HABER

İnfaz savcılığı 'tahliye yok' dedi

İnfaz savcılığı 'tahliye yok' dedi

'Paralel yapı' soruşturmasında tutuklanan ve Cumartesi akşamı haklarında önce tahliye kararı verilen, birkaç saat sonra ise kararın yok hükmünde olduğu açıklanan şüphelilerin avukatları, Nöbetçi İnfaz Savcısı Orhan Güldiker'e, İstanbul 32. Asliye Ceza Mahkemesi'nin tahliye kararını işleme koyması için müracaatta bulunmuştu. Bu müracaatı inceleyen infaz savcılığı, tahliye müzekkerelerinin, mahkemeye iadesine karar verdi.

Sabah saatlerinde Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'na gelen şüpheli avukatları, nöbetçi İnfaz Savcısı Orhan Güldiker'e, önceki gece İstanbul 32. Asliye Ceza Mahkemesi'nin tahliye kararı üzerine hazırlanan müzekkereleri işleme koyması için başvuruda bulundu. Savcı Güldiker de, İstanbul 32. Asliye Ceza Mahkemesi'nin kararı ile bu kararı "yok hükmünde" sayan İstanbul 10. Sulh Ceza Mahkemesi kararlarını incelemeye aldı.

'Sanıklar hakkında dava açılmadı'

Savcı Güldiker, akşam saatlerinde avukatların tahliye müzekkerelerinin İstanbul 32. Asliye Ceza Mahkemesi'ne iadesine karar verdi. Kararda, CMK'nın 22-23 maddelerinde hakimin hangi davaya bakacağı ve reddi hakimin davaya bakamayacağı hallerin açıklandığı, ancak henüz sanıklar hakkında iddianame düzenlenerek açılmış bir davanın söz konusu olmadığı vurgulandı.

'Kanunda Asliye Ceza Mahkemeleri'nin görevleri tanımlanmıştır'

Kararda, "6545 sayılı yasanın 48. maddesi ile değişik 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemeleri'nin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkındaki Kanun'un 10. maddesinin kanunların ayrıca görevli kıldığı haller saklı kalmak üzere yürütülen soruşturmalarda hakim tarafından verilmesi gereken kararları almak, işleri yapmak ve bunlara karşı yapılan itirazları incelemek amacıyla Sulh Ceza Hakimlikleri kurulmuştur. 11. maddede ise Asliye Ceza Mahkemeleri'nin görevlerini tanımlamıştır. Bu düzenlemeye göre, kanunların ayrıca görevli kıldığı haller saklı kalmak üzere, Sulh Ceza Hakimliği ve Ağır Ceza Mahkemeleri'nin görevleri dışında kalan dava ve işlere Asliye Ceza Hakimliği tarafından bakılır" denildi.

Tahliye müzekkereleri iade edildi

Kararda, 25 Nisan günü İstanbul 32. Asliye Ceza Mahkemesi'nin tahliye kararı verdiği, daha sonra da İstanbul 10. Sulh Ceza Hakimliği'nin şüphelilerin tutukluluk hallerinin devamına karar verdiğinin görüldüğü belirtilerek, şüphelilerin ayrı ayrı tahliyelerine ilişkin karar ve tahliye müzekkerelerinin iade edildiği vurgulandı.

Tutuklu polislerin avukatlarından Ömer Turanlı tahliye kararlarının uygulanması için tekrar müracaatta bulunacaklarını söyledi.

HSYK iki başmüfettiş görevlendirdi

İstanbul 32. Asliye Ceza Mahkemesi'nin verdiği ve İstanbul 10. Sulh Ceza Hakimliğince "yok hükmünde" sayılan tahliye kararının ardından, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) tarafından iki başmüfettiş görevlendirildi.

HSYK Başkanı ve Adalet Bakanı Kenan İpek, yaptığı yazılı açıklamada, İstanbul 32. Asliye Ceza Mahkemesinin "paralel yapı" soruşturmaları kapsamında tutuklu bulunan kişilerin tahliyesine yönelik kararının arından, HSYK Teftiş Kurulu Başkanlığı tarafından denetim amacıyla iki başmüfettişin görevlendirildiğini, denetim kapsamındaki inceleme ve soruşturma yetkilerine istinaden olaya el konulduğunu bildirdi.

Salihoğlu 'yok hükmünde' demişti

İstanbul Başsavcısı Hadi Salihoğlu tahliye kararının yok hükmünde olduğunu Pazar sabahı 03:20 sularında yaptığı yazılı bir açıklamayla duyurmuştu.

