Çağatay KENARLI-Ozan URAL-Ertan KILIÇ/İSTANBUL,(DHA)-Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlar Daire Başkanlığında uzun yıllar görev yapan emekli Emniyet Müdürü Bülent Kılıçtepe, Türkiye'de yılda yaklaşık 250 bin kişinin uyuşturucu tedavisi gördüğünü belirterek, uyuşturucuyla mücadelede ailelere ve medyaya önemli görevler düştüğünü söyledi.
Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu 1987 yılında, uyuşturucu kullanılmayan sağlıklı bir toplum hedefine ulaşmak, uyuşturucu ile mücadele konusunda uluslararası alanda eylem ve işbirliğini güçlendirmek amacıyla 26 Haziran tarihini "Uluslararası Uyuşturucu Kullanımı ve Kaçakçılığı ile Mücadele Günü" olarak kabul etti. Demirören Haber Ajansı'na (DHA) bu güne özel açıklamalarda bulunan Bülent Kılıçtepe, "Çocuklarınıza itimat edin ama denetleyin. Uyumayalım, uyuşturulmayalım" dedi.
Medyaya da önemli görevler düştüğünü anlatan Kılıçtepe, "Haberlerde uyuşturucu satıcılarına ‘baron’ deniliyor. Baronluk Avrupa'da kontluk ve şövalyelik arasında güzel bir makam. Biz 'baron' diyerek zehir tüccarlarına güzel bir rütbe veriyoruz" dedi. Kılıçtepe, "Bu tür haberleri yaparken yakalanan malların değerlini yazmak yerine, yakalanan kişinin kaç sene ile yargılanacağını, mallarına el konulacağını yazarsak caydırıcı olur" diye konuştu.
“Uyuşturucu kullanımı genelde merakla başlıyor" diyen Bülent Kılıçtepe , " Ondan sonra bunun deneme safhası gelir, ardından yarı bağımlı, sonrasında ise tam bağımlı hale gelirsiniz. Herkes her an bu işe bulaşabilir. Bizim yaşımızdakiler olmayabilir, çocuklarımızı torunlarımızı bu tehlike bekliyor. Kullanılan istatistiklerde her yıl yapılan tedaviler, tedavi görenler yaklaşık 250 bin kişi civarında, bunun 13 bini yatarak tedavi olmuştur. Bu tedavilerin artması tedavilerden sonra kanın temizlense bile tekrar uyuşturucuya başlama konusu Türkiye’nin esas problemidir" dedi.
UYUŞTURUCUYU AİLEDE EN SON BABALAR DUYAR
Her ailenin yakınından çocuklarından, her kurumun çalışanlarından, her devletin vatandaşından, her okulun talebesinden mesul olduğuna dikkat çeken Kılıçtepe, “Kimse 'Ben bundan mesul değilim kendimi dışarıda tutayım' diyemez. Derse; emin olun ki bu bir yangın gibi, mahalleye girdiği zaman kullanan öbürüne bulaştırıyor" şeklinde konuştu.
“POLİS SİZİ KAÇAKÇIDAN VE SATICIDAN KORUYABİLİR, FAKAT EN SAMİMİ ARKADAŞINIZDAN KORUYAMAZ"
“Sigarayı ve alkolü size kim ikram etti ilk olarak. Bunu düşünün" diyen Kılıçtepe, şöyle konuştu:
“En samimi arkadaşınız, sevgiliniz veya akrabanız… Şimdi polis sizi kaçakçıdan ve satıcıdan koruyabilir, fakat en samimi arkadaşınızdan, akrabanızdan ve sevgilinizden koruyamaz. Ne yapacağız o zaman. Bunu bize ailemiz öğretecek. Kötü arkadaş edinmemeyi, kötü arkadaşların yanından uzaklaşmayı. Bunu aile yapmadığı zaman ne oluyor? Biraz önce dediğim yolla önce merak ediyorsunuz, meraktan sonra deneme safhasına geçiyorsunuz. Denemeden sonra yarım bağımlı olunca aile fark ediyor. Bu konuda en son babalar duyuyor"
“BENİM ÇOCUĞUM FAKİR, ÇOCUĞUM UYUŞTURUCU ALAMAZ DİYE DÜŞÜNMEYİN"
Kılıçtepe, uyuşturucunun “İtalya usulü" tabir edilen bir yöntemle dağıtıldığını ifade ederek, yöntemi şöyle anlattı:
“Uyuşturucuyu zenginlere bulaştırıyor, paralarını alıyorlar. Fakirlere bulaştırarak ilkinde bedava veriyorlar ve sonraki seferlerinde (Para verme ama bana en az 7 tane müşteri bul' diyorlar. Bu ‘İtalyan usulüdür’ ve bu model şimdi Türkiye’de uygulanıyor. 'Benim çocuğum fakir, çocuğum uyuşturucu alamaz' diye düşünmeyin. Zenginse her an ona musallat olabilecek uyuşturucu kaçakçısı veya arkadaşları üzerinden ona ulaşabilecek kaçakçılar bulunur. Hedef olduğunu kendi bile fark etmez. Bazı ortamlara bazı gruplara sokulur. 'Bir dene bir şey olmaz' gibi şeylerle kandırılır."
