HABER

İsveç'te ırkçı saldırgan korkusu

İsveç'in Malmö kenti bir kentte düşleyebileceğiniz herşeye sahip. Ülkenin güney kıyılarında, düzenli, müreffeh bir yer. Ama kimi olaylar Malmö'de yaşamın ürkütücü de olabileceğini gösteriyor. Tim Mansell'in izlenimleri.

Tim Mansell

BBC, Malmö

Köşedeki hem terzi, hem de berber olan dükkana yaklaşırken hafif gergin bir haldeydim. Son iki gündür televizyon ekipleri buradan çıkmıyordu. Dükkanın resimleri çarşaf çarşaf yayımlanmıştı gazetelerde.

Dükkanın sahibinin meraklı gazetecilerden bıkmış olabileceğinden korkuyorum.

Oysa ne kadar yanılmışım.

Naser Yazdanpanah beni gördüğüne çok memnun olmuşa benziyor.

Kısa boylu, tıknaz bir adam. Boynunda asılı bır mezura var. Yüzünden gülümsemesi eksik olmuyor. Bir çırpıda bana hayatını anlatıveriyor. İran'dan genç yaşta ayrılmış, 38 yıldır İsveç'teymiş. İslamiyetten Bahai dinine geçtiği ve bu seçiminden dolayı İran'da yaşaması güvenlikli olmadığı için.

İran'dan ayrılalı beri erkek kardeşlerini görmemiş. Gözleri doluyor anlatırken. Hala hayatta olup olmadıklarını bile bilmiyor.

Naser Yazdanpanah'ya, Malmö'de adeta bir yerel kahraman gözüyle bakılıyor. Dükkanı başkalarının gönderdiği çiçeklerle dolu. Bir kahraman Naser, çünkü saldırgana karşı gelmiş bir adam o.

Geçen Cumartesi gecesi dükkanının arka tarafında pantolon ütülerken camın dışında keskin kırılma sesi işitmiş. Birinin cama taş attığını düşünüp ne olup bittiğini anlamak için dışarı çıkınca hemen kapının önündeki bir adamla burun buruna gelmiş. Bana, adamı nasıl omuzlarından kavrayıp ne istediğini sorduğunu anlatıyor, o anı yeniden yaşarcasına...

Adam kafa atarak karşılık vermiş; Naser'ın ön dişlerinden biri kırılmış. Saldırgan kaçıp gecenin karanlığında kaybolmuş.Daha sonra polis, pencere pervazına saplanan mermiyi çıkarmış. Belki de soruşturmada büyük önem taşıyacak bir kanıt...

Naser de polise adam hakkında daha ayrıntılı bilgiler verebildiğini anlatıyor. Turuncu ceket, koyu renk pantalon giymiş, kasketli, üç günlük sakallı biriymiş. Hatta adamın DNA örneği bile mevcut olabilirmiş olay yerinde...

Malmö'de silahlı saldırıların son dönemde artması üzerine polis bir hafta önce eldeki bilgileri halka duyurmaya karar verdi. Halen 19 saldırı olayının soruşturması yürütülüyor. Bu olaylardan biri neredeyse bir yıl önce meydana geldi. Şimdiye dek sadece bir kişi öldü. Yaralananların sayısıysa 8'i buldu.

Caminin önündeki bir adam, "Hava kararmadan evlerime dönüyoruz." diyor. Polis Stokholm'den saldırganın psikolojik profilini çizebilecek bir uzman da dahil olmak üzere, takviye güç istedi. Malmö saldırganı, geçmişte yaşananları bir kez daha hatırlatıyor eylemleriyle.

'Lazermen' döndü mü? 1990'ların başlarında tüfekli bir adam İsveç'in başketinde kol geziyor ve göçmen tipli insanları takip ediyordu.

Tüfeğinde lazer ışığı vardı. Saldırıya uğrayanlar, mermiyi vücutlarında hissetmeden önce giysilerinin üzerinde nokta halinde kırmızı bir ışığın gezdiğini anlatıyorlar. O dönemde saldırıya uğrayanlardan biriyle konuştuğumu hatırlıyorum. Şilili bir adamdı. Yakın mesafeden yanağından ve ensesinden vurulmuştu. Yaşıyor olması bir mucizeydi."Lazermen" adı takılan adam yakalandı; halen ömür boyu hapis cezasını sürdürüyor.

Hapisten verdiği çeşitli mülakatlarda, kısa bir süreyle parlamentoda temsil edilen ve İsveç'in görece bonkör göçmenlik politikalarını karalayan bir politika izleyen yeni sağcı partiden esinlendiğini anlatmıştı sonradan.

2010'a dönelim 90'lardan...

Daha geçen ay, göçmenlik konusu ve Müslümanların Avrupa'yı ele geçirmekte olduğu gibi söylemlerle, bir sağcı parti daha İsveç parlamentosuna seçildi. Parti özellikle Malmö'de büyük destek topladı.

Kentte bir iki dakika yürüyün, burada yaşayanların neredeyse yarısının göçmen kökenli olduğunu anlarsınız.

Malmö'de 140 dil konuşuluyormuş. Kentin en ünlü ismi de kuşkusuz, İsveç'ten çıkıp uluslararası ün kazanan futbolcusu, Balkan kökenli bir aileden gelen Zlatan Ibrahimoviç.

Şu sırada herkesin konuştuğu şey, bugünlerde Malmö'de dehşet saçan kişinin, yaptıklarının siyasi platformda onay aldığı gibi bir hayalle hareket edip etmediği.Bu noktada, yeni seçilen göçmenlik karşıtı partinin saldırganın tutuklanmasını sağlayacak kişiye ödül vaad ettiğini de belirtmeliyim.

Saldırganın hangi niyetlerle bu eylemlerde bulunduğunu anlamak, yakalanmadıkça anlaşılamayacak. Ama herkes adamın ne düşünüyor olabileceğini düşünüyor ve herkes korku içinde.

Yok, herkes de değil aslında. Naser Yazdanpanah değil örneğin.

Pantolon tamiri ve saç sakal kesimiyle günde 13 saat çalışıyor ve yılda sadece iki gün, Noel günü ve 1 Ocak günü izin yapıyor.

"Korkuyoruz dersek, o zaman onlar kazanmış olur. Mücadeleye devam etmemiz lazım." diyor.

Kendisini tanıyalı yarım saat bile olmadı ama, ayrılırken sıkı sıkı sarılıyor bana Naser...

En Çok Aranan Haberler