İSTANBUL(ANKA)- Türkiye'de 70'inci yılını kutlayan IBM Türkiye'nin Genel Müdürü Eray Yüksek, Türkiye'de yaşanan kriz psikolojisini değerlendirdi. Yüksek, "Bilişim Teknolojisi'nin (BT) görevi kriz psikolojisi içine girmek ve bu duygunun peşine takılmak değildir. BT, krizden ve bu olumsuz duygu ortamından tüm ekonomi bileşenlerini ve kurumlarını çıkarıp geleceği hazırlamak ve buna uygun yeni iş modelleri geliştirmektir. Biz şu kadar küçüleceğiz, şu kadar büyüyeceğiz gibi yaklaşımlar yerine Türkiye'de her durumda büyümeyi ve müşterilerimize, istihdama ve ülkeye daha yüksek katkı sağlama stratejisine bağlı çalışıyoruz. Yatırımlarımızı durdurmak değil tam tersine hızlandırma yaklaşımı içindeyiz. Doğrusunu isterseniz IBM olarak krizin K'sını bile telaffuz etmek istemiyoruz" dedi.
"İNSANA İHTİYACIMIZ VAR, ÇIKARMAYA DEĞİL"
IBM Türkiye Genel Müdürü Yüksek, "Kriz ortamında işçi çıkarımına gidecek misiniz" sorusuna ise ilginç bir yanıt vererek, "Buradan açık davetiye çıkarıyorum. İyi tanıdığız, bildiğiniz insanlar, varsa gönderin. IBM olarak bilişimin geleceğine yüksek katkı yapacak insanları almaya devam ediyoruz. İnsana ihtiyacımız var, çıkarmaya değil. Akıllı, bilgili, çalışacak hem şirketimiz için, hem müşterilerimizi için hem de ülkemiz için çalışacak insanlara ihtiyacımız var. Ve bu insanlara karşılığında maaş, para, prim her şeyi de veriyoruz. Doğru kişileri bulmak, geleceği yaratacak insan kaynağına ulaşmak için yaşadığımız ortam tüm kuruluşlara iyi fırsatlar sunuyor" diye konuştu.
"ORGANİK BÜYÜME ÜZERİNDE BİR ORAN YAKALAYACAĞIZ"
ANKA'ya bilişim sektörüyle ilgili açıklama yapan Eray Yüksek, 2009 ile birlikte IBM Türkiye olarak global IBM yapısı içinde yeni bir organizasyona gidileceğini belirterek şu bilgiye verdi: "Ocak'ta geçeceğimiz yeni organizasyonda Türkiye 14 ülkenin bir parçası olacak. 14 ülke içinde bize çok benzeyen ülkeler var; Polonya, Macaristan, Çek Cumhuriyeti gibi hem iş boyutları olarak hem de iş çeşitliliği olarak. Onların tabi bir avantajları var, Avrupa Birliği fonlarından biraz gerektiği kadar, ama fazla fazla kullanıyorlar. O da kamu sektörü yatırımlarına avantaj sağlıyor. Bir kere buradaki rolümüz büyük oyunculardan olmaya devam edeceğiz. Onun için de 2009 senesinde büyüme eksi de olsa artı da olsa biz artı büyüme planlayacağız. Artı büyüme ve üstelik organik büyümenin üzerinde bir büyüme planlıyoruz. Şimdiye kadar başarılı bir şekilde yakaladığımız büyüme ivmesini hızlandırarak sürdüreceğiz."
"YETMİŞBİRİNCİ YILIMIZ 70. YILIMIZDAN DAHA ÖNEMLİ OLACAK"
IBM'in bu yıl Türkiye'de 70'inci yılını kutladığını ve uzun tarihi süreçte birçok ilk uygulamaya imza atıldığını hatırlatan Yüksek, IBM'in; Türkiye'nin de içinde yer aldığı yeni dünya organizasyonuyla ilgili olarak da şunları söyledi: "Özellikle yetmişinci yıldan sonra yetmiş birinci yıla girdiğimiz için herhangi bir yatırımımız azalmayacak, tam tersine artacak. Hem bu genişleyen organizasyonun parçası olmamız hem de yetmişinci yılın özel bir tetikleme ve itici güç olması nedeniyle 70'inci yıl ayrı bir anlam taşıdı bizim için. Sonuçta yetmiş birinci yılda yetmişinci yıl kadar önemli, hatta daha önemli olacak gibi gözüküyor. 72'inci yıl hepsinden daha önemli olacak. Bu tür yaşamaya zaten alıştık. Bir sonraki maça bakıyoruz diyor ya insanlar, bizim için de hep öyle olacak. Ama 71'inci yılımız olan 2009'da özellikle ve özellikle insan kaynağının ağırlıkta olduğu hizmetlere çok daha yoğunlaşacağız. Bu da Türkiye için ek istihdam ek iş demek. Ek katma değer, iyi deneyim demek. Hem Türkiye için hem de bölge için. İçinde bulunduğumuz dünya bölgesi ta Baltıklardan başlayıp Güney Afrika'nın ucuna kadar gidiyor. Şu anda yeni organizasyonlarla ilgili olarak Türkiye'ye gelen tüm IBM üst yetkilileri bu konuları bizle konuşuyor ve bu geçiş döneminde mutlaka ve mutlaka IBM Türkiye'nin büyük rol almasını istiyorlar. Ve de bunun için her türlü yatırımı yapmaya hazırlar."
