HABER

Kızılay Kart sayısı bir milyona ulaştı

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betil Sayan Kaya, "Göç meselesi görmezden gelinerek, yok sayılarak asla yönetilemez. Bugün artık Türkiye'nin gösterdiği fedakarlık ve hassasiyetin alkışlanmaktan ziyade, küresel ölçekte de sahiplenilmeye ihtiyacı var." dedi.

Bakan Kaya, Türk Kızılayı ve Birleşmiş Milletler Dünya Gıda Programı (WFP) tarafından Türkiye'deki mülteciler için yürütülen Sosyal Uyum Yardımı (SUY) Programı kapsamında dağıtılan Kızılay Kart'ın bir milyon sayısına ulaşması kapsamında Ulucanlar Kültür Merkezi'nde düzenlenen toplantıda konuştu.

Örnek bir projede bulunmaktan duyduğu memnuniyeti aktaran Kaya, bu alanda yürütülen ulusal ve uluslararası işbirliğiyle çok önemli mesafe kat edildiğini ifade etti.

"Boyutu ne olursa olsun insani ve vicdani konularda gösterilen duyarlılığın küçük de olsa bazen çok büyük yansımalarının olduğunu bu programla görmüş olduk." diyen Bakan Kaya, mültecilerin karşı karşıya kaldığı büyük meselelerin belki küçük bir parçasına tekabül eden bir konuda AFAD, Türk Kızılayı, AB, WFP'nin bir araya gelerek anlamlı bir programı hayata geçirmesinin, herkesi mutlu ettiğini bildirdi.

Kaya, bu işbirliklerin sayısının artması, mültecilere yönelik küresel duyarlılığın da bu tarz projelerle somut kazanımlara dönüşmesini önemli bulduklarını belirtti.

Suriye'de çatışmaların ortaya çıktığı günden bu yana 600 binden fazla insanın hayatını kaybettiğini, 22 milyon nüfuslu bir ülkenin insanlarının yarısından fazlasının, evlerini terk etmek zorunda kaldığına dikkati çeken Kaya, bu mültecilerden 3 milyonu aşkın kişiye Türkiye'nin ev sahipliği yaptığını vurguladı.

Mültecilerin dörtte üçünün kadın ve çocuklardan oluştuğuna değinen Kaya, şöyle devam etti:

"Hala ülkesinden çıkamayan pek çok masum insan, ölümle burun buruna orada yaşamakta. Sadece geçtiğimiz yıl binin üzerinde çocuğun öldürüldüğü, yine bu sayıya yakın çocuğun da kaçırıldığı tahmin ediliyor. Eğitim bir tarafa, özellikle gıda, sağlık ve temel ihtiyaçlara erişim imkanı ciddi ölçüde kısıtlanmış durumda. Sadece geçtiğimiz yıl 400'e yakın hastanenin hedef alındığını biliyoruz. Ülkemizde 20 binin üzerinde yetim Suriyelinin olduğunu düşünürsek yaşanan acının boyutlarını az da olsa tahayyül edebiliriz."

- "Coğrafyanın kader olduğunu biliyoruz"

Bakan Kaya, aynı coğrafyayı, aynı kültürü, aynı inancı paylaşan Suriyelilere ilk günden itibaren millet olarak hem kapıların hem de gönüllerin açıldığını vurguladı. Suriyeli mültecilere, insan onuruna yakışır bir yaşam şartı oluşturmak için ilk günden beri gayret edildiğine işaret eden Kaya, şu görüşlere yer verdi:

"Coğrafyanın kader olduğunu biliyoruz ve Türkiye olarak bize bahşedilen bu coğrafyanın güzellikleri ve zenginlikleriyle beraber zorluklarını da elbette göğüslemek zorunda olduğumuzu biliyoruz. Hemen yanı başımızda cereyan eden insani meselelere duyarsız kalmamız, 'Bize ne' dememiz asla mümkün değil. Komşusu açken tok yatan bizden değildir, inancına sahip bir milletiz biz. Şunu da belirtmek isterim ki insani ve vicdani problemler, asla mesafe ve sınır tanımaz. Ne Suriye'deki, ne Irak'taki ne de bölgenin diğer ülkelerindeki meselelere sadece coğrafi yakınlık nazarıyla bakmıyoruz."

Bakan Kaya, Myanmar'daki Müslümanların meselesi, Açe'deki deprem enkazında kalan insanların zorlukları, Somali'deki terör, açlık ve kıtlık sarmalındaki insanların sıkıntılarının yakından hissedilen meseleler olduğunu ifade etti.

Sağlık Bakanı Ahmet Demircan ile AFAD Başkanı Mehmet Güllüoğlu'nun Somali'den dün geldiğini anımsatan Kaya, "Somali'de yaşanan o insanlık dramı karşısında Türkiye, ilk andan itibaren yardım elini uzattı. Bugün Somali'den gelen yaralılarımız, Türkiye'deki hastanelerde tedavi ediliyor." diye konuştu.

Türkiye'nin, dünyanın en zengin ülkesi olmadığını, fakat kalkınma yardımlarında, kişi başı milli gelire oranla dünyada birinci sırada bulunduğuna vurgu yapan Kaya, böyle bir milletin mensubu olduğu için gurur duyduğunu bildirdi.

