Ankara (AA)- CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu, AK Parti'nin, "ağır ağır Hitler ve Peron yönetimine giden bir görüntü sergilediğini" ileri sürdü. Kılıçdaroğlu, AK Parti Grup Başkanvekili Nihat Ergün'ün, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'a yönelik sözlerine, TBMM'de cevap verdi.
Ergenekon'un, "hukuk katliamı" olduğunu savunan Kılıçdaroğlu, "Neden hukuk katliamı? Eğer, bir davanın savcısı, bir ülkenin başbakanıysa o ülkede hukukun çalışmadığını, Başbakan kendisi itiraf etmiş oluyor" dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, "Ben bu davanın savcısıyım" dediğini ifade eden Kılıçdaroğlu, "Acaba Sayın Ergün, Başbakanı böyle bir açıklama yaptığında, çıkıp televizyona, bir yasama organının üyesi olarak, 'Sayın Başbakan, siz doğruyu söylemiyorsunuz, yanlış yapıyorsunuz, siz bir davanın savcısı olamazsınız' dedi mi? Demedi. Anamuhalefet partisinin temel görevi, yanlışları kamuoyuna duyurmaktır" diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, Ergün'ün, "Türkiye bir hukuk devletidir, kimseye ayrıcalık tanınamaz" sözlerine işaret ederek, Ergün'e, "Dokunulmazlık kimin ayrıcalığı? Dokunulmazlık, kendisinin ayrıcalığı değil mi? Madem hukuk davasıydı, kimseye ayrıcalık tanınmıyordu, size niçin bu ayrıcalık tanındı?" sorularını yöneltti.
Ergün'ün, "Sayın Baykal'ın dinleme iddialarını gördük, bir komisyon kurduk" dediğini anımsatan Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"CHP'de dinlenme olup olmadığını AKP, kimlerle kurduğu komisyonla belirledi? Sayın Ergün, hukuk devletinden söz ediyor. Bu ülkede yargının bağımsız olmadığını, AB İlerleme Raporlarından okumadı mı? Yargının bağımsız olmadığına yönelik Yargıtay Başkanlar Kurulunun, bundan 2 yıl önce açıkladığı bildiriyi duymadı mı? Yargının bağımsız olmadığını, savcılara baskı yapıldığını, en son dinlemeyle ilgili görev yapan bir savcının, pasif bir göreve atandığını Sayın Ergün duymadı mı? Dinlemeyle ilgili birimin başkanlığına, sadece Başbakanın imzasıyla atama yapan, dünyada acaba hangi demokratik ülke var?"
-"DEMOKRASİ ANLAYIŞI"-
Yargı üzerinde, "olağanüstü bir baskı" olduğunu iddia eden Kılıçdaroğlu, AK Parti'nin hoşuna gitmeyen bir karara karşı Adalet Bakanlığı Teftiş Kurulu'nu, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun mu yoksa Adalet Bakanı'nın mı harekete geçirdiği sorusunu yöneltti. Kılıçdaroğlu, Nihat Ergün'ün, Teftiş Kurulu'nun, Adalet Bakanlığı'na bağlı olmasının mantıklı bir açıklamasını yapıp yapmayacağı da öğrenmek istedi.
CHP'li Kılıçdaroğlu, AK Parti kanadının, Cumhuriyete, aydınlanma ve demokrasiye karşı, belli yargı organlarını kullanarak savaş açtığını ileri sürerek, vatandaşları duyarlı olmaya davet etmenin, CHP'nin görevi olduğunu söyledi.
Ülkede demokrasiyi Nihat Ergün'den ve AK Parti'den daha fazla istediklerini belirten Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"AKP'nin demokrasi anlayışı, tek parti yönetiminin demokrasi anlayışıdır. Çoğunluk esasına dayanır, çoğulculuğa değil. Muhalefetin sesini kısma üzerine dayanır, onların özgürce konuşması üzerine değil. AKP'nin demokrasi anlayışı, medya üzerine baskı kurarak, kendi yandaş medyasını yaratma üzerine dayanır, bağımsız ve özgür haber yapmasını sağlamak değildir. Bu nedenlerle AKP, Genel Başkanımızın söylediği gibi; Hitler ve Peron yönetimine ağır ağır giden bir görüntü sergilemektedir."