırı olarak değerlendirebiliyor.
Gencin evine ve sevdiklerine bağlılığını sürdürerek bağımsızlığını kazanması ise, en sağlıklı davranış biçimi olarak yorumlanıyor. Anne babaların da çocuklarına, sorumluluk duygusunu, ona örnek olarak aşılaması büyük önem taşıyor. Sağlıklı kuralların, çocuklara güven duygusu aşılayabilmenin temeli olduğu ve tutarlı yaklaşımların, onların daha bilinen bir dünyada yaşamalarına yol açtığı bildiriliyor.
Uzmanlar, bir yandan yoğun bağımsızlık isteği, diğer yandan ait olma ve sahip çıkılma beklentisinin, ergenlik döneminde yaşanan tipik çatışmalardan olduğunu kaydediyor ve bu sebeple ergenin, kendini tanıma yolunda büyük çaba harcamak zorunda kaldığına dikkat çekiyor. Bebeklik döneminden başlayarak kurulan, sağlıklı, karşılıklı sevgi ve saygıya dayanan tutarlı bir ilişkiyle yetişen gençlerde, bu karmaşanın çok daha az yaşandığını ifade eden uzmanlar, yine de, az da olsa duygusal git-gellerin yaşanabileceğinin bilinmesinin, anne-baba ve çocuk açısından bir aşı işlevi gördüğünü, koruyucu ve rahatlatıcı olduğunu belirtiyor.
'GÜVEN-GÜVENSİZLİK' ÇELİŞKİSİ Kendine güven ve güvensizliğin, ergenlik döneminde en yoğun yaşanan çelişkilerden olduğunu açıklayan uzmanlar, ergenin bir yandan öne sürülen tüm örneklere rağmen, eve geç vakit tehlikesizce dönebileceğini savunduğunu, 'Bana güvenmiyor musunuz? Bana bir şey olmaz' kelimelerinin ağzından çok sık duyulduğunu hatırlatıyor. Uzmanlar, ancak aynı ergenin, yolda adres sormaya utandığı için saatlerce yanlış yollara sapabileceğini, veya derste soru sormaya, komşudan bir fincan ödünç şeker istemeye çekindiğini bildiriyor.
'ACIMASIZ ELEŞTİRMEN'
Ergenlik döneminde gençlerin çok kırılgan olduğunu kaydeden uzmanlar, "En ufak bir eleştiriyi benliklerine yapılmış bir saldırı olarak değerlendirebilirler. Buna karşılık argo, kaba konuşma ve hitap biçimlerine en çok bu dönemde rastlanır. Aynı zamanda keskin birer gözlemci olma yeteneğinin tadını çıkaran ergenler, acımasız birer eleştirmen olurlar. Onların yaptığı biçimdeki bir eleştiri sizden gelirse, bunu kaldırmakta zorlanır, hiç unutmaz ve sizin kendinizi suçlu hissetmenize sebep olur. Fedakar ve acımasızlık neredeyse aynı zamanda gözlenebilir. Babasının borçlanarak aldığı bir giysiyi, hiç düşünmeden bir arkadaşına armağan verebilir" diyorlar.
SEVGİYİ SINAMAK
Uzmanlar, çocukların zaman zaman, yaptıkları yaramazlıklarla büyüklerinin kendilerine olan sevgilerini sınadıklarına dikkat çekerek, 'Beni ne kadar çok seviyorlarsa o kadar çok katlanırlar' mantığının, çok yabancı olmadığını hatırlatıyor. Ancak yetişkinlerin de bunu, 'Seni çok seviyorum. Bu sebeple kendine olumsuz bir şey yapmana veya olumsuz bir kimlik geliştirmene izin veremem' şeklinde değiştirmesi gerektiğini vurgulayan uzmanlar, küçük yaştan başlayarak, konulan kuralların tartışılabileceği, gözden geçirilebileceği, ancak konulduktan sonra uyulması gerektiğinin çocuklara aşılanması gerektiğini bildiriyor.
SAĞLIKLI KURALLAR
Sağlıklı kuralların, çocuklara güven duygusu aşılayabilmenin temeli olduğunu anlatan uzmanlar, tutarlı yaklaşımların, çocukların daha bilinen bir dünyada yaşamalarına yol açtığını belirtiyor. Güvenli bir ortamın, kişinin kendini keşfetmesi ve sergileyebilmesi için elzem olduğunu söyleyen uzmanlar, bir çocuk için annesi sağ ayağı ise, babasının da sol ayağı olduğunu, bu iki ayağı ile attığı adımlar ne kadar sağlamsa o kadar yol kat edebildiğini kaydediyor.
ÇOCUĞA ZAMAN AYIRIN Uzmanlar, küçük yaşlarda çocuğa ne kadar çok zaman ayrılır, duyarlı ve tutarlı davranılırsa, ergenlik döneminde sorunla uğraşma ihtimalinin o kadar azaldığını ifade ediyor. Çocuğu ile açık, güvenli ve dürüst ilişki içinde olan ana-babanın, aksaklıkları çok daha iyi fark edebileceğini vurgulayan uzmanlar, böylelikle sorunların büyümeden baş edilebileceğini, bunun da hem ana babaya hem de gence yeni bir güç ve dayanıklılık kazandıracağını kaydediyor.
SORUMLULUK DUYGUSU
Anne babaların, çocuklarına, sorumluluk duygusunu, ona örnek olarak aşılaması gerektiğini bildiren uzmanlar, hakların insanın doğuştan getirdiği bir olgu olduğu fikrine karşılık, bunların bir ödev karşılığı kazanıldığı görüşünün, çocukları hayata hazırladığını ve olgunlaştırdığını belirtiyor. Gençlerin, eve geliş-gidiş saatlerinin sorulmasından hoşlanmadığını hatırlatan uzmanlar, ancak küçük yaşından itibaren anne ve babasının birbirlerine ve kendisine nerede oldukları ve kaçta gelecekleri aktarılan bir çocuğun, gençlik döneminde pek sorun yaşamayacağını ifade ediyor.
İTİRAZ, BAŞ KALDIRI DEĞİL
Uzmanlar, anne ve babaların, ergen çocuklarının yaptıkları itiraz ve tartışmaları, 'kendilerine yapılmış bir saygısızlık, baş kaldırı' olarak görmemesi gerektiğini vurgulayarak, şunları kaydediyor:
"Tartışmaların uygar, saygı çerçevesinde, kırıcı ve örseleyici olmadan da yapılabileceği düşüncesi çocuğa kazandırılmalıdır. Gencin evine ve sevdiklerine bağlılığını sürdürerek bağımsızlığını kazanması, en sağlıklı davranış biçimidir. Bu onu, istemediğimiz bağımlılıklarından korumak için en etkili hayat biçimidir."