David Robson / BBC Future
Sophie Meekings sağır bir kadın ve Londra'da bir ‘pub'da duyma ve kulakların beyin üzerinde oynadığı oyunlar konusunda bir konuşma yapıyor. "Konuşmamı beğenmezseniz yuhalayabilirsiniz. Ama işe yaramayacaktır, nasılsa duymuyorum” şakasıyla başlıyor konuşmasına.
Önce duyusal yanılsamaya yol açan bazı sesler dinletiyor. Tıpkı sosyal medyadaki #TheDress etiketli elbise rengi tartışmasında insanlar elbiseyi farklı renklerde gördüklerini söylediği gibi sesleri da farklı algılarız.
Görme konusunda uyarıcı anlamda ‘her gördüğüne inanma' sözünü hepimiz biliriz, ama işitme duyumuzun da bu kadar aldatıcı olabileceğini düşünmezdim. Toplantıdan çıktıktan sonra işlek caddede duyduğum seslerin ne kadarının beynimin ürünü olduğunu merak ediyordum.
UCL Üniversitesi'nde işitsel nöroloji konusunda çalışmalar yapan Meekings ile iki hafta sonra yeniden görüştüm. Beynin karmaşık sesleri nasıl işlemden geçirdiğine dair çalışmaları onun işitsel yanılsamalar konusuna ilgi duymasına neden olmuş. "İnsanlar bir diğerinin duyduğu seslerin kendi duyduklarından farklı olabileceğini bilmiyor” diyor.
Triton paradoksu
Meekings'in ilk örneği "triton paradoksu” (bu bağlantıdan dinleyebilirsiniz). Dört çift notanın her çiftinde ikinci notanın daha mı ince yoksa daha mı kalın olduğu soruluyor. Dinleyenlerin yarısı ince, yarısı kalın olduğunu düşünüyor.
Aslında doğru cevap diye bir şey yok. Çünkü her nota bilgisayar ürünü farklı tonların birleşmesinden oluşuyor ve bir oktavla ayrılıyor. Bu nedenle sonraki notanın gamda yukarıda mı aşağıda mı olduğunu söylemek imkansız.
Beyin ise belirsizlikleri sevmez ve ikna edici bir tahminde bulunur. Uzmanlar cevabımızın dilimize ve aksanımıza göre değişebileceğini söylüyor. Örneğin Californialılar ile İngiltereliler farklı sonuçlara varıyor. Bu yüzden çocukluğumuzdaki konuşma biçiminin, beynimizin notaları algılama halini etkilediğine inanılıyor.
Yükselen tını yanılsaması
Yine bilgisayar yardımıyla oluşturulan belirsiz tınılar kulakları tırmalayan başka bir ses ortaya çıkarıyor (sesi duymak için tıklayın). Aslında inişli çıkışlı olan bu tınıyı çoğu kişi sürekli yükselen bir ses olarak duyuyor.
Hayalet kelime yanılsaması
Duyulan sesi beynin farklı algılamasıyla ilgili bir başka örnekte ise bir kadın sesi "no way” kelimesini sürekli tekrarlıyor (duymak için tıklayın). Fakat bunu dinleyenler "window/ welcome/ love me/ no brain/ bueno/ nombre/ Broadway, mango…” gibi faklı kelimeler duyduklarını söylüyor.
Uzmanlar bunun beklentilerimizin algımızı nasıl şekillendirdiğinin bir örneği olduğunu belirtiyor. Burada kelime duymaya çalıştığımız için beynimiz belirsiz bir şeyi tanınır hale getiriyor.
Gam yanılsaması
Yanılsamalara başka bir örneği de el resimli ses dosyasında bulabilirsiniz. Uzmanlar sağ elini kullananların ince tınıları sağ kulağında, sol elini kullananların ise sol kulağında ya da iki kulağında da duyduğunu söylüyor. Yani beynin yapısındaki ufak değişiklikler algımızı tümüyle değiştirebiliyor. Algımızın yanı başımızdaki insandan tümüyle farklı olduğunun ise farkında bile değiliz.
Bu yanılgılar aslında kuralı doğrulayan istisnalar. Duyularımızdan gelen bilgileri beynin süzgeçten geçirip biçimlendirmesi sayesinde etrafımızı çevreleyen dünyayı anlamlı kılıyoruz.
Meekings etrafımızdaki sesleri her gün dedektif gibi inceleyip belirsiz bilgileri eleyip anlamlandırdığımızı ve bunu farkında bile olmadan yaptığımızı söylüyor.
İşte işitsel yanılsama örnekleri, beynimizin yaptığı bu karmaşık ve hassas işin birden farkına varmamızı sağlıyor.
Bu makalenin İngilizce aslını BBC Future'da okuyabilirsiniz.
Dergideki diğer makalelere buradan ulaşabilirsiniz.