Sağa dönmesi gereken minibüs, yasak olmasına rağmen Çırağan Caddesi’ni düz geçerek yayaların arasına dalıyor ve orta refüjdeki Bilge’yi altına alıyor. Ailenin avukatları, bu yeni görüntüleri mahkemeye delil olarak sunacak ve şoförün “olası kast”la adam öldürme suçundan 25 yıla kadar hapis cezasıyla yargılanmasını talep edecek
Tiyatrodan münazara yarışmalarına, senaryo yazarlığından tango derslerine kadar birçok aktivite içinde yer alan Galatasaray Üniversitesi (GSÜ) İktisat Bölümü 3. sınıf öğrencisi Elbruz Bilge, 26 Eylül 2009’da Beşiktaş Meydanı’ndaki yeşil ışıkta karşıdan karşıya geçerken Beşiktaş-Sarıyer hattında çalışan Cavit Mutluçoban’ın kullandığı minibüsün altında kalarak can verdi.
Kazadan sonra minibüs şoförü, aracının freninin patladığını iddia etti. Ancak bilirkişi incelemesinde frenlerde herhangi bir arızanın olmadığı tespit edildi. Kaza Tespit Tutanağı’nda da şoförün geçme yasağı olan yerden geçtiği ve yaya geçidine yaklaştığında hızını kavşaklara ve dönemece göre ayarlamadığı tespit edilerek asli kusurlu olduğu belirlendi.
8 yıl hapsi isteniyor
İstanbul 7. Asliye Ceza Mahkemesi’nde 12 Kasım’da ilk duruşması görülen davada, minibüs sürücüsü Mutluçoban’ın “Bilinçli taksirle bir kişinin ölümüne neden olmak” suçundan 2.5 yıldan 8 yıla kadar hapisle yargılanmasına devam ediliyor. Ancak aralarında GS’li hukukçular Prof. Dr. Duygun Yarsuvat, Prof. Dr. Köksal Bayraktar, avukatlar Metin Arslan ve Ural Aküzüm’ün de bulunduğu Bilge ailesinin avukatları, “bilinçli taksir”le yargılanan sürücünün TCK’ya yeni giren ve 25 yıla kadar ceza öngören “Olası kast” suçuyla yargılanmasını talep ediyor. Avukatlara göre ortaya çıkan kamera görüntüleri “olası kast” suçunu açıkça gösteriyor.
Saniye saniye ölüm anı
Milliyet’in ele geçirdiği görüntülerde yaşanan trafik terörü saniye saniye gözler önüne seriliyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Trafik Koordinasyon Merkezi’nin kameralarınca kaydedilen görüntülerde, Beşiktaş Meydanı’ndaki Çırağan Caddesi başlangıcında yayalara yeşil ışık yandığı sırada Elbruz Bilge karşıdan karşıya geçiyor. Bu sırada Mutluçoban’ın kullandığı minibüs ise, Barbaros Bulvarı’ndan hızla gelip meydandaki üst geçitte ilerliyor.
Ancak minibüs, zorunlu olarak sağa dönüp Ortaköy istikametine doğru gitmesi gerekirken, caddeyi ortadan kesecek şekilde düz şekilde devam ederek karşıdan karşıya geçen yayaların arasına dalıyor. Önce bazı trafik ışıklarına çarpan minibüs, daha sonra Çırağan Caddesi’nin orta refüjüne çıkarak karşıya geçmekte olan Bilge’yi altına alıyor. Hızını alamayan minibüs caddenin ancak diğer tarafına geçtikten sonra durabiliyor.
Olası kasıt varBilge’nin avukatlarından Metin Arslan, davanın “olası kasıt” kavramıyla yürümesini istediklerini belirterek, “Bir kişi, arabasını kullanırken yaya geçidine girdiğinde bir kişinin ölebileceğini öngörmesine rağmen bunu umursamazsa, bu kasıttır. Sürücü şu an 2.5 yıldan 8 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanıyor. Biz ise bu kişinin suçunun daha ağır olduğuna inanıyoruz. Bu kadar hızlı giderse yaya geçidine girebileceğini biliyordu, bu kasıttır. Olası kasıttır. Bu TCK’ya girmiş yeni bir kavram. Örnek kararlar da var. 20 yıldan 25 yıla kadar yargılanması gerekir. Talebimiz bu yöndedir” dedi.
Görüntü şans eseri kurtuldu
Bayramın 3. gününde arkadaşlarını yitirdikleri noktada buluşan Barış Sinsi, Emre Toraman ve Berk Cin, yeni görüntüler çerçevesinde minibüs sürücüsünün “Olası kast” suçuyla yargılanması gerektiğini söyledi. Bu davanın başkalarına da örnek olması gerektiğini dile getiren GSÜ öğrencisi Barış Sinsi, görüntülerin İBB Trafik Koordinasyon Merkezi’ndeki bir görevlinin dikkati sonucu elde edildiğini belirtti. Sinsi şöyle dedi: “Kazanın ardından bölgedeki iki MOBESE kamerası incelendi. Biri bozuk çıktı, diğeri ise bölgeyi göremiyordu. Meğer orada İBB’nin de kameraları varmış. Belediye 10 günde bir görüntüleri siliyormuş. Şans eseri görüntüleri silmek için inceleyen görevli kazanın görüntüsünü görünce bir dakikalık görüntüyü ne olur ne olmaz diye kaydediyor. Üzerinden günler geçiyor. İlk duruşmanın ardından olay basında yer alınca belediye görevlileri, görüntülerin Elbruz’un öldüğü kazaya ait olduğunu anlıyorlar ve aileye haber veriyorlar.”