Eski Emniyet Müdürü Kılıçtepe, piyasada bulunan uyuşturucu türleri ve etkileri ile ilgili olarak da "Birincisi; merkezi sinir sistemini yavaşlatanlar vardır. Afyon ve türevleri, bunların sentetikleri de vardır. İkincisi; merkezi sinir sistemini uyaranlar vardır. Kokain cinsi olanlar. Üçüncüsü; bunlar hayal gösterenlerdir, sentetiktir. Dördüncüsü; dişi hint keneviri, esrar vardır. Beşincisi; buharlaşanlar vardır, bu baliciler dediğimiz. Her grup kendi ekonomik durumuna göre uyuşturucu tüketir" dedi.
“UYUŞTURUCU İLE MÜCADELEDE MUHTARLARI VE DİN ADAMLARINI DEVREYE SOKMAMIZ GEREKİYOR"
“Vatandaşın bu konuya el atması lazım. Her şeyi devletten bekliyoruz" diyen Kılıçtepe, şöyle devam etti:
"Çocuğumuzu özgürlük adı altında rahat bırakıyoruz. Çocuğumuz yan yollara girdiği zaman da 'Nerede bu devlet?' diyoruz. Hayır, bu noktada aile kendi fertlerinden, çevresinden, okul kendi talebelerinden, kurumlar askeri birlikler kendi askerinden, personelinden, erlerinden, mürettebatından, devlet de bütün vatandaşlarından sorumlu. Anayasanın vatandaşın ruh ve beden sağlığı ile ilgili devlete yüklediği görevler vardır. Bu konuda devletin de yardıma ihtiyacı var. İstanbul’da bine yakın mahalle var ve her mahalleye birer narkotik polisi koymak o kadar kolay değil ama her mahallede devlete yardımcı bir kişi bulsak… Bir örneğini vereyim sizler için; bizim her mahallede canlı Mobeselerimiz var. Bir tanesi beni annemdi, sokağa kim girer kim çıkar bana söylerdi. Mahallede ne olur ne biter hepsini bildirirlerdi. Bunları organize etmek lazım, muhtarları, din adamlarını buna mecburuz. Bu polisin uğraşacağı bir konu tabii ki bunun için uğraşacak"
SUÇU BİLDİRİMDE “UYUMA"
Bülent Kılıçtepe, "Polis mesela vatandaşlardan yardım isterken ‘Uyuma’ diye bir programı faaliyete soktu, akıllı telefonlarda var. Bu programa girdiğimiz zaman polise ulaşabileceğimiz konular mevcut. Suçu bildirme konusunda polise yardımcı olmamız lazım. Suçu polise bildirince size muhbir, ihbarcı ve ispiyoncu gibi kötü isimler takıyorlar. Türkiye’de bu yanlışlık da var. Bu konu Alman vatandaşları için vatandaşlık görevi oluyor. Türk vatandaşları için kötü bir yorum oluyor bunu da kaldırmamız lazım" şeklinde konuştu.
