İngiltere'nin Koronavirüs'e karşı ilk önlemleri, 22 Ocak'ta Heathrow hava limanına haftada üç kez Çin'in Vuhan kentinden gelen uçaklarda denetimin artırılması ve bu tarihin 14 gün öncesinden itibaren Çin'den ülkeye dönen yaklaşık 2 bin kişinin yerlerinin tespit edilmesi çalışmalarıyla başladı.
O tarihten bu yana, bazıları ciddi tartışmalara da neden olan önlemlerle bugüne kadar gelindi.
Hükümetin ilk mücadele planı 3 Mart tarihinde başbakan Boris Johnson'ın düzenlediği basın toplantısıyla kamuoyuna açıklandı.
Hükümetin, oluşturulan Olağanüstü Hal Bilimsel Danışma Grubu ile işbirliği içinde oluşturduğu mücadele planı dört anabaşlıktan oluşuyordu:
Bu tarihte, İngiltere'de tespit edilen Koronavirüs vakası 51'di.
Fakat hemen sonraki günlerde vaka sayısı hızla arttı. 5 Mart'ta ilk ölüm haberi geldi. 12 Mart'ta Koronavirüs'e yakalananlar 590'a, hayatını kaybedenler de 8'e yükselirken hükümet 'sınırlama' yöntemlerinin başarısız kaldığını görüp 'geciktirme' aşamasına geçildiğini açıkladı.
Virüsün ülkeye yayılmasının önüne geçmek mümkün değildi. Toplumun yüzde 70'e kadar kesimi virüsü kapabilirdi. Koronavirüs'e karşı henüz aşı geliştirilmemiş olduğundan, bu aşamada salgını kontrol altında tutmak için, yaşlı ve riskli kesimleri korurken sağlıklı kesimin mümkün olduğunca yavaşlatılmış bir süreçte virüsü kapabileceğini kabul etmek ve salgının zirvesini aşağı çekerek geciktirmek yeni eylem planının ana fikriydi.
Hükümetin baş bilim danışmanı Sir Patrick Vallance'a göre, bu şekilde toplumun yüzde 60 kadarında "bir tür bağışıklık" sağlanması da mümkün olabilirdi.
Ama bu önlemler, İtalya ve Çin örneklerine bakıldığında çok yetersiz olacağını söyleyen bir uzman kesim tarafından da sert şekilde eleştirildi.
Ama iki hafta önce açıklanan bu ilk önlemler, İtalya ve Çin örneklerine bakıldığında çok yetersiz olacağını söyleyen bir uzman kesim tarafından da sert şekilde eleştirildi.
Planlar n**eden bir hafta içinde değişti?**
Nitekim hem vaka sayıları hızla artmaya hem de ölüm haberleri çoğalmaya başlarken hükümet de bilim kurulunun da parçası olan Imperial College'daki uzmanlara yaptırdığı bir araştırmanın sonuçlarına bakarak, birkaç gün içinde çok daha sert adımlar içeren yeni önlemleri gündeme getirdi.
15 Mart'ta, Imperial College araştırmacıları İtalya'daki son hasta bakım verilerine bakarak İngiltere'de kullanılan modeli yeniledi.
Bu yeni verilerle ileriye yönelik yapılan tahminler, hükümetin açıklamış olduğu önlemlerle sınırlı kalınırsa, hastalığın çok hızlı yayılacağı, sağlık sisteminin bu durumla başa çıkamayacağı sonucuna varıyor ve ülke çapında 260 bin insanın yaşamını yitirebileceğini gösteriyordu.
16 Mart'ta da hükümet önlemlerin derhal sıkılaştırılmasına karar verdi.
Şu anda hükümete danışmanlık yapan uzmanlar normal hayata dönülmesine daha en az 6 ay hatta süreç iyi kontrol edilemezse bir yıl olabileceğini düşünüyorlar.
