HABER

"Kerkük oldu bittiye getirilemez"

ANKARA (İHA) - Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Namık Tan Türkiye'nin Kerkük'e ilişkin önceden belirttiği görüşlerinde bir değişiklik olmadığını belirterek, "Türkiye Kerkük'ün statüsünün oldu bittiye getirilmesine seyirci kalamaz" dedi.

Tan, Dışişleri Bakanlığı'nda öğle saatlerinde düzenlediği basın toplantısında Avrupalı diplomatların Türkiye ile AB arasındaki müzakerelerin 2005 Nisan ayında yapılacak olan Türkiye-AB ortaklık konseyi toplantısı ile başlayabileceğine dair görüşlerini değerlendirdi. Tan, müzakerelerin başlaması konusunun Kopenhag Zirvesi'nde karara bağlanacağını hatırlatarak, 2002'deki Kopenhag Zirvesi'nde Türkiye'nin Kopenhag kriterlerini yerine getirdikten sonra zirveden çıkacak müzakere kararının geciktirilmeksizin başlatılmasının öngürüldüğünü hatırlattı.

Tan, 'geciktirilmeksizin' şeklindeki ifadenin süresinin bir iki ayı geçmemesi gerektiğini kaydederek, "Müzakerelerin ne zaman başlatılacağı AB tarafından belirtilir. Bunun bir an önce yapılması bizim beklentimizdir" dedi. Tan, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin 17 Aralık öncesi Türkiye'nin kendilerini tanınmasına yönelik faaliyetlerini artırdığının hatırlatılması üzerine, Rumların daima bir taleple ortaya çıktığını ifade etti. "Rumlar Kıbrıs üzerindeki çözümsüzlüğün kendi üzerlerindeki payını üzerlerinden atmaya çalışmaktadır" şeklinde konuşan Tan, çözümsüzlüğün sorumluluğunun kimde olduğunun tüm dünya tarafından bilindiğini söyledi. Kerkük'e ilişkin Türkiye'nin hassasiyetlerine yönelik bir soruyu değerlendiren Tan, Türkiye'nin bu konuda daha önceden belirttiği görüşlerinde hiçbir değişiklik olmadığını söyledi. Tan, Irak'da halen yürürlükte bulunan geçici idari yasa uyarınca Kerkük'ün nihai statüsünün ileride belirleneceğini söyledi. Tan bu konuda şunları söyledi:

"Ortada gayet açık tarihi gerçekler var. Bu çerçevede Kerkük çeşitli etnik grupların yaşadığı bir kent olagelmiştir. Burada dikkat edilmesi gereken husus kentin demografik yapısının değiştirilmesine teşebbüs edilmemesi ve söz konusu etnik grupların kentte barış huzur ve güvenlik içinde bir arada yaşamalarıdır. Bu, Kerkük'ün ileride verilecek statüsünün de esasını oluşturacaktır. Irak içindeki çeşitli grupların bu konuda hassasiyetleri olduğunu herkes bilmektedir. Bunun yanısıra gerek Irak'a komşu ülkelerin gerek uluslararası camianın Kerkük'ün özel statüsü konusunda hassasiyetleri bulunmaktadır. Bu hassasiyetler konunun bölge istikrarı, barışı, refah ve dengeleri ile birbirleriyle bağlantısından kaynaklanmaktadır. Kerkük'ün nihai statüsünün bütün bu beklentileri yansıtacak ve aynı zamanda Irak'ın herkesin arzu ettiği gibi kendisiyle, komşuları ve uluslarası camia ile barışık huzur, refah ve istikrar içerisinde örnek bir ülke hüviyetini kazanmasını temel oluşturacak mahiyette olması gerekir. Türkiye bahse konu esaslara dayalı statünün oldu bittilere getirilmesine seyirci kalamaz. Kerkük'ün statüsünün gelecek yıl Yeni Irak Anayasası'nı hazırlayacak seçilmiş parlementosu tarafından Irak halkının onayına sunulacak bu anayasa çerçevesinde kalıcı çözüme kavuşturulması Kerkük üzerindeki tartışmalara son verilmesi için uygun bir yöntem olacaktır" dedi.

Tan, hafta başında Ankara'da temaslarda bulunan IKDP Genel Başkanı Mesut Barzani ile yapılan temaslarda kendisine geniş bir perspektif çevirdiğini söyledi. Oluşan havanın olumlu olduğunu belirten Tan, Barzani'nin de Ankara'dan ayrılışı öncesinde bu esasları teyit eder mahiyette açıklamalar yaptığını söyledi. Tan, Barzani ile yapılan görüşmede Türkiye ve Irak arasında hava sahasının yeniden açılması konusundaki görüşmelerin sorulması üzerine, bu konunun teknik görüşmelerde ele alınmış olabileceğini bildirdi. Tan, "Bu tür konularda şartlar olgunlaşırsa böyle bir talebin merkezi Irak hükümeti tarafından yapılması gerekir" dedi.

En Çok Aranan Haberler