BASINA UYUŞTURUCU UYARISI
Bülent Kılıçtepe, uyuşturucu satıcılarıyla ilgili basına büyük görev düştüğünü ve bu konuda haberlerde yer alan ifadelerin dikkatli seçilmesi gerektiğini vurgulayarak şunları söyledi:
“Mesela haberlerde uyuşturucu satıcılarına ‘baron’ deniliyor. Baronluk Avrupa da kontluk ve şövalyelik arasında güzel bir makam. Biz bunu basın yoluyla uyuşturucu kaçakçılarına söylüyoruz. Ne yapıyoruz? Biz zehir tüccarlarına, kanımızı emenlere güzel bir rütbe veriyoruz. Dizilerde uyuşturucu kaçakçılığı yapanların özel tekneler, özel uçaklarda, güzel kızlarla lüks hayatlar yaşadığını göstererek özendirici oluyoruz. Halbuki onların uyuyamadıklarını, uyuyamadıkları için uyuşturucuya saplandıklarını, sürekli korku içerisinde yaşadıklarını, hatta kendi ailelerinden ve çevrelerinde bulunan kişilerden bile 'suçu polise bildirirler' diye korktuklarından niçin bahsetmiyoruz? Onların yaşantıları budur. O teknelerde ve uçaklarda gördüklerimiz günde bir iki saattir. Geri kalanında hepsi septik ve her şeyden şüpheci olarak yaşıyorlar. Bunu gündeme getirmek lazım anlatırken. Bir de uyuşturucu haberleri yaparken yakalanan malların değerlini yazmak yerine, kaç sene ile yargılanacağını, mallarına el konulacağını yazarsak caydırıcı olur. Şu anda 100 lira için kavga edilirken düşünün 100 bin lira için neler yapılmaz? Türkiye’de basının da bu konuda kendisini özeleştiriye tabi tutması ve bazı sloganlarını kullanmaması lazım" Kılıçtepe, “Bizim hedef koyacağımız konu daha çok mal yakalamaktan ziyade uyuşturucuya başlama, uyuşturucudan ölüm yaşını yukarıya çekmektir. Bunları ne kadar yukarıya çekersek devletimiz o kadar güçlü anlamına gelir" dedi.
İNTERNETTEN UYUŞTURUCU SATIŞI
Kılıçtepe, internet üzerinde uyuşturucu madde satışlarıyla ilgili olarak da konuştu. Kılıçtepe, “ Bu ne yazık ki, teknolojiyle beraber hızlı bir şekilde Türkiye’ye yayıldı. Sizin zaaflarını biliyorlarsa size sosyal medyadan bile ulaşıyorlar. Sonra size sattıkları uyuşturucuyu anlatarak özendirmeye çalışıyor. Polis üretimden bu tarla olur, fabrika olur sentetikler olur, kazanılan paranın aklanmasına kadar süreçte bir araştırma yapıp oraya istenilen aralıktan girilebilmesi lazım. Kara paranın aklanması ile ilgili mevzuatlarda da polisin tavsiyelerine uyulması gerekiyor" şeklinde konuştu.
“DENETİMLİ SERBESTLİK UYUŞTURUCUYLA MÜCADELEDE ÖNEMİNİ YİTİRİYOR"
Bülent Kılıçtepe, “ Uyuşturucu satıcısı denetimli serbest kaldığı zaman haftada bir gün karakola giderek imzasını atıyor ve diğer günler ise Türkiye’nin istediği şehrine gidiyor. Ne yapıyor sizce bu adam haftanın diğer 6 günü? Bunların da iyice irdelenmesi gerekiyor" diye konuştu.