Bu dönem boyunca sosyal mesafeyi koruma önlemlerinin sıkı bir şekilde devam etmesi gerekeceğini vurguluyorlar.
Bilim danışmanları, şimdiye kadar eşi görülmemiş boyuttaki bu kriz karşısında kimsenin elinde kanıtlanmış başarı formülleri olmadığını vurgulayarak bundan sonra atılacak adımları, koronavirüs salgınına ilişkin verilerin şekillendireceğini söylüyorlar.
Başbakan ise salgınla mücadelenin seyrini halkın tavsiyelere ne kadar uyduğuyla belirleneceğini vurguluyor.
Halkın uyması istenen önlemlerin dışında test sayısının günde 25 bin seviyesine çıkarılması, özellikle sağlık personelinin mutlaka test edilmesi, ağır vakalarda gerekli olan solunum cihazlarının sayısının 5 binden kısa süre içinde en az iki misline çıkarılması, sağlık personeline daha iyi koruyucu donanım sağlanması gibi hedefler de açıklandı.
Ekonomik planda ise, büyük darbe alacak ekonomiye toplam 350 milyar sterlin civarında bir para enjekte edilerek zarara uğrayan işletmelerin ayakta tutulması, işçilerin işten atılmaması maaşlarının yüzde 80'inin devlet tarafından ödenmesi, evsizlere ve ihtiyaç sahiplerine yapılacak yardımları içeren paketler açıklanıyor.
İngiltere ve Büyük Britanya'nın İskoçya ve Galler bölgelerinde Cuma gününden itibaren okulların da kapanmasıyla sokaklar tenhalaştı ve işyerlerinin yavaş yavaş mümkün olduğunca evden çalışma yolları geliştirmesiyle her gün daha az kişi işe gitmek içinvsokağa çıkıyor.
Böylece hükümetin geçtiğimiz hafta başında açıkladığı "sosyal mesafeyi koruma" adımları yavaş yavaş etkisini göstermeye başlıyor.
Ancak havaların da ısınmaya başlaması ve pubların da hükümet kararıyla kapatılmasıyla birlikte çok sayıda kişi parklara ve kıyı kentlerine akın etmiş durumda.
Galler'deki Snowdonia Ulusal Parkı, 22 Mart Pazar günü tarihin en büyük ziyaretçi sayısına ulaştı.
Hükümetin son çağrısı esasen ülkede herkesin mümkün olduğunca sosyal temaslarını en aza indirmesi, mümkünse evden çalışması, hastalık belirtileri gösteriyorsa kendisini tamamen izole etmesi, yurt dışı seyahatlerden kaçınması yönündeydi.
Ancak çok sayıda sağlık uzmanı parklardaki kalabalıkların sosyal mesafeyi koruma politikasını zayıflattığını söylüyor.
Başbakan Boris Johnson da Pazar günü düzenlediği basın toplantısında sosyal msafeyi koruma çarılarına uyulmaması durumunda hükümetin daha katı tedbirleri devreye sokacağını ifade etti ve "Önümüzdeki 24 saat boyunca bu konuyu çok ciddi biçimde düşüneceğim" dedi.
Eğitim alanında da tedbirler yürürlükte. Okullarda bundan sonra sadece özel ihtiyacı olan çocuklar ile anne ve babaları çalışmak zorunda olan temel kamu çalışanlarının çocukları için çok azaltılmış bir eğitim sürdürülecek.
Ortaokul ve lise bitiş sınavına denk görülebilecek ulusal çaptaki sınavlar bu yıl yapılmayacak.
İngiltere ve Galler'de sağlık hizmetlerinin açıklarını kapatmak amacıyla, emekli olmuş 65 bin civarında doktor ve hemşireye göreve dönüş çağrısı yapıldı.
Maliye Bakanı bu kriz süresince çalışamayacak milyonlarca işçiye destek paketini de açıkladı. Buna göre Koronavirüs nedeniyle işyerleri kapatılan sektörlerde çalışanların maaşlarının yüzde 80'i devlet tarafından karşılanacak.
