İSTANBUL (İHA) - Nijerya'da 6 Nisan'da fidye için kaçırılan ve 22 Nisan'da serbest bırakılan İlker İzci ile Murat Orhan adlı Türk mühendisler Türkiye'ye geldi.
THY'nin Lagos-İstanbul seferini yapan tarifeli seferiyle bu sabah saat 07:30'da Nijerya'dan gelen Türk mühendislerini Atatürk Havalimanı'nda ailesi, arkadaşları ve basın mensupları karşıladı. "Nijerya Deltasını Özgürleştirme Hareketi" adlı bir grup tarafından kaçırıldığı belirtilen ve yaklaşık 3 hafta esir kaldıktan sonra Türk Dışişleri Bakanlığı'nın girişimleri ile serbest bırakılan İzci ve Orhan'ın aileleriyle karşılaşmasında duygusal anlar yaşandı. İlker İzci ve Murat Orhan, yardımlarından dolayı
Cumhurbaşkanı adayı Abdullah Gül'e teşekkür etti.
Merpa Şirketi'nde çalışan İlker İzci ve Murat Orhan, ailelerine yeniden kavuştukları için çok mutlu olduklarını belirtti.
İlker İzci ve Murat Orhan, başlarından geçen olayı şöyle anlattı: "6 Nisan günü toplantıdan çıktık. Eve giderken 3 kişi yolumuzu kesti. Öne ve arkaya silahlı kişiler bindi. Polis üniformalı oldukları için rahatlıkla kontrollerden geçtik. Yaklaşık bir yarım saat sonra bizi istedikleri yere getirdiler. Sonra yere yatırdılar. Daha sonra Murat'la ikimizi tekneye koydular ve üzerimizi örttüler.Bottan indirildiğimizde hava kararmıştı. Toplam iki buçuk saat sürdü. Daha sonra ilk kontak bilgileri istendi bizden.
'Özgürlük hareketi tarafından kaçırıldınız, isteklerimiz size bildirilecek' dediler. Önce liderlerinin bırakılmasını istediler sonra işi pazarlığa bıraktılar."
Üzerlerinde kaba bir baskı olmadığını söyleyen Türk mühendisleri, sözlerini şöyle sürdürdü: "Amaçlarının para olduğu anlaşıldıktan sonra psikolojik baskıya döndü. Sabahın altısında uyandırılıyorsunuz, insanlarınızı arayın, konsolosunuzu arayın, başbakanınızı arayın, nereden para bulabilirseniz diye. Dünya Bankası'ndan para isteyin diyecek kadar cahil adamlar vardı, aralarında. Adamların elindeki kalaşnikof sonuçta. O anda eliniz ayağınız boşalıyor. Yapabileceğiniz hiçbir şey yok."
İlker İzci ve Murat Orhan, "Kaçırıldıkları süre içerisinde umutlarını kaybettikleri anların olup olmadığı" sorusuna, umutlarını zaman zaman kaybettiklerini belirten cevap verdiler.
İlker İzci ve Murat Orhan, kurtarılmaları için girişimlerde bulunan Abdullah Gül'ün Cumhurbaşkanı adayı olduğu sorusuna ise şöyle karşılık verdiler: "Zaten kendileri biz kurtarıldıktan sonra telefon etti, hatırımızı sordu, sağlık durumumuzun nasıl olduğunu sordular. Zaten kalıcı bir iz yoktu. Kaldığımız ortamlar çok kötü olduğu için belli sağlık problemleri ortaya çıktı. Murat'ın vücudunda bazı enfeksiyonlar ortaya çıktı. Şu an zaten ilaç tedavileri devam ediyor. Sıkıntımız, neyin ne zaman biteceğinin
bilinmemesiydi. Bırakıldığımız günün ertesi günü orada Cumhurbaşkanı seçimi vardı. Bu saldırı bize direkt şahsi olarak yapılmamıştı. Ancak o bölgede bir tehlike olduğunun farkındaydık. Bu iş yapıldıktan sonra fark ettik hedef bizdik. Tekrar Nijerya'da çalışıp çalışmayacağımızı dinlendikten sonra kararlaştıracağız. Şu an çok yorgunuz."
MERPA Şirketi yetkilisi Tuncer Şahin, Nijerya'nın Türkiye tarafından çok bilinen bir ülke olmadığını belirterek "130 milyon nüfuslu ve petrol üretiminde dünyada altıncı büyük ülke. Pazarlık tarafına biz hiç karışmadık. Önceki talepleri siyasiydi. Daha sonra işi pazarlığa döktüler. Bizim korkumuz sürenin uzamasıyla beraber hasta olan arkadaştan endişe duyduk. Para konusunda bir şey söyleyemeyeceğim. Firma olarak kendimiz ödedik. Oradaki iş adamları yardımcı oldular" dedi.
İki mühendisin kaçırılmasından sonra başta Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül olmak üzere birçok yetkili Nijerya makamları ile iş birliği yaparak kaçırılan Türklerin serbest bırakılması için çaba göstermişti.