Cüneyt Kazokoğlu
mtbtr.com ve olimpikturk.blogspot.co.uk yazarı
28 Ocak Pazartesi profesyonel sporda doping açısından son derece ilginç ve heyecanlı bir sürecin başlangıcı.
Mayıs 2006'da ortaya çıkarılan İspanyol doping ağının baş zanlısı Dr. Eufemiano Fuentes, Madrid'de yargılanmaya başladı.
Böylece ''Operacion Puerto'' adı ile Şubat 2006'da İspanyol jandarması (Guardia Civil) tarafından başlatılan soruşturma da neredeyse 7 yıl süren bir gel-git sürecinden sonra nihai olarak yargıda.
Yargıç karşısına sadece Fuentes çıkmıyor. 23 Mayıs 2006'da onunla beraber tutuklanan, bisiklet takımları Liberty Seguros ve Kelme'nin yöneticileri Manolo Saiz ile Vicente Belda ve laboratuvar şefi Jose Ignacio Labarta ile kızkardeşi doktor Yolanda da sanıklar arasındalar.
O dönemde bu grupla tutuklanan iki önemli sanık ise yoklar: Ekibin kuryesi olduğu iddia edilen Alberto Leon, Ocak 2011'de intihar etti. Fuentes'in ortağı doktor Jose Merino ise alzheimer nedeniyle ifade verebilecek durumda değil.
Operacion Puerto ve Fuentes öncelikle bisiklet sporu ile özdeşleştirilen isimler.
Mayıs 2006'da skandal patladığında adları ilk ortaya çıkanlar bisikletçilerdi.
Bunun nedeni de Fransa Turu'na birkaç ay kala Tur'un itibarı için endişelenen Fransız hükümeti ve Tur organizatörü ASO'nun, bisikletçilerin ismini İspanyol jandarmasından talep etmesi oldu.
Sonuç itibariyle bugüne kadar Fuentes'in İspanyol jandarmasının ele geçirdiği listelerde gözüken 200'ü aşkın "müşteri"si içinde kesin olarak isimleri belirlenen sadece 58 bisikletçi.
Ceza alan 5 kişi ise yine bisikletçiler Jan Ullrich, Ivan Basso, Joerg Jaksche, Michele Scarponi ve Alejandro Valverde oldular.
Dolayısıyla ilk bakışta Fuentes'in merkezinde olduğu doping ağı bisikletçilere hizmet eden bir oluşum, Fuentes de bisikletçilere kan transfüzyonları, EPO vb konularda hizmet veren bir doktor gibi görünüyor.
Bu haliyle bütün hadise, geçtiğimiz haftalarda, 1999 ile 2005 arasında Fransa Bisiklet Turu'nun 7 kez kazanan Lance Armstrong'un Oprah Winfrey'e yaptığı itiraf ile teatral zirvesine ulaşmış olan bisiklette doping zincirinin bir başka halkası gibi duruyor. Fakat kazın ayağı öyle değil.
Aralık 2006'da Fransız Le Monde gazetesinin spor müdürü Stephane Mandard, Fuentes ile bir röportaj yaptı.
Röportajda Fuentes müşterileri arasında sadece bisikletçilerin değil, "atletlerin, tenisçilerin, futbolcuların, hentbolcuların, boksörlerin…" de olduğunu ilk defa açıkladı. Doktor-hasta mahremiyetini bahane göstererek isim vermedi, fakat Le Monde, dava dosyasından sızdırdığını öne sürdüğü belgelere dayanarak bazı İspanyol kulüplerinin adını telafuz etti.
İspanyol doktor, İspanya futbolunun iki devi Real Madrid ve Barcelona ile çalışıp çalışmadığ sorularına ise, "Buna cevap veremem. Ölümle tehdit edildim. Bazı şeyleri söylersem benim veya ailemin ciddi tehlikeyle yüz yüze geleceği söylendi. Üç kez tehdit edildim. Dördüncüye mahal veremem" sözleriyle yanıt verdi.
