HABER

Kan davası sefalete sürükledi

Adıyaman'da, 2008 yılında iki aile arasında 2 kişinin ölmesi ve 6 kişinin de yaralanmasıyla başlayan kan davası yüzünden Kamış ve Aktaş aileleri zorunlu olarak göç etti.

Akraba 2 aileden yaklaşık 100 kişi dönemin Adıyaman Valisi, Kahta Kaymakamı ve İl Jandarma Komutan'ından oluşan komisyon tarafından geçici olarak 6 aylığına yerleştirildikleri Şanlıurfa'da 14 aydır perişan bir şekilde yaşamlarını sürdürüyor.

Kan davası nedeniyle Adıyaman'dan göç ettirilen yaklaşık 100 kişi, 6 aylığına geçici olarak yerleştirildikleri Şanlıurfa'nın Hilvan ilçesine bağlı 3 ayrı köyde 14 aydır sefalet içersinde yaşıyor. Yerleştikleri evlerde iç içe yaşayan ve ölüm korkusuyla köyden dışarı adım atamayan göç mağduru 23 aile, köylülerin yardımı ile geçiniyorlar.

Adıyaman'ın Kahta ilçesine bağlı Yeni Kuşak ve Nergis Tepe köylerinde yaşayan Kamış, Aktaş aileleri ile Alagöz ve Kartal aileleri arasında uzun süredir devam eden husumet 2008 yılında silahlı kavgaya dönüştü. İddiaya göre Kahta'ya bağlı Yeni Kuşak ve Eski Taş köylerinde yaşayan Alagöz ve Kartal aileleri, 2008 yılının Kasım ayında yaşadıkları Yeni Kuşak köyünde Kamış ve Aktaş ailelerinin evine baskın düzenledi. Çıkan silahlı çatışmada Cahit Kartal ile Yusuf Alagöz olay yerinde öldü. Efendi Kamış, Habip,

İlyas, Mehmet, Zahide ve Fatma Aktaş ise yaralandı. Olaydan 4 gün sonra evleri yağmalanan Aktaş ve Kamış aileleri mecburi olarak Nergis Tepe köyüne göç etti ve burada da ikinci kez saldırıya uğradılar. Her iki taraftan 11 kişi olmak üzere toplam 22 kişi tutuklandı. Daha sonra kan davalı iki aileden fazla insanın ölmemesi için dönemin Adıyaman Valisi Ramazan Sodan, halen Kahta Kaymakamı olan Çoşkun Açık ile Jandarma Komutanından oluşan heyet bir komisyon oluşturdu. Kahta Kaymakamı Çoşkun Açık, kalıcı yer

bulununcaya kadar Aktaş ve Kamış ailelerini daha önce görev yaptığı Şanlıurfa'nın Hilvan ilçesine geçici olarak yerleştirilmesini önerdi. Kaymakam Açık'ın önerisi üzerine kan davalı olan 23 aile Hilvan'ın Çimdeli, Çakmak ve Ömerli köylerine yerleştirildi.

Kan davası nedeniyle öldürülme korkusu yaşayan aileler Adıyaman'daki köylerini terk ederek Şanlıurfa'nın Hilvan ilçesine geldi. 6 aylığına göç ettikleri Hilvan ilçesinde 14 aydan beridir sefalet içersinde yaşamlarını sürdüren aileler, kendilerine verilen sözlerin tutulmasını istedi. Her an ölüm korkusu ile yaşayan Kamış ve Aktaş aileleri, geçimlerini yerleştirildikleri köyde köylülerin yardımıyla sağlıyorlar. Köylülerin desteğiyle eğitimlerini geçici olarak geldikleri köylerde sürdüren ve babaları

cezaevinde olan çocuklar korku içinde okula gidip geliyor.

Kahta'dan göç etmek zorunda kalan 23 aileden Yusuf Kamış, yaşadıkları köyde üstünlük kurmak isteyen Alagöz ve Kartal ailelerinin 12 Kasım 2008 günü köyde kendilerine saldırı düzenlediğini söyledi. Çıkan silahlı kavgada karşı taraftan 2 kişinin öldüğünü belirten Kamış, "Bizim taraftan da 6 kişi yaralandı. Bu olay üzerine yaşadığımız Yeni Kuşak köyünden akrabalarımızın bulunduğu Nergis Tepe köyüne göçtük. 4 Gün sonra burada da bize saldırıda bulundular. 2 kişinin ölümü üzerine Alagöz ve Kartal aileleri

bizlere kin gütmeye başladı. Dönemin Adıyaman Valisi, Kahta Kaymakamı ve Adıyaman İl Jandarma Komutanından oluşan bir komisyon kuruldu. Komisyon kalıcı yer temin edinceye kadar bizleri 6 aylığına geçici olarak Hilvan'a yerleştirdiler. Eşyalarımızı da Kahta Belediyesi'nin araçlarıyla taşıdılar. Komisyon bize 6 ay içersinde kalıcı yer bulacağını konut ile terk ettiğimiz köydeki bin dönüm arazimize karşılık yerleştirilen yerde bizlere arazi verileceği söylendi. Bunun üzerine köyden ayrıldık. 14 aydan bu yana

