İSTANBUL (İHA)- İstanbul Barosu avukatları, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun (HSYK) özel yetkili Erzurum Cumhuriyet Savcıları hakkında verdiği kararın yargı bağımsızlığı açısından kaygı verici olduğunu bildirdi. Yapılan açıklamada, "Görev ve yetki gaspı yapan HSYK'dır. Zira verilen karar ile yürütülen bir soruşturmaya, yargılama faaliyetine doğrudan müdahale edilmiştir" denildi.
İstanbul Barosu mensubu yaklaşık 60 avukat, "Hukuk ve Demokrasi Platformu" adı altında bir araya gelerek Kadıköy Adliyesi önünde toplandı. HSYK'nın Erzurum'da görevli olan özel yetkili savcıları görevden alıp, haklarında suç duyurusunda bulunmasına tepki gösteren avukatlar, "Bağımsız yargı istiyoruz", "Çek elini yargıdan", "Ayıp ettiniz" şeklinde dövizler taşıdı. "Demokrasiden taviz yok" yazılı büyük bir pankart açan avukatlar, HSYK kararını alkışlarıyla protesto etti. Hukuk ve Demokrasi Platformu adına
açıklama yapan Avukat Gökhan Bozkurt, "Bizler demokrasiye ve hukuka inanmış avukatlar olarak hakimlik ve savcılık mesleğini artık sözde teminatı olduğuna inandığımız HSYK'nın yargıya açık müdahale sayılacak ve yargının bağımsızlığını gölgeye düşürecek özel yetkili Erzurum Cumhuriyet Savcıları hakkında almış olduğu kararı kaygı ile karşılamaktayız. Hakkında kuvvetli suç isnadı bulunduğu anlaşılan Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı hakkında işlem yapan bir başka Cumhuriyet Savcısının soruşturma yapmasından ötürü
HSYK tarafından görevinden alınması yargıya alenen müdahaledir" dedi.
Bozkurt, HSYK'nın bu kararının gerek Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı hakkında soruşturmayı yürütecek yargı makamlarına, gerekse yargısal faaliyette bulunan diğer kurumlara adeta gözdağı verme anlamı taşıdığını savundu. Ortada ciddi bir demokrasi sorunu olduğunu belirten Avukat Gökhan Bozkurt, "Maalesef demokrasi ve hukuk yara almıştır. Kamuoyu yanlış yönlendirilmiştir. HSYK'nın kararına gerekçe yaptığı görev ve yetki gaspı iddiası mesnetsizdir. HSYK'nın kararına gerekçe yaptığı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun
250/3. maddesi de sıfatı ve memuriyeti sebebiyle yargılamanın, Yargıtay tarafından yapılacağına işaret etmektedir. Ancak burada görmezden gelinen nokta kanunun 251/1. maddesidir. Zira bu maddede 250. madde kapsamına giren tüm suçların soruşturmasının özel yetkili Cumhuriyet savcılarınca bizzat yapılacağı belirtilmiştir" şeklinde konuştu.
Ortada bir görev ve yetki gaspı bulunmadığını ifade eden Bozkurt, görev ve yetki gaspını HSYK'nın kendisinin yaptığını savundu. Gökhan Bozkurt, verilen karar ile yürütülen bir soruşturmaya, yargılama faaliyetine doğrudan müdahale edildiğini belirterek, "Dolayısıyla özel yetkili savcıların görev gaspı gerekçesiyle CMK'nın 250/3. maddesini gerekçe göstererek savcıların görevden alınması, üstelik bununla da kalınmayarak haklarında suç duyurusunda bulunulması hukuka aykırı bir karardır. Olayların gelişimine
bakıldığında söz konusu kararın adeta yangından mal kaçırırcasına verildiği görülmektedir. Zira bir gün önce yapılan işlemler sebebiyle HSYK'nın acilen toplanıp, bu kararı alması bunun göstergesidir. Söz konusu karar bu yönden de hukuka uygun değildir" dedi.
"Verilen karar yargı bağımsızlığına, hakim ve savcılık teminatına vurulan bir darbedir" diyen Bozkurt, açıklamalarını şöyle sürdürdü;
"Alelacele verilen bu karar ile anayasada ifadesini bulan hakim ve savcılık teminatının maalesef olmadığı gösterilmiştir. Verilen bu karar HSYK'nın demokratik bir yapıya sahip olmadığının da ayrıca tescili anlamına gelmektedir. Bu karar ile artık tüm yargı mensupları korkutulmuş, sindirilmiş ve kanunun tanıdığı yetkileri gerek hakimlerin, gerekse savcıların kullanması engellenmiştir. Demoklesin kılıcı gibi üzerimizde duran bu yapıda bir HSYK olduğu müddetçe hukukçu olarak bizlerin maalesef yargının
bağımsızlığına ve tarafsızlığına olan inancımız kalmamıştır. Bu olay ile bizzat yargının kendisi yine yargıyı baskı altına almıştır. söz konusu karar yargıya açıkça müdahale edildiğinin, millet iradesinin yargı üzerinden sindirilmeye çalışıldığının hukuka aykırı bu kararın ülkemiz bakımından bir demokrasi ayıbı olduğu kamuoyuna saygı ile duyurulur."
Öte yandan, avukatlarının açıklamasının ardından adliyeden çıkan 36 yıllık bir başka avukat ise meslektaşlarına tepki gösterdi. İstanbul Barosu avukatları ile kendilerine tepki gösteren avukat arasında kısa süreli gerginlik yaşandı.