HABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Kılıçdaroğlu'nun gözleri doldu sözlerine başlarken sesi titredi

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında konuştu. “Hak-hukuk-adalet” sloganları karşısında sesi titreyen, ağlamaklı olan Kılıçdaroğlu konuşmasına, “Beni duygulandırıyorsunuz arkadaşlar” diye başladı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında yaptığı açıklamada yapılan atamalara tepki gösterdi. Vakıfbank Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığı'na atanan Hamza Yerlikaya'ya "Elde ettiğin başarıları gölgeleme, teşekkür ederek bu görevi iade et kardeşim. O koltuğa oturma" sözleriyle seslenen Kılıçdaroğlu, liyakat vurgusu yaptı. CHP lideri seçim sistemi tartışmaları ve AK Partili Emre Cemil Ayvalı'nın sözleri hakkında da önemli açıklamalarda bulundu.

CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından öne çıkan satırbaşları şöyle:

ADALET YÜRÜYÜŞÜ'NÜN 3. YILI

Bu cennet gibi vatanda kardeş olalım, kavga etmeyelim diye yürüdük. Bir çocuk bile yatağa aç girmesin diye yürüdük. Bizim dışımızdaki canlıların da hakkı hukuku vardır diye yürüdük. Kalemini satmayan, özgürce yazı yazan gazeteciler için yürüdük. Biz bu yürüyüşü hiçbir kişisel beklenti içinde olmaksızın 83 milyonun adalet talebi için yürüdük. Hala aynı noktada mıyız? Hayır. O bizim ilk adımımızdı. Biz bu mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceğiz. Yürürken bir yokuştan çıkıyoruz, Altan Öymen yanımda, yokuşu çıkmak biraz zor. Etrafta çam ağaçları var, kuşlar cıvıldaşıyor, döndüm dedim ki, bu güzel ülkede neden birlikte yaşayamıyoruz. Neden kavga ediyoruz. Siyaset neden bu kadar kirlendi. Aynı talebi. Hakkı hukuku savunacağız. İnsanlık tarihi adalet mücadelesi tarihidir. İnsanlık hep adaleti aramıştır. Gelen bütün peygamberler adalet için gelmiştir. Güzel ahlakı temsil etmek için gelmişlerdir, liyakat için gelmişlerdir. Eğer, insansak, insanlığın hakkını vereceksek, bizim gibi düşünmeyenlerin hakkı vardır diye düşüneceksek, adalet dünyanın ortak paydası olmak zorundadır.

Yürüdüm, hiç kimseyi de davet etmedim. Adalet talebi o kadar yoğun ki, milyonlar eşlik etti. Herkes adalet istiyor. Bugün de herkes adalet istiyor, yarın da herkes adalet isteyecek.

"BÜTÜN BELEDİYE BAŞKANLARINA YÜREKTEN TEŞEKKÜR EDİYORUM"

Buradan bütün aile hekimlerine şükranlarımız ifade ediyorum. Onlar da bu mücadelede ana aktörlerden bir tanesiydi. Sorunları var biliyorum, meraklanmasınlar, çözümü de vardır. Bütün sorunları biliyoruz, nasıl çözümleyeceğimizi de biliyoruz. Parayı nasıl bulacağımızı da biliyoruz. Türkiye zengin bir ülke. Bütün belediye başkanlarına yürekten teşekkür ediyorum. Tarih yazdılar. Onlar da günün 24 saati çalıştılar, özveriyle çalıştılar. Paralarına el koydular, ne yaparlarsa yapsınlar, asla sitem etmeyeceksiniz dedim. Onlar engel çıkaracak, siz engeli atlamasını bileceksiniz. Vatandaş yardım etti, engel oldular, banka hesaplarına el koydular. Askıda fatura geldi. Ödediler. Aklın yolu, adalet üzerine çalışıyorsa, insan hakları üzerine çalışıyorsa çözümsüzlük diye bir şey yoktur.

CHP'Lİ BELEDİYELERİN YARDIMLARI

5 milyon 702 bin 723 aileye yardım yapıldı. Esnafın bile yardım paketine muhtaç haline gelmesi bizi üzendi. 285 bin 390 aileye nakdi yardım yapıldı. 254 bin 24 bin hanenin suyu açıldı. 21 bin 142 belediyeye ait iş yerlerinin kiraları ertelendi. 146 bin 669 kişiye evinde bakım hizmeti veriliyor. 43 milyon 384 bin 714 litre dezenfektan dağıtımı yapıldı. Belediye başkanlarımız bu süreç içinde bütün engellere rağmen tarih yazan belediye başkanları olarak tarihe geçtiler.