Öte yandan her önlem istenen sonucu vermeyebiliyor, bazen yan sorunlara yol açabiliyor.
Geçtiğimiz hafta başında açıklanan yeni önlemler ve durumun ciddiyetine ilişkin uyarılar sokakları önemli ölçüde boşalttı. Toplu taşıma tenhalaştı ve işyerleri evden çalışma düzenlemeleri yapmaya çalışıyorlar.
Ama diğer yandan krizin sokağa çıkma yasaklarına, kıtlıklara yol açabileceği endişesine kapılan halkın özellikle gıda ve temel ihtiyaçlara yönelik alışverişe hücum ettiği, bir çok dükkanda rafların boşaldığı ve virüsün yayılmasına müsait kalabalık ortamlar oluştuğu gözlendi.
Ancak, en yoğun vaka kümelenmesinin görüldüğü Londra'ya karantina uygulanacağı söylentileri konusunda Başbakan Johnson "Böyle bir ihtimal sıfır" diye konuştu.
İtalya'da kısmi karantina önlemlerinin hastalığın yoğun görüldüğü yerlerden kaçış ve salgının başka bölgelere de yayılması sonucu yaratmasının bu kararda etkili olabileceği yorumları yapılıyor.
Koronavirüs krizinin bir başka etkisi ise Facebook, whatsapp, e-posta ağları gibi ortamlarda zaten varolan mahalli sosyal medya ortamlarında görüldü.
İnsanların birbirlerine yerel konularda bilgi alıp vermek, tanışmak, yardım istemek için kullandığı mahalle-komşu sosyal medya ağlarında koronavirüs krizi sırasında dayanışma amaçlı ağlar oluşuyor.
Zor durumda olanların ihtiyaçlarının karşılanması, alışverişlerinin yapılması, sorularının yanıtlanması amacıyla sokak sokak örgütlenme, bildiriler hazırlama ve sanal ortamda eğitim çalışmaları organize ediliyor.
Sokak sokak gruplaşan bazı Whatsapp gruplarında mahallede karantinada olanlar, yaşlılar, kronik hastalar ve ihtiyaçları belirlenerek yerel çözümler üretildiği gözleniyor.
Hükümetin yaklaşımının bilimsel temeli ne?
Gerek İngiltere gerekse küresel düzeyde Covid-19 salgınına yönelik önlemler, biriken ve uzmanlar ve yetkililerin sürekli birbirine aktardığı kolektif bilgi, deneyim ve veriler ışığında an be an güncelleniyor ve geliştiriliyor.
İngiltere hükümetinin sitesinde, halkın hükümetin kararlarına güvenmesinin önemine işaret edilerek bugüne kadar izledikleri yolun bilimsel dayanağı ve kararlara katkısının nasıl oluştuğu şöyle açıklanıyor:
"Covid-19 konusunda Olağanüstü Hal Bilimsel Danışma Grubu (Kısa adı: SAGE) bilimsel çalışmalar ve çok genel temel bilgi kaynaklarına dayanarak sürekli bir şekilde bakanlar ve yetkililere özgür ve samimi görüşlerini iletmektedir.
"Böylesine hızlı gelişen durumlarda şeffaflık herşeyin üzerinde bir öneme sahip.
"Dolayısıyla yeni veriler geldikçe Covid-19 ile ilgili yaklaşımımızın nasıl bir gelişim izlediğini ve SAGE'in, tavsiyelerini, nasıl değişen durumu yansıtan yeni bulgulara göre uyarladığını, açıklamalar ve kanıtlarıyla birlikte yayınlıyoruz."
Hükümetin Baş Bilim Danışmanı Sir Patrick Vallance da kendilerinin dünyanın dört bir yanından gelen verilerle oluşturdukları son görüş ve tavsiyelerin, hükümetin attığı adımlardaki değişimlerin temelini oluşturduğunu vurguluyor.