Fuentes Salı günü mahkemede başlayan ifadesinde müşterilerinin bisiklet dışındaki sporlardan da geldiğini, tenisçiler, futbolcular ve boksörlerle de çalıştığını bir kere daha, yargıç karşısında teyit etti, ama isim vermedi.
Bugüne kadar da Fuentes'in müşterileri arasında bisikletçiler dışında kimlerin olduğu hiçbir şekilde resmen açıklanmadı. Fakat olayın ciddiyetini Fuentes'in 13 Aralık 2010 tarihli İspanyol spor gazetesi Marca'ya verdiği demeç özetliyor: "Konuşursam İspanya futbol takımı kazandığı Dünya ve Avrupa Kupaları'nı kaybeder".
Fuentes davasının en önemli özelliklerinden biri bütün davanın aslında bir doping davası olmaması. Mayıs 2006'da Fuentes tutuklandığında İspanya'da bir dopingle mücadele yasası bulunmuyordu. İspanya, ancak Operacion Puerto'dan sonra Dünya Anti-Doping Ajansı WADA'nın baskıları ile 22 Kasım 2006'da bir doping kanunu çıkardı.
Dolayısıyla Fuentes ve ekibi, resmi tabirle "kamu sağlığını tehlikeye atmaktan", yani kan tranfüzyonlarını steril ortamlarda değil de otel odalarına yapmak vb. gerekçelerle yargılanıyorlar. Fuentes'in Salı günü başlayan ifadesi de hep bu yönde oldu: düşündüğü tek şey yarışlarda çok zorlanan sporcuların sağlığıydı, sadece mesleğini yapmıştı, operasyon esnasında bulunan EPO kanser olan kızı içindi...
Dopingle mücadelede İspanyol geleneği bütün bu süreç boyunca başka noktalarda da kendini gösterdi:
Operacion Puerto Şubat 2006'da başladıktan sonra aramalar sadece Fuentes'in Madrid'deki bürolarında yapıldı. Halbuki, Fuentes için önemli merkez hala ikâmet ettiği Kanarya Adaları'ndan Las Palmas.
Keza davanın daha ikinci gününde yargıç Fuentes'in bilgisayarında bulunan belgeleri özel hayatın gizliliği hakkı doğrultusunda kanıt listesinden çıkardı.
İlk kararın Nisan civarında beklendiği davada aralarında Tyler Hamilton ve Alberto Contador'un da bulunduğu bisikletçiler de ifade verecekler.
Ama davanın ana hatları ve yasal çerçevesi, hukuki manada ortaya bir şey çıkmayacağını şimdiden gösteriyor. Çok çok bir para cezası, kendisi de zamanında 400m engelli koşan, tıp okuyup jinekolog olduktan sonra spor doktorluğuna yönelen Fuentes'in başına gelebilecek en kötü şey.
Fakat asıl önemli olan, davanın yarattığı dalga olacak. İspanya'nın "altın nesli"nin tepesinde bir soru işareti var artık.
WADA, davanın bisiklet ötesi boyutunun en yakın takipçisi.
Ve spor dünyası, bisiklet sporunun öncülüğünü yaptığı "biyolojik pasaport" gibi yöntemlerin önemini idrak ediyor.
Bu yöntemleri kullanan ve kullanmayan sporlar tartışmalara konu oluyorlar.
Velhasıl davanın en büyük getirisi, dopingin sadece bisiklet sporuna ait bir sorun olmadığının altının çizilmesi olacak.
Fuentes'in 1988'de 400m engelli koşuda İspanyol rekorunu kırmış, sonra anabolika kullandığı tespit edilen karısı Cristina Perez, Kasım 2008'de Las Palmas'ta yayınlanan La Provincia gazetesine verdiği demeçte kocasının kayıtları için "sporu bitirecek pandoranın kutusu" ifadesini kullanmıştı.
Eufemiano Fuentes, 1992 Barcelona olimpiyat oyunlarında, İspanyol takımının doktoruydu. İspanya oyunlarda, 13'ü altın toplam 22 madalya ile tarihinin en başarılı sonucuna ulaştı.