Kılıçdaroğlu, yerel seçimlere yönelik Türkiye’nin 100 ayrı noktasında, 3’er aylık periyotlarla kamuoyu yoklamaları yapacaklarını açıkladı.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin il başkanları ve belediye başkanlarıyla Silivri’de bulunan Klasis Otel’de bir araya geldi. Partinin yerel seçim stratejilerinin belirlendiği toplantının basına açık olan bölümünde konuşan Kılıçdaroğlu, kendi anlayışlarına göre yerel yönetimlerin yerel iktidar odakları değil, demokrasinin beşikleri olduğunu ifade ederek, “Bu çerçevede, belediye başkanlarının ve her kademedeki seçilmişlerin, yurttaşlara hesap verme sorumluluğu içerisinde olmaları gerektiği açıktır” diye konuştu.
Türkiye’nin bugün içinde bulunduğu siyasal koşullarda, derin bir yerel yönetimler krizi yaşandığını savunan Kılıçdaroğlu, “Tek parti devleti niteliğine dönüşmüş bulunan AK Parti hükümeti, yerel yönetimleri kendi iktidar odağının bir parçası haline dönüştürmek istemektedir. Belediyeler, giderek çeşitlenen ve büyüyen sorunlarla karşı karşıyadır. 2004 ve 2005 yıllarında çıkarılan Büyükşehir ve Belediye Kanunları, belediyelerin görev ve yetki karmaşası içine sürüklenmelerine ve sürekli bir yetki çatışmasının doğmasına neden olmuştur” şeklinde konuştu.
CHP lideri, yeni Büyükşehir Belediye Yasası’na da değinerek, “Yasa, nüfusun 75’inin yaşadığı 29 ilde mülki idare sınırları ile belediye sınırlarını çakıştırmaktadır. Böylece halk arasında “pergel” olarak tanımlanan 20 - 30 ve 50 km’lik yarıçaplar içinde faaliyet gösteren büyükşehirler yerine, Kocaeli ve İstanbul örneğinde olduğu gibi ilin tümünde, görev ve yetki sahibi bütün şehirler ortaya çıkacaktır. Ancak bu arada İçişleri Bakanlığı, tasarı TBMM’ne sevk edilmeden, 29 il belde belediyelerine Valilikler aracılığıyla gönderdiği genelgede, belde belediyelerinin yetkilerini kullanmalarını mahallin en büyük mülki idare amirinin onayına bağlamıştır. Yani, seçilmiş belediye başkanı, kanundan aldığı yetkisini, ancak atanmış vali - kaymakam onayı ile kullanabilecektir. Gerekçesi ne olursa olsun, bu çağ dışı düşünce ve uygulamayı hangi partiden seçilmiş olursa olsun, tüm belde belediye başkanları adına şiddetle reddediyoruz ve yargı yoluna başvurduğumuzu da kamuoyuyla paylaşıyoruz” ifadelerini kullandı.
Devasa bütçelere sahip Ankara ve İstanbul Büyükşehir Belediyelerinin, kendi metro hatlarını yapamadıkları için, bu işi Ulaştırma Bakanlığı’na devrettiklerini savunan Kılıçdaroğlu, AK Partili belediyeleri eleştirdi. Kemal Kılıçdaroğlu, “Anlaşılıyor ki, 10 yıllık kötü yönetim, merkezi hükümet devreye konularak seçimlerden evvel kapatılmaya çalışılıyor” diye konuştu.
“ANKARA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ’NİN ATTIĞI TEK SOMUT ADIM DEMİR KAFESTİR”
AK Partili ve CHP’li belediyeleri karşılaştıran Kılıçdaroğlu, “Brookings Enstitüsü, 200 metropol ekonomisi arasında yaptığı araştırmada İzmir’i dünyanın en hızlı büyüyen dördüncü kenti olarak saptamıştır. Aynı listede Ankara altıncı, İstanbul ise yedinci sırada yer bulabilmiştir. Bu durum, bütçe imkânları az olsa da, çeşitli engellemelerle karşılaşsa da, doğru yönetim anlayışının bir kente neler kazandırabildiğinin en açık kanıtı niteliğindedir” şeklinde konuştu.
“Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin attığı tek somut adım, Eskişehir yolunda inşa ettiği demir kafestir” diyen Kemal Kılıçdaroğlu, şunları söyledi;
“Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin Söğütözü Kongre ve Ticaret Merkezi adını vererek yapımına 2006 yılında başladığı ve kaynak yetersizliği bahanesi ile yarım bıraktığı tesis, yarattığı görüntü kirliliği nedeniyle kısa sürede halk arasında “demir kafes” olarak anılmaya başlanılmıştır. Bugün yalnızca ilan asmak için kullanılan demir kafes, insan eliyle yaratılan bir çirkinlik abidesi ödülünü almaya aday niteliktedir. Son olarak, demir kafesin, düzenlenen kapalı ihale ile satışı yapılmıştır. Şimdi sormak gerekmez mi, 2006 - 2012 arasında, yedi yılda bir Kongre Merkezi inşaatını tamamlayamayan bir anlayışın Ankara’yı yönetmesi mümkün müdür?”
Kılıçdaroğlu, kent yönetmenin ancak vizyon sahibi olmakla mümkün olacağını ifade ederek, tarihi ve doğal güzellikler açısından büyük üstünlüklere sahip İstanbul’un yaşadığı yönetim zafiyetinin, geri döndürülemez zararların ortaya çıkmasına neden olduğunu savundu.
Zeytinburnu’nda İstanbul’un siluetini bozan üç gökdelenle ilgili de konuşan muhalefet lideri, “Üç gökdelen kentin Sultanahmet Camii ile özdeşleşmiş tarihi siluetinin içine bir kama gibi girdi. Sorumluları kim? İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Zeytinburnu Belediyesi. UNESCO, 2003 yılından bu yana İstanbul silueti üzerindeki endişelerini dile getirmekte ve çalışmaların Dünya Mirası Kültür Varlıkları için Etki Değerlendirmesi Rehberi doğrultusunda yapılmasını tavsiye etmektedir. Sonuç ne? Gökdelenler tamamlandı, satışlar devam ediyor. 3 büyük imparatorluğa başkentlik yapmış bir kentin siluetini ranta teslim edemezsiniz. Eğer bunu bir CHP’li belediye başkanı veya CHP’li bir belediye yapsaydı şimdi o Büyükşehir belediye başkanı, bilmem kaç bin yıl hapis istemiyle yargılanırdı ve yüzlerce müfettiş aynı anda görev yapardı. Belediye başkanını toplum olarak linç ederdik. Peki, bunu yapan belediye başkanları ne yapıyor? Hiçbir şey oturuyorlar” ifadelerini kullandı.
“İSTANBUL’U TESLİM ALINCA BU UCUBEYİ TEMİZLEYECEĞİZ”
“Bu tarihi silüeti bozmaya, İstanbul’u bozmaya hangi yurttaşın vicdanı kabul eder?” diyen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
“Bunu yapan insanda mercimek kadar kent kültürü var mıdır, ülke sevgisi, tarihe saygısı var mıdır? Bu yapan insanda sadece yandaşa para kazandırmak vardır. Biz İstanbul’u AK Parti’den teslim aldığımızda bu ucubeyi temizlemek CHP’li belediye başkanının görevidir. Kars’taki heykeli ucube diye yıktırıyorsunuz bunları görmüyor musunuz? Sayın Başbakan her söyleminin başında ecdadımız diyor. Peki, Sayın Başbakan sizin ecdadınız mı getirdi İstanbul’u bu hale? Sizin ecdadınız çok önemli katkılar yaptı İstanbul’a. Sultanahmet Camii’ni kazandırdı. Siz o camiyi katlediyorsunuz.”
6 gün sonra İstanbul’un fethinin 559. yıldönümünün kutlanacağını hatırlatan Kemal Kılıçdaroğlu, “Hiç şüphe yok ki, bu tarih katliamına neden olan İstanbul Büyükşehir ve Zeytinburnu belediye başkanları, fetih törenlerinde hamasi nutuklar atacaklar. Doğu Roma’dan, Bizans’tan, Osmanlı’dan kalan gravüre giren bu hattı, verdikleri kararlarla geri dönüşümsüz biçimde bozanlar, bu yükün ağırlığını üzerlerinde hiç hissetmeyecekler mi? Eski İstanbul belediye başkanı Sayın Başbakan’ın, İstanbul’dan geçecek üçüncü köprünün yerini helikopterle gezerken bizzat belirleme konusunda mesai harcadığını biliyoruz. Peki, her cümle başına ‘ecdat’ sözcüğü koyan Başbakan’ın, tarihi silueti bozan bu gökdelenler üzerine bir tek laf ettiğini duyan oldu mu?