Bilim Danışma Kurulu kimlerden oluşuyor**?**
SAGE karşılaşılan krizin özelliğine göre bileşimi değişebilen ve bağımsız bilimsel veriler ve çalışmaları temel alan bir kurul.
Covid-19 krizi için oluşturulan Bilim Danışma Kurulu'nda Solunum Yolları Hastaliklarına Yol Açan Virüsler Grubu, Sağlık Bakanlığı bünyesindeki Bilimsel Pandemik Grip Modelleme Grubu ve Sosyal Bakın ve Bağımsız Bilimsel Pandemik Davranış Bilimi Grubu'na mensup uzmanlar var.
Her gün yayınladıkları bildirilere, vardıkları sonuçlara temel teşkil eden bilimsel verileri de kamuya açık şekilde iliştilen uzmanlar, kriz süresince bu hizmeti sürdüreceklerini açıkladılar.
Hükümete yönelik en sert eleştirilerden bazıları sağlık çalışanlarından, doktorlardan geldi.
Henüz Covid-19 salgını ulaşabileceği en yüksek yaygınlığa yaklaşmış değil ve bunun en iyi ihtimalle aşağı yukarı 12 hafta sonra olacağı tahmin ediliyor.
Maliye Bakanı Rishi Sunak Covid-19'la mücadele çerçevesinde Ulusal Sağlık Hizmetlerine "ne gerekiyorsa, maliyeti ne olursa olsun" destek verileceğini söyledi. Sunak sözü 5 milyar sterlinden açtı ama süreç içinde bunun onlarca milyar sterlinlik ek harcamalar anlamına geleceği tahmin ediliyor.
Fakat bu adımların çok geç kaldığını düşünenler de var. Bunlardan biri de Guardian gazetesinde eleştirilerini kaleme alan, itibarlı tıp dergisi Lancet'in baş editörü Doktor Richard Horton.
Horton, hükümete danışmanlık veren uzmanlar ve politikacıların en az 8 hafta boyunca Çin'in Hubei eyaletinden gelen virüsün ne kadar yıkıcı bir etki yapabileceğine dair uyarıları göremediğini ve hızla önlem alamadığını söylüyor.
Horton, hükümetin bilim danışmanlarının başta Koronavirüs'ün grup gibi bir şey olduğu ve o şekilde kontrol edilebileceği fikrine kapıldıklarını söyleyerek "Sürü Bağışıklığı" kavramının bilimsel temelini de eleştiriyor.
İngiltere'nin en seçkin bilim insanlarının Çin'den gelen ilk bilgilerden beri Covid/19'un ne kadar ölümcül bir hastalık olduğunu bilmeleri gerektiğini ama "çok geç ve çok yetersiz" adımlar attıklarını kaydediyor.
Geçtiğimiz hafta başında alınan önlemlerin doğru yönte atılmış adımlar olduğunu düşünen Horton yine de "Çok kıymetli bir zamanı harcadık. Bu yüzden aslında önlenebilecek ölümler önlenemeyecek" diyor.
Horton başından beri hükümetin bu salgınla mücadele yaklaşımını eleştiren bir isim ve salgın hastalıklar konusunda çalışma yapan çok sayıda bilim insanı da bu kaygıları paylaştığını gösteren açıklamalar yaptı.
Bunlardan biri Edinburg Üniversitesi'nden halk sağlığı uzmanı Profesör Devi Sridhar.
Sridhar, "Bilgi gelmişti, Zamanımız vardı. Bu bilgilerden Ocak ayı başında gereken sonuçları çıkarmamız gerekirdi. Bu konuya kamu sağlığı açısından bakan herkes sağlık sisteminin her ülkede ne kadar zorlanacağını görebilirdi" diyor.
PANDEMİ NEDİR? - Pandemi nedir, ülkeleri nasıl etkiler?