"IBM 2009'DA AR-GE İÇİN 6 MİLYAR DOLAR HARCAYACAK"
Küresel krizi değerlendiren Eray Yüksek, IBM Dünya Başkanının geçen haftalarda Türkiye'ye geldiğini ve bunun ilk ziyareti olduğunu, Türkiye'nin önde gelen işadamları ve yöneticileriyle görüşme ve istişarelerde bulunduğunu belirterek, "Kriz iklimi nedeniyle bütün dünyanın gündemi bozuldu, ama bundan kesinlikle bir fırsat çıkacaktır. Başkanımız görüşünü açıklarken asla ve asla kelimesinin altını tam dört kez çizerek araştırma ve geliştirmeden kısmayacağımızı söyledi. IBM, dünya çapında geçen sene Ar-Ge için 6.2 milyar dolar harcadı, bu sene de 6 milyar doların üzerinde harcayacağız. İkincisi; insana olan yatırımımız devam edecek. Çünkü hizmetler işindeyiz. Hizmetler işiyle çok net olarak açığa çıkan bir şey var. İnsana ihtiyacımız var. İnsana olan yatırımımız devam edecek. İkinci konu kendi iş modellerimizi yeniden gözden geçirip maliyetlerimizi kısacağız, ortak kullanım alanlarımızı artıracağız. IBM olarak buradan yaratacağımız katma değeri de gelişen ekonomilere ve Türkiye'nin de içinde yer aldığı gelişen piyasalar diye tanımladığımız bölgelere kaydıracağız" diye konuştu.
"KRİZİN SUÇUNU BT SEKTÖRÜNE ATMAMAK LAZIM"
Mali piyasalarda yaşanan krizin bilişim teknolojilerinin çok gelişmiş olması ve bu nedenle tüm dünya ölçeğine hızla yayılmasında etkili olduğu yönündeki görüşlere IBM Genel Müdürü Yüksek şu yanıtı verdi: "Akıllı insanın yapamayacağı hiçbir şey yok. Şimdi tüm bu çıkan türev ürünler, finansal ürünlerin tamamı, finansal mühendislikle ortaya çıktı. Şimdi bu modelde çalışırken önyüz, özellikle fırsatlar konusunda çok yaratıcı oldu. Tabi, ön taraftaki yaratıcılık o kadar fazlaydı ki, fırsatlar, birçok yerde söylenen açgözlülüğe kadar giden fırsatlar o kadar fazlaydı ki, bunun arkasında duran finansal yönetim ve risk yönetimi sesini yeteri kadar duyuramadı. Bunun teknoloji ile ilgisi var mı, sanmıyorum. Teknoloji bir araç burada. İnsan beyni sağlayıcıdır. Bence bilgisayara suç atmamak gerekiyor burada. Bilgisayarlar biz ne dersek onu yapıyor. Sonuçta yöneticiler ne derse onu yapıyor. Biraz da risk ve finansal modellerine bakmak gerekiyor."
"DÜNYAYI TEKNOLOJİ VE İNSANLIK BİRLİKTE KURTARACAK"
"Dünyayı 'güzellik ve sevgi kurtaracak' diye bir şarkı sözü var, sizce dünyayı krizlerden artık geleceği tüm boyutlarıyla modellemeyi başaran teknoloji mi kurtaracak?" şeklindeki soruya Yüksek şu yanıtı verdi:
"Dünyayı insanlar kurtarır. Her zaman da insanlar kurtaracak. Çünkü teknolojiyle ne yaparsanız yapın, insan faktörünü unutturmanız mümkün değil. Teknolojiye hiçbir zaman duygu giydiremeyeceğimize göre ve de geleceğe yönelik tahminde bulunmasını sağlattıramayacağınıza göre, tabi ki birtakım senaryoları tanımlayan da yine insan olacak. Teknoloji insanı değiştirmeyecek de, insanın yaratıcılı