MÜYESSER YILDIZ'IN TUTUKLANMASI

Adaletin peşinde koşan gruplardan birisinin unvanı da gazetecilerdir. Bir yerde haksızlık varsa, onu haber yaparlar. Vatandaşın çıkarına karar alınmışsa onu haber yaparlar. Köpeğin insanı ısırması haber değildir ama insanın köpeği ısırması haberdir diye geleneksel sözleri vardır. Medya özgürlüğü kilit bir düşüncedir. Önünde engel çıkarılmaması için özel düzenlemeler yapılır. Bizim Anayasamızın 28. Maddesi; Basın hürdür, sansür edilemez. Devlet basın ve haber alma hürriyetini sağlayacak tedbirleri alır. 21. yüzyıl Türkiye'sinde tam tersi. Devlet haber alma hürriyetini kısıtlayacak tedbirler alır. İki gazeteci arkadaşımız önce gözaltına alındı, sonra 4 gün bekletildi, ifadeleri alındı, biri bırakıldı, bir arkadaşımız hapse gönderildi. Müyesser Yıldız. Müyesser hanımın yazdığı iki yazı hala internette. Neresi gizli bunun? Bütün dünyanın bildiği şey neden Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarından gizli. Medyanın yüzde 90'ını havuz medyasına dönüştürdüler. Rüşvet kimlerden nasıl toplandığın gayet iyi biliyoruz, orada besleme gazeteciler var. Bir merkezden talimat geliyor, şu başlığı atacaksınız. Bir süre sonra vatandaş bunları almıyor. Almayınca, izlenen gazete ve TV'leri nasıl ele geçiririz çabaları başladı. Bizim de boykot ettiğimiz TV'yi de ele geçirdiler. Bir CHP'li, 4 tane de besleme çağırıyorlar. Bize kumpas kurdular, biz de katılmıyoruz dedik. Ne yazarsan yaz. Hedefimiz bu. Doğru haberin peşinde koşmak. Kalemini kiralıyorsan sen gazeteci değilsin kardeşim. Bunlar olunca, baktılar olmuyor, sosyal medyayı nasıl ele geçirebiliriz diye baktılar. 7 bin tane trol ya. Onunla kamuoyu oluşturmaya çalışıyorlar. Müyesser Yıldız hapsite, Barış Terkoğlu hapiste, Barış Pehlivan hapiste, Murat Ağırel hapiste. Osman Kavala, Selahattin Demirtaş. Bakın AİHM kararları bile uygulanmadı.Aynı dosyadan ikinci bir suç oluşturdular ve ceza ile içeriye attılar. Firavunun adaleti ise, bu firavunun adaletidir, Allah'ın adaleti değil.

BAŞAK DEMİRTAŞ'LA İLGİLİ ÇİRKİN PAYLAŞIMDA BULUNAN ŞAHSIN SERBEST BIRAKILMASINA TEPKİ

Sosyal medyada Selahattin beyin saygıdeğer eşine hakaret ettiler. Siz insan mısınız ya? Bir anneye bunlar söylenir mi? Gözaltına alıp serbest bırakmışlar, bir de yeşil punto madalya taksaydınız. Caddelerde öyle gezseydi. Birisi aklını saraya kiralıyor.

Elin oğlu bir eli yağda, bir eli balda. Ne olur senin çocuğuna da bir imkan sağlansa. Baba işsiz, çocuk işsiz, anne işsiz, aynı evde birbirlerinin yüzüne bakamıyorlar. Bu memleketi bu hale kim getirdi? Haber yaptı, at içeri. İtiraz etti, alın içeri. Baskı rejimi 20 Temmuz sivil darbesinin doğal sonuçlarından.

"DEVLETİ YÖNETENLER, DEVLETİ ARPALIK GİBİ YÖNETEMEZLER"

Devlet yönetiminde liyakat diye bir kavram vardır. Adalet ve liyakat kardeş sözlerdir. Liyakat işi ehline vermektir. Bir devlet adalet ve liyakat ile yönetilir. Akademiden ekonomi eğitimi yapmış birini getirip "matematik profesörü ol" diyemezsiniz. Bilginiz, birikiminiz ve deneyiminiz olacak. Berber çırağının düşünün, ustasının yanında öğrenir, hemen "şunu tıraş et" demezsiniz. Berber çırağı büyük bir dikkatle ustasını izler. Devleti yönetenler, devleti arpalık gibi yönetemezler. İstediğim gibi yönetirim diyorsan, orası birilerinin arpalığı haline dönüşür. Çikolata kutusunda rüşvet alan adamı büyükelçi tayin ederseniz, gittiği ülkedeki halk şöyle düşünür; bu kişiyi buraya gönderen de aynı meşreptendir der.