Kaya, Suriyeliler için atılan her adımda milletin koşulsuz, şartsız destek verdiğini, atılan adımlara katkı sağladığını belirterek, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Bugün Suriyeli kardeşlerimiz için yaptığımız 30 milyar dolar üzerindeki harcamaların içinde, yarısından çoğu gönüllülerin, sivil toplum kuruluşlarının yaptığı harcamalar. Yani Türk milletinin bizatihi kendisinin yaptığı harcamalar. Her zaman söylüyoruz, biz insani meselelere vicdan ve hakkaniyet penceresinden yaklaşmayı bir yük olarak değil, gerçekten güç olarak görüyoruz. Türkiye olarak bütün gücümüzle Suriyeli kadınların kimsesiz kalmış çocukların, yaşlıların, engellilerin, zora düşmüş tüm insanların elinden tutmaya devam edeceğiz."

- "Uluslararası toplumun duyarsızlığı fazlasıyla üzüyor" Küresel sorunların, küresel işbirliğiyle aşılabileceğine vurgu yapan Bakan Kaya, "O halde sorunların çözümü için herkesin elini, birlikte taşın altına koyması ve sorumluluk alması gerekmektedir. Özellikle göç meselesi görmezden gelinerek, yok sayılarak asla yönetilemez. Bugün artık Türkiye'nin gösterdiği fedakarlık ve hassasiyetin alkışlanmaktan ziyade, küresel ölçekte de sahiplenilmeye ihtiyacı var. Suriyeli kardeşlerimiz, onlarla birlikte tüm mülteci kardeşlerimiz zaten ağır koşulların meydana getirdiği sorunlarla boğuşuyor. Ama bu sorunlar kadar uluslararası toplumun duyarsızlığı da onları fazlasıyla üzüyor ve acılarını daha da derinleştiriyor." dedi. Geçen yıl kasım ayından itibaren uygulanan SUY Programı kapsamında kişi başı 100 lira yardım tutarının 2017 Haziran itibarıyla 120 liraya yükseltildiğine işaret eden Kaya, 2017 Ağustos'tan itibaren üç ayda bir verilmek üzere de ek ödemelere başlandığını ifade etti.

Kaya, Bakanlık bünyesinde kullanılan Sosyal Yardım Bilgi Sistemi'nin, SUY Programı'nın, başvurudan ödeme aşamasına kadar hızlı, şeffaf, objektif bir şekilde yürütülmesinde çok önemli kolaylık sağladığını aktardı.

Bakanlık, AFAD, Kızılay ve UNICEF işbirliğinde Avrupa İnsani Yardım Fonu kaynaklarıyla şartlı eğitim yardımı uygulamalarının da devam ettiğine değinen Kaya, Suriyeli çocukların okula gitmeleri için şartlı eğitim yardımlarının bu anlamda önemli bir yardım programı olduğunu kaydetti.

Afet ve Acil Durum Yönetimi (AFAD) Başkanı Mehmet Güllüoğlu, Kızılay Kart'ın bir milyon kişiye ulaşması için 2011'den bu yana sürdürülen çalışmalara ilişkin bilgiler verdi. Güllüoğlu, projede emeği geçenlere teşekkür etti.

- "SUY Programı çok uluslu ve çok paydaşlı bir uygulama" Türk Kızılayı Başkanı Kerem Kınık, bir başarıya ulaşmanın mutluluğunu, gururunu yaşadıklarını dile getirerek, silah zoruyla evlerini terk eden dünyadaki 65 milyon mülteciden bir milyon tanesine SUY Programı kapsamında iyilik eli ulaştırıldığını, bu yardımı yapan "emin eller"e teşekkür ettiğini söyledi. Avrupa Komisyonunun fonladığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, WFP ve Türk Kızılayının program ortaklığı, Göç İdaresi Genel Müdürlüğü, Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü desteğiyle AFAD koordinasyonunda uygulanan programda bir milyon sayısını geçtiklerini bildiren Kınık, buradaki kişilerin her birisinin önemli olduğunu ifade etti.

Kızılay ve Kızılhaç hareketinin insaniyet prensipleri çerçevesinde ayrım gözetmeyen, tarafsız, gönüllü hizmet veren, birlik prensipleriyle çalışan evrensel bir hareket olduğunu anımsatan Kınık, bu insanların yardımına birlikte koştuklarını dile getirdi. SUY Programının çok uluslu ve çok paydaşlı bir uygulama ve insan hayatına dokunan bir proje olduğunu belirten Kınık, projenin ortaya konulmasında emeği geçenlere teşekkür etti.

Kınık, UNICEF ile yürütülen şartlı eğitim yardımıyla da 250 bin kişiye ulaşmayı hedeflendiklerine işaret ederek, "Bütün bunlar savaştan ve ölümden kaçmış olan Türkiye'deki 3 milyonu aşkın Suriyeli kardeşlerimize hayatı kolaylaştırmak için yaptığımız çalışmalar. Bunun dışında Suriye'nin içinde de halen hayatları ızdırap ile geçen insanlara destek olmak için çalışıyoruz. Bu çerçevede bir milyonuncu kartımızı vermenin gururunu yaşıyoruz." dedi.

Toplantıya, BM Dünya Gıda Programı Temsilcisi, Ülke Direktörü Nils Grede, Avrupa Komisyonu'nun İnsani Yardım ve Kriz Yönetimi'nden sorumlu üyesi Christos Stylianides ve diğer ilgililer katıldı.

Bakan Kaya ve beraberindekiler, toplantı öncesinde, çeşitli kurslara katılan Suriyeli kadınların, el işçilikleriyle hazırladıkları ürünlerin bulunduğu stantları gezdi.

Toplantının sonunda Türkiye'den gençler ve mültecilerden oluşan "Bizim Koro" isimli bir grup Arapça, Türkçe ve İngilizce şarkılar seslendirdi.

En Çok Aranan Haberler