Şüpheli avukatlarının 29. Asliye Ceza Mahkemesi'nden ‘reddi hakim ve tahliye' talebinde bulunduğunu anımsatan İstanbul Başsavcısı Hadi Salihoğlu, "mahkemenin görevine girmemesine rağmen, soruşturma dosyalarını temin etmeden ve incelemeden görevsiz ve yetkisiz olarak İstanbul 32. Asliye Ceza Mahkemesi'nin görevlendirildiğini” söyledi. Tahliye kararının yok hükmünde olduğu belirtildi.

Dünden bu yana yaşananlar

İstanbul 32. Asliye Ceza hakimi 'Paralel yapı' soruşturmasında tutuklanan ve aralarında Samanyolu Tv yöneticisi Hidayet Karaca ile Ömer Köse, Yurt Atayün ve Ali Fuat Yılmazer'in de bulunduğu polislerin tahliyesine 'soruşturma dosyalarını görmeden' karar verdi. Ancak Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği "Tahliye talebini değerlendirme yetkisi bende" diyerek polislerin tahliye edilmemesi yönündeki kararını Silivri Cezaevi'nden sorumlu savcılığa gönderdi.

17- 25 aralık soruşturmalarının ardından, emniyetten tasfiye edilen polisler daha sonra ‘devletteki paralel yapı' soruşturmaları kapsamında tutuklanmıştı.

Tutuklu polisler ve avukatları geçtiğimiz hafta ilginç bir hamle yaptı.

Sulh Ceza Hakimlikleri kurulurken çıkarılan kanuna göre ‘soruşturma kapsamındaki tutukluluk hallerine ve itirazlarına ilişkin başvuruları Sulh Ceza Hakimleri' değerlendiriyor.Ancak polislerin avukatları geçtiğimiz hafta pazartesi günü nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği yerine İstanbul 29. Asliye Ceza Mahkemesi'ne başvurdu. Bu mahkeminin hakimi daha önce özel yetkili mahkeme olan ve Askeri Casusluk davasına bakan İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi başkanlığını yapan Metin Özçelik.

Talebi değerlendiren Metin Özçelik, polislerin tarafsızlığını yitirdiği için ‘reddi hakim talebinde bulunduğu 10. Sulh Ceza hakiminin de reddi yönünde karar vermişti. Hakim Özçelik, tahliye taleplerinin gelmesi üzerine soruşturma savcılarından şüphelilerle ilgili dosyayı istedi. Ancak soruşturma savcılığı, yetkinin Sulh Ceza Hakimliği'nde olduğunu belirterek dosyaları göndermedi.

Tahliye taleplerini değerlendirmesi için ise dosyayı İstanbul 32. Asliye Ceza Hakimliği'ne gönderdi. Bu mahkeminin hakimi ise, Hrant Dink davasına bakan İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nin üye hakimi olan Mustafa Başer.

Hakim Başer Cumartesi gecesi kararını verdi. Ancak soruşturma dosyalarını savcılığın ‘yetkili olmadığı' için göndermediği hakim Başer, soruşturma dosyalarını incelemeden kararını açıkladı.

Hakim Başer, Samanyolu TV yöneticisi Hidayet Karaca ile Yurt Atayün, Ali Fuat Yılmazer ve Ömer Köse gibi isimlerin de aralarında bulunduğu 70'e yakın polisin tahliyesine karar verdi.

Mahkemenin bu kararı ile yargıda yeni bir tartışma başladı. Çünkü Sulh Ceza Hakimliği devreye girdi. Nöbetçi İstanbul 10. Sulh Ceza Hakimliği bir karar verdi. Yetkinin kendisinde olduğunu belirten İstanbul 10. Sulh Ceza Hakimliği ‘İstanbul 29. ve 32. Asliye Ceza Mahkemelerinin kararlarının geçersiz olduğuna, soruşturma aşamasındaki tutuklama ve itirazları değerdirme yetkisinin Sulh Ceza Hakimliği'nde olduğuna' hükmetti.

Sulh Ceza Hakimliği bu kararını polislerin tutuklu bulunduğu Silivri Cezaevi'nden sorumlu Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı'na da göndererek polislerin tahliye edilmesinin önüne geçti.

Kaynak: DHA

aljazeeraturk

'Her yer bir anda yıkıldı'

KKTC'nin yeni Cumhurbaşkanı Akıncı

Sivasspor'a son dakika darbesi

En Çok Aranan Haberler