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, afet bağlantılı kentsel dönüşüm çalışmaları konusunda 10 yılda hiçbir şey yapılmadığını savunarak, “Yerel yönetimlerin kentsel dönüşüm uygulamalarına ancak Bakanlar Kurulu Kararı ile girişebileceklerine dair düzenleme, şüphesiz çağdaş yerel yönetim anlayışına taban tabana zıttır. Bu çerçevede İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin 18 hektarlık Örnekköy, 7 hektarlık Ege Mahallesi, 48 hektarlık Ballıkuyu, 122 hektarlık Aktepe ve Emrez mahalleleri, 32 hektarlık Uzundere, 47 hektarlık Cennetçeşme ile Menemen - Bayındır - Torbalı’da 27 hektarlık projeler, bir yılı aşkın süredir Bakanlar Kurulu’ndan onay beklemektedir. Bu beklemenin hiçbir makul gerekçesi yoktur. Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’nin projeleri valilik ve Mahalli İdareler Genel Müdürlüğünün engelleri ile karşılaşmaktadır. Projeleri geri çevirmek için öne sürülen bahaneler, akıl sınırlarını zorlayacak niteliktedir” dedi.
CHP olarak kentsel dönüşüme ve afet riski altındaki alanların iyileştirilmesine, hukuk ve adalet ölçüleri içinde destek verdiklerini aktaran Kılıçdaroğlu, “Türkiye’de ilk kentsel dönüşüm uygulamasını başlatan anlayış, sosyal demokrat belediyecilik anlayışıdır. Ankara’daki Dikmen Vadisi ve Portakal Çiçeği Vadisi uygulamaları, ülkedeki ilk kentsel dönüşüm örnekleridir. Ancak bu örneklerde, yurttaş kendi evini kendi yıkmış, dönüşüm bir şenlik havası içinde gerçekleştirilmiştir. Bunun nedeni ise, projenin muhatabı olan yöre halkının, karar alma süreçlerine dahil edilmesi ve uygulamanın da bu yolda gerçekleştirilmesidir. Kısacası rant için değil, halk için bir uygulama gerçekleştirilmiştir” ifadelerini kullandı.
Kemal Kılıçdaroğlu, CHP’li belediyelerin kısıtlı bütçeleriyle sanatı ve sanatçıyı toplumsal yarar adına desteklediğini, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin ise 19 milyar liralık bütçesinin yüzde birini tiyatroya ayırmaktan vazgeçtiğini, ‘devlet sanatçısı olmaz’ kisvesi altında kendisine bağımlı sanat yaratmaya ve onu desteklemeye çalıştığını savundu. Sosyal demokrat belediyelerin olduğu her yerde sanatın da, sanatçının da el üstünde tutulduğunu aktaran Kılıçdaroğlu, “AK Partili belediyelerin olduğu yerde ise sanatçı da, sanat da düşman ilan edilir. Devlette sanatçı olmazmış, siz daha bunları bilmiyorsunuz. Devleti bilmeyen adamın ‘devlet’ sözünü kullanması yanlıştır. Dünyanın her tarafında, her döneminde sanat da, sanatçı da ödüllendirilmiştir” şeklinde konuştu.
“3'ER AYLIK PERİYOTLARLA KAMUOYU YOKLAMASI YAPACAĞIZ”
Yerel seçimlere yönelik olarak, bilimsel temelli etkin çalışmalar yürüteceklerini vurgulayan Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin 100 ayrı noktasında, 3’er aylık periyotlarla kamuoyu yoklamaları gerçekleştireceklerini vurguladı. Kılıçdaroğlu, “Bu yoklamalar hem CHP’li hem de diğer partili belediye başkanlarıyla yönetilen illerde - ilçelerde gerçekleştirilecek. Belediyelerimizin performanslarını düzenli aralıklarla, maddi temeli bulunan ve sosyal demokrat belediyeciliği sınayan ölçütlerle değerlendireceğiz. Tüm büyük kentlerde proje gruplarımız derhal çalışmaya başlayacak. Projeci belediyecilik anlayışını öne çıkaracağız. CHP’li belediyeleri itibarsızlaştırmaya yönelik operasyonlara, dayanışma içinde karşı çıkacağız. 2014’e ayarlı takvimlerin düzenini bozup, halkla kenetleneceğiz. Her gün belediyemizi müfettiş - denetmen - özel yetkili savcının görevlendirdiği bilirkişi sıfatında 100 kişi ile birlikte açsak da, çalışmanın, üretmenin, dayanışmanın ve onurun erdemiyle zorlukları aşacağız” diye konuştu.