Hilvan'da yaşıyoruz. Akrabalarımızdan 16 aile Çimdeli köyünde, 5 aile Çakmak köyünde, 2 aile de Ömerli köyüne yerleştirildik. Bir evde 4 aile yaşamak zorunda kaldık. İş yapamıyoruz. Korkudan dışarı çıkamıyoruz. Köylülerin yardımıyla geçiniyoruz. 14 aydan bu yana perişan durumdayız. Köyümüze dönemiyoruz, sulu tarlalarımızı ekip biçemiyoruz. Bize verilen sözlerin yerine getirilmesi istiyoruz. Daha ne kadar sefalet içersinde yaşayacağız. Bize kalıcı konut ve arazimize karşılık arazi sözü verildi. Bu sözlerin

yerine getirilmesini istiyoruz" dedi.

Çok zor durumda olduklarını belirten Efendi kamış ise, "Geri kalan tarlalarımız şuan orada duruyor. Hiç faydalanamıyoruz oradan. Burada şuan hiç bir iş yapamıyoruz, çalışmıyoruz. Köylülerin yardımı ile geçinmeye çalışıyoruz. Şuan hiç iş imkanımız yok. Şuanda cezaevinde kalan yakınlarımızın çocuklarına da köylüler bakıyor. Büyük çocukları yok. Hepsi küçükler. Çalışacak kimseleri de yok. Hep köylüler bakıyor çocuklarına. Onlarda bizim gibi mağdurlar. Devletten beklentilerimiz, bize sıcak bir yuvadır. Bizim

imkanımız yok şuan. Bize bir ev versinler. Bizim geride kalan evlerimizin hepsinin yıkıldığını duydum. Bizim arazimiz kamulaştırılsın yada burada hazineden değiştirsinler" diye konuştu.

Bir odada 10 kişi kaldığını belirten köy sakinleri ise, "Bir odaya 10 kişi sığmaz. Beklentimiz devletten bu ailelere bir ev sahibi yapmasıdır. Mardin olayı çözüldü, bu ailelerin olayı çözülmedi. Geri dönme imkanları da yok. Olsaydı zaten geri dönerlerdi. Zaten evleri de yıkılmış. Bir şeyleri yok artık orada, nereye gidecekler? Herhalde 90 kişi buraya geldiler. 23 aile geldi buraya. Eğer biz onlara yardım etmezsek bu aileler sokakta kalacaklar" dedi.

Adıyaman Valisi Ramazan Sodan ise, konuyla yakından ilgilendiklerini ve konuyu Bakanlığa bildirdiklerini ifade ederek, göç eden ailelerin arazilerini uygun fiyata satılması için Kahta Kaymakamlığı ve ilçenin ileri gelenlerinin seferber olduğunu ifade etti.

Vali Ramazan Sodan, "Aileler Şanlıurfa'ya zorla gönderilmedi. Aileler arasında daha büyük sıkıntılar yaşanmaması için böyle bir yönteme başvuruldu ve aileler kendi istekleriyle taşındılar. Kaymakamlık Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı tarafından ailelerin taşınmasına devlet olarak katkı sağladık. Taşınmak zorunda kalan ailelerin arazilerinin satılması için Kahta Kaymakamlığı, belediyesi ve ilçenin ileri gelenleri diğer ailelerle görüşüyor. Arazinin uygun bir fiyata satılmasını istiyoruz. 2009 yılı

içersinde Aktaş ve Kamuş ailelerine ait arazilerdeki ekinler Jandarma kontrolünde hasat edilerek, tarafsız kişiler tarafından bedelleri ailelere teslim edilmiştir. Araziler üzerinde korunacak meyve bahçeleri bulunmamakla birlikte, devlet olarak biz ailelerin arazinin satışı noktasında anlaşmalarını sağlamaya çalışıyoruz. Şuan aileler arasındaki fiyat farklarını aza indirerek anlaşmalarını sağlamak için çabalıyoruz.

En Çok Aranan Haberler