HABER

Karayolları arazisinin satışına karşı iptal davası

Karayolları arazisinin satışına karşı iptal davası

ANKARA(ANKA)- Yapı-Yol Sen, 800 milyon dolar ile Zorlu Grubu'nun ihalesini kazandığı Karayolları'nın Zincirlikuyu'daki arazinin satışına ilişkin Özelleştirme Yüksek Kurulu (ÖYK) kararının iptali istemiyle dava açtı. Danıştay 13'üncü Daire Başkanlığı'na yapılan başvuruda, kurumların elindeki araziyi imarlı arsaya dönüştürerek satamayacağı belirtilerek, Zorlu Grubu'na yapılan satışın hukuka aykırı olduğu bildirildi.

Yapı-Yol Sen, Zorlu Grubu'nun kazandığı Karayolları ihalesinin iptali istemiyle Danıştay 13'üncü Dairesi'ne 18 Nisan 2007'de dava açtı.

Sendika geçtiğimiz günlerde de Zincirlikuyu'daki arazinin satışına karşı, lojman boşaltma kararının yürütmesinin durdurulması istemiyle İstanbul Nöbetçi İdare Mahkemesi'nde dava açmıştı. Yapı-Yol Sen'in, 28 Şubat ve 12 Mart 2007 tarihlerinde verdiği dilekçelerde, bu arazinin Tekel'e devrine ilişkin işlemin ve Zorlu Grubu'na satışına ilişkin ÖYK kararının durdurulması talep edildi. Dilekçede 15 Ağustos 2006 tarihli ÖYK kararı ile Maliye hazinesine ait Karayolları 17'inci Bölge Müdürlüğü'nün kullanımında olan arazinin özelleştirme kapsam ve programına alındığı anımsatıldı. ÖYK'nın bir kamu kurumu arazisini özelleştirme kapsamına alamayacağına dikkat çekilerek, "Kurul ortaya ekonomik olarak bir kuruluşun kullanmasında fayda görülmeyen araziyi satabilir. Maliye hazinesi özelleştirilmediğine göre, kurumların elindeki arazi imarlı arsaya dönüştürülerek satılamaz" denildi.

"KANUNA KARŞI HİLE"

ÖYK'nın "kanuna karşı hile" yaptığı öne sürülen dilekçede, "Kurul'un satış ve ihale ilanları verilmiş olan araziyi genel bütçe kapsamında olmayan Tekel A.Ş'ye devrindeki amacı da açıkça görülüyor. Zincirlikuyu arazisi genel bütçeli kuruluşların hemen hemen bütününde olduğu gibi tapuda Maliye hazinesine aittir" denildi.

ÖYK kararı ile satışın onaylanmasının 10 günlük süre içinde yapıldığı anımsatılarak, şu ifadelere yer verildi:

"DEVLET ARSA SPAKÜLASYONU YAPAMAZ"

"Yapılan işlemde kamu yararı olmadığı açık. Tekel'e yapılan devir geçersizdir. Toplumu yakından ilgilendiren kararlarda idarenin toplumu bilgilendirme ve şeffaf davranma yükümlülüğü olduğu açıktır. Kamulaştırdığı bir arazi daha sonra kamulaştırma amacına aykırı kullanılamaz. Yani vatandaşın elinden ‘yol yapacağım' diye alınan yer daha sonra rant tesisleri için pazarlanamaz. Yani devlet kamulaştırma ile ‘arsa spekülasyonu' yapamaz. Kaldı ki Boğaziçi Yasası'nın temel amacı da her türlü imar uygulamasında öncelikle peyzajın korunmasıdır. Bu Yasa varken bina yüksekliklerini serbest bırakan bir planın onaylanması hukuka aykırıdır. Dünyada hangi peyzaj, yüksekliği sınırlanmayan yapılaşmalarla korunabilir?"

En Çok Aranan Haberler