HABER

Hollande'ı ancak Saint-Tropez kurtarır

Fransa'da iktidarı dört ay önce devralan François Hollande'ın halktan gördüğü destek her yeni ankette biraz daha düşüyor. Muhabirimiz Emma Jane Kirby, liderin Saint-Tropez tarzı bir 'baştan yaratma'yla, imajını kurtarabileceğini düşünüyor.

Emma Jane Kirby

BBC Saint-Tropez

Saint-Tropez'de sadece toplumdaki konumu yüksek olanların tatil yapabildiği söylenir, ancak bu kasabada bir kafede beş dakika geçirdikten sonra bunun doğru olmadığını anlıyorsunuz.

Bu kasabada sadece topukları yüksek olanlar tatil yapabiliyor!

Gerçekten kapıdan içeri giren her kadın onlarca santimlik incecik topukların üzerinde yürümeye çalışıyor. Çoğu da bu işte pek başarılı değil, ancak ayakkabılarını çıkarmaları kesinlikle söz konusu değilmiş gibi davranıyorlar.

Her birinin yüzünde yarım bir gülümseme var, kendilerinden pek memnun görünüyorlar. Ya da belki de yüzlerine enjekte ettikleri botoks yüzünden başka bir ifade takınmayı beceremiyorlar.

Kafede yanımda oturan adam önümüzden geçen oldukça bakımlı, sütyensiz göğüsleri kendisinden bir adım önde ilerleyen Barbie bebek benzeri kadını beğeniyle süzdükten sonra ''Cerrah iyiymiş!''diyor.

O ve onun neredeyse tıpatıp aynısı çok sayıda kadın insanları etkilemek için Saint-Tropez sokaklarında salınıyor. Tek istedikleri sizin benim gibi insanların başlarını gazetelerinden kaldırıp ''Vayyy bak şuna...'' demesi.

Cumhurbaşkanı Hollande da, geçenlerde aynı tatil şeridindeydi. Resmi Cumhurbaşkanlığı konutlarından birinde, Fort de Bregancon'da, alçakgönüllü bir tatil yaptı.

Eski liderlerden Charles de Gaulle, bu şatoyu sivrisineklerle dolu, boğucu ve kasvetli olarak tanımlamış; bir kez kaldıktan sonra oraya dönmeyi reddetmişti.

Ancak Hollande, her zamanki tarzıyla dikkatleri üstüne çekmemek için elinden gelen herşeyi yapıyor.

'Mayosuna kadar normal adam'

Özel jetlere binmiyor, Nicholas ''Bling Bling'' Sarkozy gibi, milyarderlerin yatlarında tatil yapmıyor.

Ray Ban gözlükleri ya da Rolex saati yok.

Karısı da Carla Bruni değil tabii.

Sosyete dergisi VSD Cumhurbaşkanı'nın tatilinden bir kare bastı.

Haberin başlığı ''François Hollande - Mayosuna kadar normal bir adam''dı.

Ve başlık gerçekten de yerindeydi.

Dizlerine kadar inen mavi şort mayosu, şişkin göbeği ve beyaz teniyle Akdeniz'in sularına dalan Cumhurbaşkanı Hollande, açıkçası, sıradan bir baba gibi görünüyordu.

Ve Cumhurbaşkanı için sıradanlığın bedeli oldukça yüksek.

Hollande'ın halktan aldığı destek sürekli düşüyor. Son anketler Fransızların % 68'inin ülkenin geleceği ile ilgili kötümser olduğunu gösteriyor.

Seçimler sırasında halktan biri gibi görünüyor olması Hollande'ın işine yaramıştı, ancak şimdi o Fransa'yı temsil ediyor ve Cumhurbaşkanı'nın silikliği, sıradanlığı güçsüzlük olarak algılanıyor.

Saint-Tropez'de bir grup insan, marinaya yeni gelen devasa yata bakmak için toplandı.

Fransa'nın herhangi başka bir yerinde, insanların sahip oldukları serveti bu şekilde sergilemesi 'görgüsüzlük' olarak yorumlanır, ya da 'Amerikanlık'...

Ancak Saint-Tropez'de kurallar farklı. Burada, sahip olduklarınızı insanların gözüne sokmanız bekleniyor.

Saint-Tropez'den alınacak dersler

Fransızlar Nicolas Sarkozy'i reddetti çünkü onun gösterişçiliğinden, sürekli patronluk taslamasından rahatsız oluyorlardı. Ancak bu, Cumhurbaşkanlarının silik ve güçsüz görünmesini istedikleri anlamına gelmiyor.

Belki François Hollande, kısa bir süre bu kasabada kalsa, birşeyler öğrenebilir.

1950'li yıllara kadar Saint-Tropez sadece küçük bir balıkçı kasabasıydı. Ancak Brigitte Bardot bu kasabayı keşfedince, bu küçük kasaba bir anda 'biri' olmak isteyen herkesin boy göstermek istediği bir merkeze dönüştü.

Saint-Tropez'deki son sabahımda Mistral rüzgarı havayı serinletiyor. Barlar boşalıyor, tatilciler kendilerini vergilerin, kamu borcunun ve işsizliğin beklediği büyük şehirlere geri dönüyorlar.

Fransa'da büyük fırtına yaklaşıyor.

Cumhurbaşkanı Hollande da, bir an önce caka satmayı öğrense iyi olacak gibi...

En Çok Aranan Haberler