BİZE ULAŞIN
Halkların Demokratik Partisi (HDP), kayyum atamalarına tepki olarak gündeme gelen "sine-i millet", yani belediyelerden ve TBMM'den "çekilme" seçeneğine son noktayı, Ankara'da geniş katılımlı toplantıyla koydu. "Demokratik ve meşru zeminlerde mücadeleye devam" kararı alan HDP, iktidar partisi AKP ve ittifak ortağı MHP'ye de "hodri meydan" diyerek erken seçim çağrısı yaptı.
BBC Türkçe'ye konuşan HDP Eşbaşkanı Sezai Temelli, kararın gerekçesini "Sine-i millet, bütün toplumsal muhalefetin çekildiği bir dönemde anlamlıdır. Tek başına HDP'nin evine dönmesinin bir anlamı olmaz. İkincisi, başka bir siyasi kulvara geçiyorsanız anlamlıdır, biz demokratik siyasette ısrarlıyız. Dolayısıyla mücdaelemizi burada vereceğiz" sözleriyle açıkladı.
İçişleri Bakanlığı'nın Van, Mardin ve Diyarbakır Büyükşehir belediye başkanlarını görevden uzaklaştırarak yerlerine kayyum atamaya başladığı 19 Ağustos'tan bu yana toplam 24 belediye başkanı görevden alındı ve yerlerine kayyum atandı.
Seçimlerden hemen sonra da seçilen altı belediye başkanına "KHK ile kamudan ihraç edilmeleri" gerekçe gösterilerek mazbata verilmemiş, YSK kararıyla ikinci sırada seçilenler belediye başkanı olmuştu.
İşte bu uygulamalar nedeniyle, HDP'de bir süredir "yeni bir politika belirlenmesine" dönük tartışma yapılıyor ve bazı kesimler tarafından da "sine-i millet" seçeneği gündeme getirildiyordu.
HDP yönetimi, tabandan ve farklı kesimlerden gelen bu talepler ile hazırladıkları "Kayyım rejimi: Seçme ve seçilme hakkının gaspı" raporunu açıklamak için Ankara'da geniş katılımlı bir toplantı düzenledi.
Parti yöneticileri, milletvekilleri ve belediye eşbaşkanları, parti bileşenlerinin katılımıyla yapılan toplantıya, çok sayıda sivil toplum örgütü temsilcisinin yanısıra muhalefet partilerinden de isimler de davet edildi.
CHP İstanbul Milletvekili Mehmet Bekaroğlu, Saadet Partisi İstanbul Milletvekili Cihangir İslam, eski BDP Milletvekillerinden Akın Birdal, eski ANAP Genel Başkanı da olan ve toplantıda bir de konuşma yapan Nesrin Nas dikkat çeken isimlerdi.
'**Ara seçim kalemize gol olur**'
HDP'nin alacağı kararın sonuçları, genel siyaseti de etkileyeceği için, karar kamuoyunda da merakla bekleniyordu. Zira, HDP'nin TBMM'den çekilmesi halinde bir "ara seçim" olasılığı gündeme gelecekti.
Anayasa'nın 78. maddesine göre, TBMM üye sayısının beşte birinin boşalması halinde, yani 30 milletvekilliğinin düşmesi ya da istifa etmesi ara seçim sonucunu doğuruyor ki, 62 milletvekili bulunan HDP'nin çekilme olasılığı üzerine de siyasi kulislerde "ara seçim" tartışmaları başlamıştı.
Bu konuda görüşlerini sorduğumuz HDP'liler ise böyle bir tartışmanın hiç gündemlerinde olmadığını belirtip, "Birincisi milletvekillerinin istifası ancak TBMM'nin onayına bağlı, ikincisi diyelim ki onaylandı. Bu kendi kalemize gol atmak anlamına gelir. Çünkü, kazandığımız milletvekillikleri için yapılacak seçime bütün siyasi partiler katılacak, bu kazandığımız kendi elimizle vermek anlamına gelir" görüşünü dile getirdiler.
Toplantıda konuşan bileşenler, belediye eşbaşkanları, sivil toplum temsilcilerinin büyük çoğunluğu da, sine-i millet kararının, "şimdiye kadar zorlu mücadeleyle elde edilen kazanımların kaybı" anlamına geleceğini vurguladılar. Örneğin Tunceli'ye bağlı Akpazar Belediye Eşbaşkanı Orhan Çelebi, "Biz Peri Belediye Eşbaşkanları olarak görevimize devam ediyoruz. Sadece belediyemiz abluka altına alınıp işgal edilmiştir" mesajı verdi.
