İstanbul Gaziosmanpaşa'da yaşayan tekstil işçisi Vezir (30) ve ev hanımı Zeynep (28) Bulut çiftinin 11 yaşındaki oğlu Barış Furkan'a 8 aylıkken talasemi teşhisi konuldu. Her ay düzenli kan alması gereken Barış'ın sağlığına kavuşabilmesi için tek çaresi ilik nakli olduğunu öğrenen Bulut çifti, Barış'a hayat vermesi için ikinci bir çocuk dünyaya getirmeye karar verdi. Çift, talasemi taşıyıcısı oldukları için doğacak çocuğun da talasemili olma riskine karşı doğacak bebeğin hastalıktan arındırılması amacıyla
genetik ayıklama yöntemi için özel bir tüp bebek merkezine başvurdu. Ancak aileden yaklaşık 20 bin TL istenince maddi imkansızlıklar nedeniyle genetik ayıklama yönteminden vazgeçen Bulut çifti, talasemi riskine rağmen ikinci çocuğu dünyaya getirmeye karar verdi. Anne Zeynep Bulut, 5 yıl önce Züleyha ismini verdikleri bir kız bebek dünyaya getirdi. Yapılan tetkiklerin ardından Züleyha bebeğin sağlıklı olduğu ve dokuları da Barış'a birebir uyduğu belirlendi.
ZÜLEYHA BEBEĞİN BÜYÜMESİ BEKLENDİ
Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve hastalıkları Anabilim Dalı'na başvuran Bulut çiftine Züleyha bebeğin 2 yaşına gelmesi ve 14 kiloya ulaşması gerektiği söylendi. 3 yıl beklenen sıra sonunda Züleyha alınan ilik, saklanan kordon kanıyla birlikte Barış'a nakledildi. Kök hücre ünitesinde 45 gün tedavi gören Barış, sağlıklı bir şekilde taburcu edildi.
DUALARIMIZ KABUL OLDU
Anne Zeynep Bulut, "Eşimle taşıyıcı olduğumuz için doğacak çocuğumuzun da talasemili olma ihtimali yüksekti. Ama ben sağlıklı olacağını hissettim. Bebek hem sağlıklı hem de dokuları yüzde 100 uyumluydu. Nakilden sonra sağlık durumu her geçen gün iyiye gidiyor. 11 yıldır kan alıyordu, artık hiç kan almıyor. Dualarımız kabul oldu" dedi. Baba Vezir Bulut da, "Artık hastaneye sadece rutin kontroller için gidiyoruz. Oğlumuzu böyle sağlıklı görmek bizi çok mutlu ediyor" diye konuştu.
KARDEŞE ÖPÜCÜKLE TEŞEKKÜR
İlköğretim 6'ncı sınıfta okuyan Barış Furkan ise sağlığına kavuşmanın mutluluğunu, "En çok kan beklemekten sıkılıyordum. Kanın verilmesi 2 saati buluyordu. Ayrıca kan vericisi bulmakta zorlanıyorduk. Hastalığım nedeniyle hiçbir şey yapamıyordum. Top oynayınca hemen yorulup düşüyordum. Vücuduma sürekli iğneler takılıyordu. Artık yorulmadan koşabileceğim. Hastalığım nedeniyle okuluma da ara vermek zorunda kaldım. Artık okuluma döneceğim ve arkadaşlarıma kavuşacağım için çok mutluyum. Kardeşime beni kurtardığı için teşekkür ediyorum" dedi.