Hollanda hükümeti, Türkiye'deki politikacı ve bürokratların seçim dönemlerinde ülkesindeki Türk toplumuna yönelik propaganda yapmasını yasakladı. Yasak kararı, Avrupa Birliği (AB) üyesi olmayan ülkelerden gelen siyasileri kapsayacak.
Bu karar, Mart 2017'de anayasa değişikliği referandumu öncesi Türk hükümet üyelerine Hollanda'da kampanya izni verilmemesi üzerine çıkan olayların tekrarlanmaması için alındı.
Türkiye kökenli örgütler, "kendilerinin seçim malzemesi haline getirildiği" gerekçesiyle, Hollanda'daki seçimler öncesi alınan bu karara tepki gösteriyor.
Hollanda'da istifa eden hükümetin büyük ortağı Demokrasi ve Özgürlük İçin Halk Partisi (VVD) tarafından 2018 yılında gündeme getirilen ve meclisin çoğunluğu tarafından da desteklenen, "Türkiye gibi demokratik ve özgür olmayan ülkelerden gelen istenmeyen dış etkiyle mücadele" önerisi, hükümet tarafından kabul edildi.
Geçici hükümetin Dışişleri Bakanı Stef Blok, bu hafta temsilciler meclisine gönderdiği mektupta, AB dışındaki politikacılara, ülkelerindeki seçimlere 3 ay kala Hollanda'da propaganda yapmalarına izin verilmeyeceğini bildirdi.
Hollandalı bakana göre, yasak kararı tüm bakanlar, milletvekilleri, belediye başkanları ve üst düzey bürokratlar için geçerli olacak.
AB üyesi olmayan ülkelerden gelen politikacıların, seçim dönemleri dışında siyasi çalışma yapmak için Hollanda'ya gelebilmesi için dışişleri bakanlığına bildirimde bulunmaları gerekecek.
Lahey hükümeti, Türkiye ve diğer AB üyesi olmayan ülkelerden gelen siyasilerin, 3 aylık seçim dönemi dışında Hollanda'da "istenmeyen propaganda" yapmaları durumunda müdahale edebilecek.
Benzer bir yasak kararı, 2017 yılındaki anayasa değişikliği referandumu sürecinde Türkiye'den gelen politikacılarla gerilim yaşanması sonrası Almanya tarafından da hayata geçirilmişti.
AB dışındaki ülkelerden gelen politikacıların, üç aylık seçim sürecinde Almanya'da kampanya yürütmesi yasak. Ayrıca seçim dönemi dışında Almanya'da siyasi faaliyet yürütmek isteyen yabancı politikacılar, Berlin hükümetinden izin istemek zorunda.
Hollanda'daki öneriyi 2018 yılında gündeme getiren VVD Milletvekili Bente Becker, hükümetin kararından memnun.
Becker, sosyal medya aracılığıyla paylaştığı video mesajında, "Türkiye ve Eritre gibi özgür ve demokratik olmayan rejimlerin uzun süredir Hollanda'daki özgürlük ortamından yararlanarak kampanya yürüttüklerini" söyleyerek propaganda yasağını bu nedenle istediklerini belirtti.
Becker, Hollanda medyasına yaptığı açıklamada da, istenmeyen dış etkiler konusundaki kaygıların uzun süredir devam ettiğini belirterek, yeni düzenleme ile huzursuzluğa neden olan yabancı siyasetçilerin sınır dışı edilmesinin bir prensip haline getirildiğine işaret etti.
Hollandalı parlamenter, böylece dış ülkelerdeki sorunların, Hollanda'nın uyum politikalarına zarar vermesine karşı mücadale edilebileceğini vurguladı.
Hollanda hükümetinin resmi danışma organı olan Türkler İçin Danışma Kurulu (IOT), 17 Mart'taki seçimler öncesi alınan bu karara tepki gösterdi.
Türkiye kökenli kuruluşların çatı örgütü olan IOT'nin Başkanı Zeki Baran düzenlemeyi, "Bu, Hollanda Türk toplumunu yine seçim malzemesi haline getiren talihsiz bir karar" sözleriyle eleştirdi.
Hollanda'daki Türkiye kökenli göçmenlerin, toplumun birer parçası olduğunu söyleyen Baran, BBC Türkçe'ye şunları söyledi:
"Bu tür önemli kararlar, seçim zamanı değil, daha geniş bir dönemde salim kafayla oturulup konuşulur. Ülkenin çıkarları neyi gerektiriyorsa, yaygara yapılmadan, her kesimin bilgisi alınarak o yapılır. Biz Hollanda'da bunu böyle öğrendik. 500 binden fazla Türkiye kökenli Hollandalıyı, seçim malzemesi yapmaktan vazgeçsinler."
Hollanda'nın 2017 yılında Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile dönemin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya'ya referandum propagandası izni vermemesi, iki ülke ilişkilerinde siyasi gerilime neden olmuştu.
Hollanda'nın "Gelmeyin" uyarısına rağmen Almanya'dan karayoluyla Rotterdam'a gelen Bakan Sayan Kaya, 11 Mart 2017'de polis nezaretinde sınır dışı edilmişti.
Türkiye'nin Lahey Büyükelçiliği Maslahatgüzarı Aslan Alper Yüksel ile bazı Türk yetkililer, diplomatik dokunulmazlıkları bulunmalarına rağmen gözaltına alınarak nezarette tutuldu. Bu olayın ardından her iki ülke de, büyükelçilerini karşılıklı olarak bir süre geri çekmişti.