İmar Bankası davası'nda su gerginliği

İSTANBUL (İHA) - İmar Bankası'nı zarara uğrattıkları gerekçesiyle aralarında Kemal, Yavuz ve Hakan Uzan'ın da bulunduğu sanıkların yargılandığı davada mahkeme, dosyanın, esas hakkındaki mütalaasını hazırlaması için savcıya verilmesine karar verdi. Duruşmada Bahattin Uzan'ın su içmesine karşı çıkan astsubay ile mahkeme başkanı arasında kısa süreli bir gerginlik yaşandı.

İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen ve 25 sanığın yargılandığı davada tutuklu sanıklar Bahattin Uzan, Hilmi Başaran, Mustafa Akar, Tacettin Pak ve Yeşim Öztürk ile tutuksuz 9 sanık hazır bulundu.

Davaya müdahil olarak katılan İmar Bankası avukatı Faruk Aytekin, BDDK Yeminli Murakıplar Kurulu tarafından hazırlanan 23 Eylül 2005 tarihli raporunu mahkemeye sundu. Mahkeme Başkanı raporda kısaca, 2003 yılının Nisan ayında Uzan ailesine mensup bazı kişilerin toplam 325 milyar 474 milyon lira tutarında gelir vergisinin banka kaynakları kullanılmak suretiyle ödendiğinin öne sürüldüğünü söyledi. Mahkeme Başkanı Mustafa Akın, "Vergi dairelerine yapılan söz konusu ödemeler karşısında bu kişiler tarafından bankaya herhangi bir ödeme yapılmadığı, bu durumun nitelikli zimmet suçunu oluşturduğu görülmektedir" ifadelerinin raporda yer aldığını

kaydetti.

Bu iddialar üzerine söz alan Bahattin Uzan, "Vergi ödeyenlerin arasında benim de adım geçiyor. İmar Bankası'nın benim adıma ödediği miktar topu topu 885 milyon liradır. O tarihte bankadaki hesabımda 36 bin dolar vardı. Banka eğer zarar etmiş olduğunu düşünseydi zararını hesabımdan tahsil edebilirdi" dedi.

Ödenen çeklerin kendi imzasını taşımadığını öne süren Uzan, "Bu durum karşısında zimmetten söz edilmesi mümkün değil. Ödenen çekler bankanın Gayrettepe şubesine ait olup benim imzamı dahi taşımaz. Benim ödenen vergilerden cezaevinde haberim oldu" şeklinde konuştu.

Bir önceki celse mahkemeye sunulan murakıp raporunda kendisinin Pakrak şirketinin yönetim kurulu üyesi olduğunun belirtildiğini söyleyen Uzan, "Benim bu şirkette hiç hissem yoktur ve bu firmanın yöneticisi de değilim. Uzan grubunun en önemli şirketi olan Merkez Yatırım A.Ş.'deki hisse oranım ise 5 milyonda 1 gibi komik bir rakamdır. Bu demektir ki benim bu firmalarda ortak olmam istenmemektedir. Gruba ait tüm şirketleri aileden 3 kişi yönetmektedir. Bunlar Kemal, Cem ile Hakan Uzan'dır. Bunu herkes bilir. Ben aldığım parayı maaş olarak kabul ediyorum. Masraflarım karşılanıyordu ve hasta olan oğluma bakılıyordu" dedi.

Tüm ödemeler için Kemal ve Yavuz Uzan'dan onay aldığını öne süren Bahattin Uzan, "1 milyarın üzerindeki tüm harcamalar için ağabeylerimden izin almak zorundaydım. Benim çek kullanmam dahi yasaklanmıştı. 25 yıldır hiç çek kesmedim" şeklinde konuştu. 26 aydır tutuklu olduğunu söyleyen Bahattin Uzan, tahliyesini talep etti.

Sanık avukatları, murakıp raporunu kabul etmediklerin belirtirken, rapora karşı beyanda bulunmak için de süre istediler.

Talepleri değerlendirmek için verilen aranın ardından Mahkeme Başkanı ile tutukluları getiren Jandarma Astsubay Aytekin Yılmaz arasında ilginç bir tartışma yaşandı.

Prostat olan ve bu nedenle bol bol su içmek zorunda olan Bahattin Uzan'a avukatları su vermek istedi. Ancak Astsubay Yılmaz'ın buna izin veremeyeceğini belirtmesi üzerine Mahkeme Başkanı Akın, "Su içmesine izin verin. Sanık su içecek, bunda ne var" dedi. Yılmaz ise güvenliği gerekçe göstererek, "Kendi suyunu yanında getirmeli. Başkasından alması sakıncalı" dedi. Akın ise Yılmaz'a sert çıkarak, "Buranın güvenliğinden ben sorumluyum. Hakkında suç duyurusunda bulunmadan buradan çık" diye bağırdı. Bunun üzerine Yılmaz duruşma salonunu terk etti. Bu sırada avukatların verdiği suyu raddeden Uzan'a duruşma savcısı Selamettin Celep kendi suyunu verdi. Bahattin Uzan da bu sudan içti.

Mahkeme Heyeti, yargılandığı dönemde kanserden ölen sanık Sadık Karagöz'ün eşi ile çocuklarının dul ve yetim maaşı üzendeki tedbirin kaldırılmasına karar verdi.

Heyet, sanıkların tahliye taleplerini reddederek, esas hakkındaki görüşünü hazırlaması için dosyanın savcılığa verilmesine karar vererek duruşmayı erteledi.