BİZE ULAŞIN
Savcıları, 70 yaşındaki kadının şu an 40 yaşına gelen oğlunu isteğine karşı 28 yıl boyunca Stockholm'ün banliyösündeki evinde kilitli tuttuğuna dair delil bulunmadığını söyledi.
Alıkoyma ve bedensel zarar verme suçlamalarını reddeden kadın serbest bırakıldı.
Savcı Emma Olsson, "Kilit altında tutulduğuna, bağlandığında ya da fiziksel olarak olay yerinden çıkmasının engellendiğine dair herhangi bir işaret bulamadık. Kilitli alanların olduğuna yönelik herhangi bir gösterge yok" diye konuştu.
“Adam, evi terk edip etmeme konusu kendisine ait olduğunu söyledi. Yetişkin ve isteseydi çıkabilirdi” diyen savcı, adamı dışarıda gören tanıkların olduğunu da hatırlattı.
40 yaşındaki adamın pazar günü, 70'li yaşlarındaki annenin hastaneye kaldırılmasının ardından bulduğun aktarılmıştı. İddiaya göre adamın bacaklarında yaralar vardı, zar zor yürüyebiliyordu, neredeyse hiç dişleri yoktu ve konuşma yeteneği sınırlıydı.
Savcı, adamın vücudundaki yaraların herhangi bir şiddet olayıyla ilişkili olmayabileceğini söyledi.
Adamın kız kardeşi, annesinin hastaneye kaldırıldığını duyduktan sonra eve gittiğini belirterek, kapıyı açarken, dairenin karanlık içinde, idrar, çürüme, kir ve pislik içinde bulduğunu, 'Merhaba' diye seslendiğinde de herhangi bir yanıt almadığını o yüzden dağınıklığın içinden ilerlemeye çalıştığını söyledi. Daha sonra mutfaktan ses duyunca, oraya yöneldiğini ve adamın karanlık bir köşede oturduğunu anlattı.
Kız kardeşini görünce defalarca adını fısıldadığını ifade eden kız kardeş, adamın ağzında neredeyse hiç diş kalmadığını ve sesinin çok anlaşılmadığını söyledi. Adamın bir şekilde kendisini tanıdığını ve korkmadığını da ekledi.
İsveçli yayıncı SVT'ye konuşan kız kardeş, gençken evden taşındığını ve o zamandan beri erkek kardeşini görmediğini söyledi. Çocukken, okuldan alınan kardeşi konusunda tehlikeye dikkat çekmeye çalıştığını ancak başarısız olduğunu anlattı.
Adam hastaneye kaldırıldığında, doktorlar polisi uyardı ve anne gözaltına alındı.
Sosyal hizmetlerin adamın çocuk yaştayken okuldan alınıp alınmadığını ve izole bir şeklide yaşadığını araştırdığını söyleyen Olsson, "Bir anne olarak uygunluğu sorgulanabilir, ancak bu mesele artık sosyal hizmetlerin işidir" ifadelerini kullandı.
