Erişkinlerin %25 kadarında görülen horlama sorunu sadece bir sosyal sorun değil bazen de ciddi bir sağlık sorunu oluşturuyor. Örneğin Amerika Birleşik Devletlerinde uykuda solunum sorunu yaşayan 40 milyon üzerinde hasta var.Eğer horlama sorunu hastayı zaman zaman uykuda soluksuz bırakıyorsa ki bu nefes durmalarına "apne" diyoruz konunun mutlaka araştırılması gerekiyor. Eşler bu uykuda soluk tutmalarının en önemli tanıkları ve horlamanın şiddeti ve apnelerin sıklığı hakkında en iyi bilgileri onlardan alıyoruz. KBB Uzmanına baş vuran hastaların hikayeleri dinlenildikten sonra burun içerisi, geniz bölgesi,ağız içerisi,yumuşak damak ve küçük dil bölgesi,yutak ve gırtlak girişi hastaya belirgin bir rahatsızlık vermeyen ince kıvrık ve/veya düz ve açılı endoskoplarla muayene ediliyor.Bu muayene sırasında burun içerisi ve geniz bölgesindeki tıkanıklıklar araştırılıyor,yumuşak damak ve küçük dilin büyüklüğüne ve sarkmış olup olmamasına bakılıyor.Ayrıca dil kökünün yapısı,yutak duvarlarının kalınlığı,çene ve dişlerin yapısı ve boyun yapıları da inceleniyor.Eğer hastanın muayene edilen bu bölgelerinde ileri bulgular varsa ve soluk tutmalarının ciddi seviyede olma şüphesi doğmuş ise hastayı uyku laboratuarlarına göndererek uyku testi istiyoruz. Op. Dr. Erhun Şerbetçi horlama ameliyatlarına ilişkin merak edilen soruları Mynet için yanıtladı.
Uyku testleri KBB açısından ne önem taşıyor?
Bu testlerde bizim en çok dikkat ettiğimiz şey hastanın belirli bir uyku süresinde hangi sıklıkla ve ne kadar uzun süre ile soluksuz kaldığının saptanması. Apne indeksi dediğimiz bu oran hastalığın şiddeti konusunda fikir veriyor ve tedavi şeklinin belirlenmesinde yardımcı oluyor.Eğer apne indeksi yüksekse hastalığın hayati öneminin arttığı bilinmeli.
Horlamada ameliyat ne zaman gerekli oluyor?
Eğer muayene bulguları ve uyku testi ile çok ileri derecede bir uyku apnesi tanısı konulmuşsa burada öncelikle ameliyat kararı almak doğru olmaz.Bu durumdaki hastaların günümüzdeki en başarılı tedavisi CPAP denilen bir maskenin kullanılmasıdır.Bu araç uykudaki hastaya daimi pozitif basınçlı oksijen vererek üst solunum yollarındaki direnci yener ve kandaki oksijen seviyesini yükseltir. CPAP tedavisini uyku laboratuarındaki nörologlar belirler ve uygulanmasına yardımcı olurlar.Ancak CPAP ile yapılan uyku testinde burunda ileri bir tıkanıklıkla karşılaşılıyorsa bir burun içi ameliyatından sonra CPAP uygulamasına başlanılması ilgili nörologlar tarafından önerilebilir. Apne indeksinin yüksek olmadığı durumlarda ve burun-boğazda belirgin tıkanıklıkların bulunduğu durumlarda ise hastanın tedavisi doğrudan KBB Uzmanına düşüyor.
Horlamada hangi durumlarda ameliyat yapılıyor?
Eğer horlama sırasında uykuda apneler olmuyor veya çok az oluyor ise ve hastanın burun-boğazı tutan solunum yolları ile ilgili sorunları saptanmışsa ameliyat gerekebiliyor.
Günümüzde horlama ameliyatları nasıl yapılıyor?
Günümüzde horlama ameliyatlarında önemli gelişmeler oldu .Ama her şeyden önce çok ileri apneli olguların tedavisinin ameliyat olmadığını artık biliyoruz.Ayrıca ameliyat şeklini belirlemeden önce horlamaya yol açan mekanizma ve bölgelerin iyi belirlenmiş olması da gerekiyor.Örneğin dil kökünde yada alt çene yapısında önemli bir engelleme yapabilecek bir sorun varsa yumuşak damağa yönelik bir girişim etkili olmuyor.Bu bakışla horlamada uygulanan ameliyatları bölgelerine göre ayırmak uygun olur. Burun içi, yumuşak damak ve küçük dil, dil kökü, dil ve çene ameliyatları gibi.Bu bölgelerde yapılan ameliyatlar yeni araçların kullanılması ile çok hafif ameliyatlar olabileceği gibi hastanede kalmayı gerektirebilecek ileri ameliyatlarda olabilir.
Burun içine ne gibi ameliyatlar yapılıyor?
