IMF: Küresel mali riskler arttı

Uluslararası Para Fonu IMF, politika belirleyicilerin mali sistemi daha güvenli hale getirme çabalarına rağmen son altı ayda küresel mali istikrar için risk oluşturan faktörlerin arttığını belirtti.

IMF raporunda, sistemi daha şeffaf ve daha az karmaşık kılma konusunda fazla gelişme olmadığı, bu konuda güvenin "çok kırılgan" olduğu vurgulandı.

Örgüte göre ana kaygı kaynağı, Euro Bölgesi'ndeki borç krizi.

IMF, Pazartesi günü de küresel büyüme tahminlerini düşürmüş; gelecek yıl için tahminlerini %3,9'dan 3,6'ya indirmişti.

Büyüme tahmini düşürülen ülkeler arasında İngiltere, Brezilya ve Hindistan da bulunuyor.

Riskler

IMF'nin altı aylık Küresel Mali İstikrar Raporu'nda, Avrupalı politika belirleyicilerin "önemli çabaları" sonucunda yatırımcıların en büyük korkularının yatıştırıldığı vurgulandı.

Avrupa Merkez Bankası bu yıl bankalara ucuz kredi sunmuş, AMB başkanı Mario Draghi yazın yaptığı açıklamada euro'yu korumak için herşeyi yapmaya hazır olduğunu bildirmişti.

Pazartesi günü ise Euro Bölgesi hükümetleri, sıkıntılı ülkeleri ve bankaları kurtarmaya yönelik uzun zamandır beklenen yeni fonu, Avrupa İstikrar Mekanizması'nı (AİM) uygulamaya soktu.

2014'e kadar kasasında 500 milyar euro birikecek olan AİM doğrudan hükümetlere borç verebileceği gibi, ülkelerin borçlarını da satın alabilecek.

Böylece İtalya ve İspanya gibi büyük borç altındaki ülkelerin borçlanma maliyetinin düşmesine yardımcı olabilecek.

Ancak IMF "mali piyasalarda son dönemlerde gözlenen olumlu gelişmelere rağmen" mali istikrar üzerindeki risklerin Nisan ayından bu yana arttığını vurguladı.

Bazı ülkelerin Euro Bölgesi'nden ayrılabileceği endişelerinin bölgeden "sermaye kaçışı"na neden olduğu ve "birliğin temellerini sarstığı" belirtildi.

IMF'nin finans sektörü için belirlediği "daha şeffaf, daha az karmaşık ve daha az desteğe muhtaç" hale gelmesi hedefi doğrultusunda atılan adımların cılızlığına dikkat çekildi.

ABD ve Japonya'daki riskler

Krizin çözülmesi için alınabilecek tedbirleri vurgulayan IMF, tek tek hükümetlerin büyümeyi etkilemeyecek tarzda borçlarını azaltması ve bankacılık sektörünü temizlemek için reformlar yapması gerektiğini belirtti.

Avrupa Merkez Bankası'nın bu sürece yardımcı olması gerektiğini ifade eden rapor, Euro Bölgesi bankaları arasında daha yakın ilişkiler kurulması gerektiğini vurguladı.

Raporda Euro Bölgesi dışında ABD ve Japonya'daki risklere de dikkat çekildi.

ABD'de mali uçurum olarak ifade edilen, gelecek yıl başlarında harcamalardan yapılacak otomatik kesintiler ve vergi artışları ile gündeme gelmesi beklenen risklerden söz edildi.

Japonya konusunda ise bütçe açıklarının büyüklüğü ve rekor düzeydeki borç seviyesinin yanı sıra bankalar ile devlet arasında "giderek artan bağımlılık" dile getirildi.

Rapor, bu sorunların çözümü için gereken tedbirlerin daha fazla gecikmeden alınması gerektiğini vurguladı.