TÜRKİYE’DE UYUŞTURUCU ÖLÜMLERİ
Eski Emniyet Müdürü Kılıçtepe, "Türkiye istatistiklerine bakarsak 2004 yılında 29 olan uyuşturucudan ölümün 2016 yılı istatistiklerinde 940’a çıktığını görüyoruz. Bu istatistikleri dünya rakamlarıyla karşılaştırmak isterim. 2016 yılında dünya genelinde 275 milyon uyuşturucu kullanıcısı var yaklaşık 8 milyarlık nüfusta. 275 milyonun 31 milyonu tam bağımlı. Bunların da yüzde 14’ü yani yaklaşık 4 milyon kişi AIDS’li, yaklaşık 6 milyonu hepatitli. Dünyadaki uyuşturucudan meydana gelen ölümlerde Asya kıtasında 85 bin, Amerika kıtasında 52 bin, Afrika kıtasında 39 bin, Avrupa ve diğer kıtalarda da 30 bin ölüm olmuş. Türkiye sentetik uyuşturucuda ölümlerde baş sıralara çıkmaya başladı. Avrupa ölümlerinde İngiltere, Almanya’dan sonra Fransa ile birlikte üçüncü sıradayız. Fakat milyonda ölüm oranına bakarsak Türkiye başarılı, Türkiye’de 80 milyon vatandaşta 940 kişi ölmüş milyonda 11 kişi olurken, diğer ülkelerde ise 13,15,17 oluyor o bakımdan başarılıyız ama toplam rakamda baktığımız zaman artışlar irrite edici vaziyette" dedi.
“ÇOCUKLARINIZA İTİMAT EDİN AMA DENETLEYİN"
Kılıçtepe, aileleri çocuklarına karşı dikkatli olmaları konusunda uyararak, “Polis olarak yakaladığımız konuları ailelere aktardığımız zaman ‘benim çocuğum yapmaz’ diyor. Herkesin çocuğu kıymetli. Benim de çocuklarım kıymetli, güvenirim de ama denetleme güvene mani değildir. Çocuklarınızın vücutlarındaki izler, huy değişiklikleri, derslerine ve arkadaşlarına ilgisizlik, ideolojilerinden sapmalar, tüketimi ve ekonomik tüketimi, arkadaş çevreleri ve konsantrasyonuna dikkat edilmeli. Bir polis olarak söylüyorum; çocuklarınıza itimat edin ama denetleyin. Uyumayalım, uyuşturulmayalım." dedi.
“POLİSLERİMİZİN DE BU MANTIKTAN SIYRILMASI LAZIM"
Polislerin de uyuşturucunun büyüklüğüne bakmaksızın çalışma yapması gerektiğini belirten Kılıçtepe, “’Ben bir kilonun altına bakmam’ dediğiniz zaman, ‘bin kişiye birer gramdan mal satan adamı yakalamam’ demek istiyorsunuz. Bu yanlış bir şey. Bir gram uyuşturucuya da bir tona da bakacaksınız "diye konuştu.
GÖÇMEN UYARISI
Bülent Kılıçtepe, “Son göçlerle ilgili olarak Afganlar, Suriyeli ve Orta Asya’lı olarak ülkemizde yaşayan kişilerin ekonomik durumları iyi değil. Bunlar ne yapacaklar? Türkiye’deki sentetik artışlarında bunu fark ediyorum. Parası yok, sentetik 5 lira alıyor 10 liraya satıyor. Dolayısıyla piyasada kavga başlayacak bu konuda da Türk polisinin uyanık olması lazım" dedi.
İSTANBUL’UN 6 AYLIK UYUŞTURUCU BİLANÇOSU
İstanbul Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri 2019 yılının ilk 6 ayında yaptıkları uyuşturucu operasyonlarında toplamda 15 bin 716 narkotik olaya müdahale etti. Bu operasyonlarda 25 bin 113 kişiye işlem yapılırken, 3 bin 362 şüpheli tutuklandı Yapılan operasyonlar kapsamında 7 ton 566 kilo 714 gram çeşitli türlerde uyuşturucu madde ile 8 milyon 689 bin 486 uyuşturucu hap ele geçirildi. Öte yandan İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün narkotik TIR’ı (NARKOTIR), aynı dönemde Balıkesir, Rize, Trabzon, Ordu, Giresun, Amasya, Samsun, Kocaeli illerinde 500 bin kişiye ulaşarak farkındalık eğitimi verdi.
OPERASYON ANI DHA KAMERASINDA
Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerinin Beyoğlu ve Bağcılar da yaptıkları operasyonlar DHA kameraları tarafında an be an görüntülendi. Operasyonlar kapsamında polis ekiplerinin uyuşturucu satıcılarının adreslerine baskın yapması, şüphelileri gözaltına alması ve adreslerde yapılan aramalar görüntülendi.
(FOTOĞRAF)