Eğer burunda halk arasında kemik eğikliği denilen deviasyon varsa ve bu durum ileri derecede burnu tıkıyorsa devisyon ameliyatı yapılıyor. Bu ameliyat yöntemi hala klasik yöntemdir ancak hasta rahatını arttıran tamponların artık yaygın olarak kullanılması bir yeniliktir.Yine burun içerisinde halk arasında burun eti denilen konka şişmeleri horlamanın önemli sebeplerinden birisi olabiliyor.En yeni uygulamalar konkalarla ilgili.Burada artık klasik ameliyatları çoğu uzman uygulamıyor. Günümüzde konkalar lazer yada radyofrekans uygulaması ile hasta için çok rahat sayılabilecek şekilde küçültülebiliyor.Bu girişimler için genel anesteziye gerek yok ama eğer hastaya örneğin bir dil kökü girişimi de yapılması gerekiyorsa genel anestezi kullanılıyor. Benim deneyimlerime göre çok şişmiş alt konkalarda lazer daha başarılı sonuçlar veriyor.Konka küçültülmelerinin burun tıkanıklığını önemli ölçüde çözdüğünü ve bu girişimlerin kanamasız, tamponsuz ve ağrısız yapılabildiğini söylemek abartılı sayılmaz.Ancak yalnız başına burun tıkanıklığının giderilmesi eğer hastada horlamaya sebep olabilecek başka bir sorun da varsa horlamayı sadece azaltır yoksa tam olarak geçirmez.Hastaların çoğunda yumuşak damak ve küçük dil sorunu da vardır ve bunlarında aynı seansta yine örneğin radyofrekansla yapilabilecek girişimlerle çözülmesi gerekebilir.
Yumuşak damak ve küçük dile ne gibi ameliyatlar yapılıyor?
Burada öncelikle horlama sebebi olarak yumuşak damak ve küçük dilin sorumlu olduğunun saptanmış olması gereklidir aksi takdirde yapılacak ameliyat ne olursa olsun yarar sağlamayacaktır.Yumuşak damağın sarkık,geniş ve tıkayıcı olması, küçük dilin büyük ve sarkık olması günümüzde çeşitli yöntemlerle tedavi edilebilmektedir. Burada klasik ameliyat yöntemi daha az kullanılmakla birlikte özellikle ileri durumlarda hala gerekebilmektedir.Yumuşak damakta lazer kullanımı giderek yerini daha konforlu olan radyofrekansa bırakmıştır.Radyofrekans lokal anestezi ile uygulanabilen, çoğu kez kansız ve ağrısız bir işlemdir ancak birkaç defa tekrarlanarak uygulanması gerekebilir.Eğer hastada dil kökünün tıkayıcı sorunu da varsa genel anestezi altında dil köküne de uygulanabilir olması gibi bir avantajı da vardır. Ancak dil kökü uygulamasını basit yöntemler arasında saymamak gerekir.Ayrıca her hastada yalnız başına uygulanması söz konusu olmayabilir yani diğer yöntemlerle birlikte kullanılmasının gerekebileceği durumlarda vardır.
Horlama ameliyatlarındaki çok yeni uygulamalar da var mı?
Son zamanda yumuşak damağa uygulanan çubuk implantlarda aynı maksada yöneliktir yani yumuşak damağı gergin tutarak çökmesini önleyip hava giriş çıkışını rahatlatmak için kullanılırlar. Basit olarak tanımlanabilecek bu yöntem sadece yumuşak damak sorunu olan basit horlamalı hastaların çok küçük bir grubuna uygulanabilir gözükmektedir.Ayrıca son zamanlarda neredeyse kansız ve ağrısız olarak bademcik ameliyatları yapabilmemize yardımcı olan "termal welding" ile yumuşak damak ve bademcikler bölgesinde hem hasta hem de doktor için rahat çalışma olanağı doğmuştur.Bu yöntem özellikle klasik ameliyat gerektirebilecek nispeten ileri durumlarda büyük üstünlük sağlayacak gibi gözükmektedir.
Horlama ameliyatlarında başka ne gibi uygulamalar var?
Horlamanın özellikle apnelerle birlikte olduğu ileri durumlarda doğrusu bahsetmiş olduğum basit kabul edilebilecek girişimler yalnız başlarına çok etkili olmayabilirler. Bu durumda konuyla ilgili uzmanlar tarafından ve hastane koşullarında yapılması gereken farklı ameliyatlar da vardır.Örneğin geriye doğru kayarak solunum yolunu engelleyen dilin ön tarafa doğru askıyla çekilmesi , alt ve üst çenenin yapısal sorunlarında düzeltici çene ameliyatları ve bazı yutak bölgesine uygulanan ameliyatlar sayılabilir.Ayrıca bazı durumlarda damak ve çene protezleri uygulaması yararlı olabilir.
HASTALARA UYARILAR
Horlama ile beraber soluk tutmalar (apne) varsa konunun önemi artar.
Apneleri belirgin olan hastalara uyku testi gereklidir.
Çok ileri apneleri olan hastaların tedavisi basit ameliyatlar değildir.
CPAP tedavisi çok ileri olgularda ilk seçenek olmalıdır.
Ameliyat kararı uyku testinin sonuçları görülmeden verilmemelidir.
Ne kadar basit olarak tanımlanırsa tanımlansın her operasyonun komplikasyon riski vardır.
Bir tek horlama ameliyatı yoktur.Her hastaya aynı ameliyat uygulanmaz.
Ameliyat bölgesi iyi saptanmışsa sonuç başarılıdır aksi durumda sonuç başarılı olmaz.
Bazı durumlarda tekrarlayan girişimler gerekebilir.
Basit horlamalarda uygulanan tüm basit tekniklerin başarıları yüksektir ve bir birlerine yakındır.Her tekniğin kendisine göre avantaj ve dezavantajı vardır.
Basit horlama hastaları ülkemizin neredeyse her yerinde tedavi edilebilmektedirler.
Yazı: erhun.serbetci@mynet.com
Op. Dr Erhun Şerbetçi'nin diğer yazılarını okumak için tıklayın