21 Mayıs 2015, Perşembe
Karadeniz'deki seçim gezime Samsun'dan 19 Mayıs'ta başladım.
Buradan kıyı hattı boyunca yavaş yavaş doğuya doğru ilerleyerek seçim öncesi esen rüzgarları anlamaya çalışacağım.
Her şehrin ilk bakışta göze çarpan bir yanı vardır. Samsun'da da Mustafa Kemal'in 19 Mayıs 1919'da çoğumuzun ezbere hatırlayacağı ifadeyle "köhne bir gemiyle" bu kente ayak basmış olmasının, böylesi tarihi bir ana sahne olmuş olmasının izleri ve gururu her yere sinmiş gibi.
Kentin girişindeki tabelalardan, caddelerinin, parklarının, binaların isimlerinden tutun da sokakta sohbet ettiğiniz insanlardan, her partiden politikacının söylemlerine kadar.
Seçim çalışmalarının ara ara bazı seçim araçlarının geçişi dışında sakin geçmesinden ve her yerlere parti bayrağı ve afiş asılmamış olmasından herkes memnun görünüyor.
Samsun 1 milyon 300 bini aşan nüfusu ile bir büyükşehir. Hem çevresindeki iller ile büyük tarım havzalarının hem de önemli iç Karadeniz illerinin doğal merkezi konumunda.
Karadeniz bölgesinin son 10-15 yıl içindeki genel siyasi özelliklerini de sandığa yansıtmış bir kent.
AKP'nin üç genel seçim üst üste oylarını sürekli artırarak 2011'de yüzde 60 ve üzerini yakaladığı, onu epey geriden CHP ve MHP'nin izlediği önemli bir merkez.
Bu seçimde de bu eğilimlerin devam edip etmeyeceği, seçmenin başta tarım, sanayi ve çevre olmak üzere çeşitli konularda oylarının yönünü etkileyecek değişimler görüp görmediği ve nihayet küçük partilerin, özellikle de barajı aşma çabası ilgiyle izlenen HDP'nin bu epey zayıf olduğu ve geçmişte tepki aldığı bölgede nasıl karşılandığı, geziye başlarken aklıma gelen ilk sorular.
Ama seçim gezileri insanı şaşırtır, yakından baktığınızda hiç bir şeyin ilk göründüğü gibi olmadığını farkedersiniz.
Bakalım bu kez Karadeniz neler gösterecek, neler anlatacak…