EMRE CEMİL AYVALI'NIN "FETÖ" SÖZLERİ

Televizyonlara çıktı birisi, 'FETÖ ile iş birliği yaptık, Kemalistleri devirmek için' bunu söyledi. Emre Cemil Ayvalı kardeşime öncelikle yürekten teşekkür ediyorum. "Oradaki paşaları sistemin dışına atmak için kumpas kurduk" dedi. Kendisine teşekkür borcumuz var. İçeriden ve önemli birisi, medyadan sorumlu birisi. Bunun ve bunun gibi olanların bilmesi gereken bir şey var. Devlette memur olmak için KPSS sınavını kazanacaksınız, sonra aday memur olacaksınız. Çalışıyorsunuz, amir sizi izliyor. İyiyseniz bir süre sonra asalet onaylanırsa memur oluyor. Bir süre çalışacak, hemen şef olamaz. Süresi dolduktan sonra şeflik sınavına girecek, şef olacak. Diyor ki, ben 12 yıl niye bekleyeceğim. Liyakatın ne olduğunu bilmiyor, gözü kararmış. FETÖ'nün desteğini almış, ben istediğimi yaparım diyor. Sen eğer, FETÖ ile işbirliğini itiraf ettiysen sana öncelikle borcumuz var, peki, FETÖ ile iltisaktan içeride yatan öğrencilerin ne günahı var. Komutanı çıkın dışarı demiş, bunlar çıkmışlar. Bir savcı harekete geçti mi, hiçbirisi geçemez. Tarih bunları not edecek.

BANKALARA YAPILAN ATAMALAR

Eski güreşçi arkadaşımız da bir bankanın yönetim kuruluna atandı. Hepimizin alkışladığı bir arkadaş. Hepimizin gurur duyduğu bir kişi. Banka yönetiminde ne işi var? Bankanın 'b'sini bilmiyor. Spor Bakanı eyvallah, itirazım yok. Ama kardeşim banka ile ne ilgilisi var? Benim bu kardeşimden istirhamım, başarılarını gölgelemek istemiyorsan o koltuğa oturmayacaksın.

Sizde vicdan var mı? Sizde din var mı, iman var mı? Yeter ya. Gözünüzü para doyursun kardeşim. Amerika'da dünyalığı yaptılar, diğer yerlerde dünyalıklarını yaptılar, bir de bunlar 'Biz Müslümanız'. Ben kabul etmiyorum arkadaş. Burada aç yatıyor çocuk, orada 4 yerden maaş alıyor. Yeter ya. Böyle rezalet görüşmemiştir. Dünyada böyle rezalet yoktur.

"NİYE VATANDAŞ SANA PARA VERSİN"

Yandaşa her türlü parayı veriyorlar. Dönüp diyorlar ki, Covid-19 krizi var, bize para verin. IBAN numaralarını açıkladım bize para verin. Niye vatandaş sana para versin. Aç ya vatandaş. Evine ekmek götüremeyen milyonlar var. Her yerde bu adaletsizliği anlatacağız. Sizler de gittiğiniz her toplantıda söyleyin. TÜİK, devamlı adam değiştiriyorlar. Yıllık geliri 7 bin liranın altında olan, yani aylık 583 lira gelir elde eden 11 milyon kişi var bu ülkede. Aylık geliri 582 lira olan 11 milyon kişi var. Sarayda oturanların gördüklerinde bu rakamı, acaba yüzleri kızarıyor mu? 18 yıldır devleti yöneteceksin, 11 milyon kişinin aylık geliri 583 lira olacak. Bunlarda insan sevgisi var mı?

Covid-19 ile karşı karşıyayız. Bir maskeyi bile bu güzelim insana parasız veremediler. Onu bile para ile satıyorlar. Bunlarda vicdan var mı? Bizim belediyelerimiz bedava dağıtıyor, ona da engel oluyorlar, 'niye dağıtıyorsun?' diye. Milyonlarca lirayı, hatta milyarlarca lirayı kullanıyorlar. İstedikleri gibi kullanıyorlar. Hiç kimseye de hesap vermiyorlar. Çünkü kibirleri hesap vermeye engel. Kendilerini dindar olarak gören kardeşlerim de bunu çok iyi dinlesin. Vatandaştan aldığın verginin hesabını vermiyorsan, sen bir şeyler çalıyorsun demektir.