Yine konuk olarak çağrılan, geçmişte Anavatan Partisi Genel Başkanlığı'da yapan Nesrin Nas, "Çekilmek, kendini tasfiye etmek, barışı, demokrasiyi, eşitliği umut etme cesaretini yok eder" derken, bileşenlerden Kürdistan Komünist Partisi Genel Başkanı Sinan Çiftyürek, "Cumhurbaşkanı, HDP Meclis'ten ve belediyelerden çekilirse, zil takıp oynar" diyerek sine-i millet seçeneğine karşı çıktı.
Partinin kayyum atamalarına karşı izleyeceği politikaları içeren deklarasyonu ise HDP Eşbaşkanları Pervin Buldan ve Sezai Temelli kamuoyuna açıkladı. Açıklanan deklarasyonda beklendiği gibi "sine-i millet" seçeneği çıkmadı.
Ancak parti yönetimi, "çekilme" baskısını frenlemek için de 4 sayfa ve 12 maddeden oluşan "yeni politika" önerilerini sıraladı.
HDP'nin, "Başta Kürt halkı olmak üzere Türkiye halklarının büyük acılar çekerek, ağır bedeller ödeyerek elde etmiş olduğu kazanımlardan vazgeçmeyeceği" belirtilen deklarasyonda, AKP ve MHP'ye de "bu bir hodri meydandır" denilerek, erken seçim çağrısı yapıldı:
"Yerel yönetimler dahil, yaşamın bütün alanlarında kapsamlı, sistemli ve çok yönlü bir saldırıyla karşı karşıya olan HDP, hiçbir mücadele alanından çekilmeyecek, demokratik ve meşru zeminlerde mücadelesini büyük bir kararlılıkla sürdürecektir. Hedef demokratik siyaseti büyütmektir, söndürmek değil. (...) 31 Mart ve 23 Haziran seçimlerinde de görüldüğü gibi çoğunluk desteğini kaybetmiş, toplumsal meşrutiyet zeminini yitirmiş bu iktidar, kayyımlar gibi siyasi darbe yöntemleriyle halkların iradesini gasp ederek, hukuk dışı ve gayri meşru yollarla toplumu daha fazla yönetemez. Türkiye halklarının AKP-MHP sultasından kurtulması için 'erken seçim' diyoruz. Bu bir meydan okuma çağrısıdır. Buradan hodri meydan diyoruz! Bütün muhalefeti bu erken seçim talebinin etrafında birleşmeye ve harekete geçmeye çağırıyoruz."
'**Tek başına anlamlı olmaz**'
HDP Eşbaşkanı Sezai Temelli, deklarasyonun açıklanmasının ardından, "mücadeleye devam" ve "erken seçim çağrısının" gerekçelerini BBC Türkçe'ye değerlendirdi. Temelli, şu görüşleri dile getirdi:
"Sine-i millet dediğiniz meselenin iki unsuru olmalı, ya topyekün bir çekilme olmalı, bütün bütün yapılardan çekilme gibi, bütün toplumsal muhalefetin çekildiği bir dönemde anlamlıdır. Tek başına HDP'nin evine dönmesinin bir anlamı olmaz.
"İkincisi de başka bir siyasi kulvara geçiyorsanız anlamlıdır, biz demokratik siyasette ısrarlıyız. Dolayısıyla mücadelemizi burada vereceğiz. Ama bu iktidarla gitmeyeceği de çok açık ortaya çıktı. Çünkü heybelerinde ya savaş var ya kayyum atamak var, ya insanlara şiddet gözaltı ya da yargı marifetiyle baskı rejimi oluşturmak var. Bir çözüm üretebiliyor mu, yok. O zaman seçim zamanı gelmiştir."
Toplantıda HDP Yerel Yönetimlerden Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Salim Kaplan, hazırladıkları kayyum raporunu da açıkladı. Kaplan, kazandıkları 65 belediyeden 6'sı KHK'lı oldukları için mabata verilmeyen belediye başkanı olmak üzere toplam 30 seçilmiş belediyenin ellerinden alındığını ifade etti.
Kaplan, AKP Genel Başkan Yardımcaısı Mehmet Özhaseki'nin üzerinde çalıştığı Yerel Yönetim Yasası değişikliği ile muhalefet belediyelerini hedef alacağını belirterek, "Sayın Mehmet Özhaseki'nin paylaştığı yerel yönetim yasası ile tüm belediyeler saraya bağlanıyor. Bu ülkede artık yerel yönetimlerden bahsetmek mümkün değil. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne boğazlar üzerinden ne yapıldıysa HDP'ye de irade gaspıyla yapılan sey aynıdır. Kayyım kırımdır, kayyım tek adamdır" görüşünü dile getirdi.