İlk beş ayda, tefecilere ödenen para 65 milyar liraya çıktı. Tefecilere hizmet eden bir adam ne zamandan beri İslami esasları düşünmeye başladı. 18 yıldır Londra'daki bir avuç tefeciye garibanların alın terini kiraladı ve sattı. Özellikle AK Parti'ye oy veren kardeşlerimin bilmesi lazım. 'Yeter' demeniz lazım.

GÜL FİYATLARI

Vatandaşın derdini birebir izliyoruz. 21 ile -aşırı sıcak ve dolu dolayısıyla tarımda ciddi bir adet yaşanmıştı- arkadaşlarımızı gönderdik. Isparta'ya da gül üreticileri için arkadaşlarımızı gönderdik. Gülün başkentine soruyorum. Isparta'nın gülü bütün dünyada 1 numaradır. 2018'de 9 liradan alınan gül 2020'de nasıl oluyor da 5 liraya düşüyor. Neyin fiyatı düştü? Mazotun fiyatı mı, ilacın fiyatı mı? İran'dan çay, Bulgaristan'dan da gül ithal ediyorlar.

EYT'LİLERİN DURUMU

EYT'liler diyor ki, bizi unutmayın, sonuna kadar onların haklarını savunacağız. Hiç unutmuyoruz. İşçilere öyle bir kumpas kurdular ki. Ne kadar çok çalışır, ne kadar çok prim ödersen o kadar az emekli aylığı alacaksın. Buydu kumpas. Böyle bir garabet dünyada yok. Sadece bizde var. EYT'liler için de adalet. Onları da kurtaracağız.

SINAV TEDBİRLERİ

Bütün belediye başkanlarıma çağrım. Gürültülü bir ortamda yapılmamasına özen gösterin. Orada bir aracınız olsun ve içinde maskeler olsun. Bedava vereceksiniz. Mutlaka dezenfektanı sağlayacaksınız.

15 TEMMUZ ŞEHİT YAKINLARI VE GAZİLERİN EYLEMİ

Dün 15 Temmuz şehit yakınları ve gazilerin eylemi vardı. 251 şehit verdik. 2190 da gazimiz var. 251 şehit ve gazilerin haklarını aldılar. Vatandaşa dediler ki, para verin, yardım yapacağız. Vatandaş verdi. 309 milyon lira para toplandı. Nereye yatırıldı bilmiyoruz. O dönemin doları ile bugün çok büyük bir para etmesi lazım. Nerede o paralar? Bir vakıf gösterdiler, arkadaşlarımız baktılar, orada bir vakıf yok. Onlar da haklarını istemeye başladılar. Benim için para topluyorsan, o parayı bana ödenmek üzere vermişse benim hakkımdır. O para, arkadaşlarımızın annelerinin ak sütü kadar helal paradır. El koydular vermiyorlar. Dün AK Parti Genel Merkezi'nin önünde eylem yapmışlar. Polisler coplarla falan dövmüş.

'RÜŞVET' İDDİASI

Sayın Bahçeli'ye seslenmek istiyorum. Koalisyon görev yapıyor ama bir nokta var ki, ben sayın Bahçeli'nin rüşvet konusunda çok hassas olduğunu biliyorum. AK Parti ve MHP milletvekilleri, belediye başkanları, il, ilçe başkanları, Dışişleri ve Kültür Bakanı toplantı yapıyorlar. Bir aşamada 500 bin lira paradan söz ediliyor. Turizm Bakanı, Serik Belediyesi tarafından günübirlik alanda bulunan işletme sahibinden 500 bin lira alındığını söylüyor. Belediye başkanı almadık diyor. Dışişleri Bakanı, senden önceki aldı diyor. Sizde vicdan varsa, 500 bin lirayı kim aldı? Bakan, senden önceki olayı deyince, belediye başkanı, devletin bakanı olarak bunu biliyor da üzerine gitmiyorsanız yazıklar olsun diyor ve toplantıyı terk ediyor. Kime yazıklar olsun diyeceğiz. Nerede bu 500 bin lira?

SEÇİM SİSTEMİ TARTIŞMALARI

Seçim sistemi için çalışıyorlar. Açık ve net yüzde 10 barajını kaldıralım. Yüzde 1 oy alan partinin en azından genel başkanı gelsin Meclis'te konuşsun. Milletin vekilini liderler değil, millet seçsin. Bu olursa lider vesayeti biter. Herkes doğrudan seçmene gider. TBMM gerçek anlamda vesayetten kurtulur.

Yerel Seçim 2024


En Çok Aranan Haberler